ABD saldırıları Trump'ın iddia ettiği gibi İran'ın üç ana nükleer tesisini 'yok etti' mi?

ABD saldırıları Trump'ın iddia ettiği gibi İran'ın üç ana nükleer tesisini 'yok etti' mi?
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A- A+ Paylaş


Başkan Donald Trump, ABD'nin pazar günü gece boyunca gerçekleştirdiği saldırıların İran'ın Fordo, Natanz ve İsfahan'daki üç önemli nükleer tesisini "tamamen yok ettiğini" açıkladı.

Ancak ABD'nin askeri komutanlarına başkanlık eden Dan Caine, pazar günü kesin sonuçlara varmaktan kaçındı ve hasarın boyutunu tam olarak değerlendirmenin "biraz zaman alacağını" söyledi.

Tahran'daki yetkililer hava saldırılarının ülkenin nükleer tesisleri üzerindeki etkisini küçümsedi.

'Gece Yarısı Çekici Operasyonu' olarak adlandırılan saldırıda, her biri 13 bin kilogram ağırlığında 14 sığınak bombası taşıyan yedi B-2 hayalet bombardıman uçağı da dahil olmak üzere 125 ABD askeri uçağı yer aldı. Hava bombardımanlarına paralel olarak bir ABD denizaltısı da 30 kadar seyir füzesi fırlattı.evamı

Yeni uydu görüntüleri saldırıların ardından yaşananlara ilk kez ışık tutuyor.

Bu görüntüler tesislerde ciddi hasar meydana geldiğini gösteriyor ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) Başkanı Rafael Grossi'nin son açıklamalarını destekliyor.

Uzmanlar, maddi hasara ilişkin çok sayıda kanıt bulunmasına rağmen İran'ın nükleer programındaki gerilemenin henüz görülmediğini söylüyor.

Fordo'nun zenginleştirme alanlarında önemli hasar belirtileri

Sadece ABD'nin sığınak delici bombalarının - özellikle de 13 bin kilogramlık GBU-59 Massive Ordnance Penetrators (MOPs) - dağın içine nüfuz edebileceği ve Fordo'nun zenginleştirme alanlarına zarar verebileceği düşünülüyordu.

GBU-59 patlamadan önce tahmini olarak 18 metre beton veya 61 metre toprak delebilirken, Fordo'nun zenginleştirme alanlarının yerin 90 metre kadar derinine gömülü olduğuna inanılıyor.

ABD'li bir uzay teknolojisi şirketi olan Maxar Technologies tarafından sağlanan saldırı sonrası uydu görüntüleri, Fordo sahasında, ABD merkezli kâr amacı gütmeyen Bilim ve Uluslararası Güvenlik Enstitüsü uzmanlarının GBU-57 sığınak delici bombalardan kaynaklanan penetrasyon delikleri olduğuna inandıkları altı krater gösteriyor.

Uzmanlar deliklerin "yeraltı kompleksinin havalandırma bacasının yakınında olduğunu ve MOP'ların (sığınak imha bombaları) derin gömülü alanlara daha kolay ulaşmasını sağladığını" söylüyorlar.

Bazen kademeli alanlar olarak da adlandırılan bu alanlar bir dizi uranyum zenginleştirici santrifüj içeriyor. UAEA'ya göre İran'ın Fordo'da silah seviyesine yakın yüzde 60 oranında zenginleştirilmiş 400 kilogram kadar uranyum depoladığına inanılıyor.

Bilim ve Uluslararası Güvenlik Enstitüsü uzmanları ayrıca, İranlıların saldırıya hazırlık amacıyla alanlara giden tünellerin toprakla doldurulduğunu belirtiyor.

"Zenginleştirme alanlarının saldırıda ciddi hasar görmüş hatta yok edilmiş olması kuvvetle muhtemel. Patlamalardan geriye kalan enkaz dağın yamacında görülebilir," diyor.

Londra merkezli Açık Kaynak Merkezi'ndeki (OSC) analistler Fordo'dan gelen görüntülerin bazı "çarpma noktalarının" "doğrudan ana kaskad salonunun üzerinde" olduğunu gösterdiğini söylüyor.

UAEA'dan Grossi pazartesi günü yaptığı açıklamada, "Kullanılan patlayıcı yükü ve santrifüjlerin titreşime aşırı duyarlı yapısı göz önüne alındığında, çok önemli bir hasar meydana gelmiş olması bekleniyor," dedi.

BM nükleer gözlemcisi henüz hedef alınan nükleer tesislerde inceleme yapamadı ve "hiç kimsenin" şu anda hasarın boyutunu tam olarak değerlendiremediğine işaret etti.

Ajans şimdi tesislere tam erişim talep ediyor. Bu ayın başlarında İran'ı daha önce yaptığı denetimlerde "tam iş birliği" yapmamakla suçlamıştı.

Görsel kanıtlar önemli ölçüde tahribata işaret ederken, İranlıların saldırıdan hemen önce Fordo zenginleştirme alanlarından yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum stoklarını çıkarıp çıkarmadıkları konusunda şüpheler var.

Uydu görüntüleri, saldırıdan 48 saatten kısa bir süre önce Fordo'daki tünel girişlerine giden yol boyunca 16 kadar kamyonun konuşlandırıldığını gösteriyor ki bu da uranyumu açıklanmayan bir yere taşımak için son dakikada yapılan bir mücadeleye işaret ediyor.

Uzmanlar Natanz tesislerinin 'yok edildiğini' tahmin ediyor

Uzmanların uydu görüntüleri üzerinde yaptıkları analizlere göre, İran'ın en büyük nükleer zenginleştirme merkezi olduğuna inanılan Natanz da bir GBU-57 bunker buster tarafından vuruldu.

Bilim ve Uluslararası Güvenlik Enstitüsü (ISS) uzmanları, "Gömülü zenginleştirme alanlarının hemen üzerinde GBU-57'nin (MOP) neden olduğu bildirilen net bir darbe penetrasyon deliği görülebilir. Bu patlama muhtemelen tesisi tahrip etti," dedi.

Çatışmaların başladığı 13 Haziran'dan bu yana bölge İsrail tarafından daha önce iki kez vurulmuştu.

İsfahan'daki yer üstü tesislerinde net hasar

ABD operasyonunda hedef alınan son yer, yüzlerce nükleer bilim adamına ev sahipliği yaptığına ve İran'ın nükleer programı için kilit bir araştırma merkezi olduğuna inanılan İsfahan Nükleer Teknoloji Merkezi oldu.

Koordineli saldırıya katılan ABD denizaltısından ateşlenen seyir füzelerinin tesisteki hem binaları hem de tünel girişlerini vurduğu bildiriliyor.

Bölgeden alınan uydu görüntüleri yer üstündeki tesislerde gözle görülür hasar olduğunu gösteriyor. Tesis, çatışmaların başlamasından bu yana İsrail saldırılarının hedefi olmuştu.

Bilim ve Uluslararası Güvenlik Enstitüsü uzmanları, bölgede bir uranyum dönüştürme tesisinin ve bir yeraltı kompleksine giden tünel girişlerinin tahrip edildiğine inandıklarını söylüyorlar.

Fordo örneğinde olduğu gibi tünellerin, saldırı sonucunda radyoaktif ya da kirletici maddelerin yayılmasını ve hasarı en aza indirmek amacıyla geri doldurulduğuna inanılıyor.

Ancak nükleer silahların yayılmasını önleme konusunda uzman ve Middlebury Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü'nde profesör olan Dr. Jeffrey Lewis, İsfahan'a yönelik saldırıların tesiste yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum içerdiğine inanılan ana tünelleri yok edemediğine inanıyor.

Dr. Lewis, Fordo örneğinde olduğu gibi, bu tür malzemenin saldırı öncesinde İsfahan tesisinden taşınmış olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu da sözlerine ekledi.

"Bu saldırıyı önleyici meşru müdafaanın yasal kamuflajı ile değil, gerçek amacı ile değerlendirmeliyiz. Eğer bu saldırı mevcut rejimi ya da ona çok benzeyen bir rejimi nükleer bir seçenekle iktidarda bırakırsa, o zaman stratejik bir başarısızlık olacaktır," dedi.

Bir yanıt yazın

Yanıt yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.