Avrupa Birliği'nden ABD'ye: "Müttefiksek, müttefik gibi davran"

Avrupa Birliği'nden ABD'ye:
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A- A+ Paylaş

ABD'nin yeni Ulusal Güvenlik Stratejisi, Avrupa başkentlerinde Trump yönetimine duyulan güvensizliği daha da derinleştirdi. Beyaz Saray tarafından geçen hafta açıklanan ve Avrupa Birliğine (AB) ağır suçlamalar yöneltilen strateji belgesine Avrupa'dan tepkiler sürüyor.

Avrupa Konseyi Başkanı Antonio Costa, Pazartesi günü Brüksel'de katıldığı bir konferansta, ABD'nin Avrupa'nın içişlerine karışmasının "kabul edilemez" olduğunu söyledi.

"Müdahale tehdidi kabul edilemez"

Costa, "Avrupa siyasetine müdahale etme tehdidini kabul edemeyiz" diyerek, ABD'nin Avrupa vatandaşlarının yerine geçip, onlar adına, hangi siyasi partilerin iyi, hangilerinin kötü olduğuna karar veremeyeceğini, ayrıca kendi ifade özgürlüğü vizyonunu Avrupa'ya dayatamayacağını söyledi.

Beyaz Saray tarafından geçen hafta açıklanan belge Avrupa başkentlerinde soğuk duş etkisi yaratmıştı.

Belgede AB, Avrupa'da "siyasi özgürlüğü ve egemenliği baltalamak", "ifade özgürlüğünü sansürlemek" ve "siyasi muhalefeti baskı altına almakla" suçlanıyor. Göç politikaları nedeniyle "Avrupa medeniyetinin yok olma" tehlikesiyle karşı karşıya olduğu belirtilirken, Trump yönetiminin "Avrupa ülkelerinde mevcut gidişata karşı direnişi de bizzat teşvik edeceği" ifade edilerek AB karşıtı aşırı sağcı partilerin destekleneceğine işaret ediliyor.

"Görüş ayrılıkların çok ötesine geçti"

Trump yönetimi ile iklim değişikliği gibi pek çok konuda görüş ayrılıklarının bulunduğunu söyleyen Costa, Washington'un yeni güvenlik stratejisinin "görüş ayrılıklarının çok ötesine geçtiğini" vurguladı.

Costa, ABD'nin önemli bir müttefik ve ekonomik partner olduğunu söylemekle birlikte "Ancak Avrupa egemen olmalı" dedi.

Avrupa Konseyi Başkanı, belgenin aslında ABD'nin Avrupa'yı bir müttefik olarak görmeye devam ettiğine işaret ettiğini aktarırken, "Bu iyi, ancak müttefiksek, müttefik gibi davranmalıyız" sözlerini kaydetti.

AB'ye sert suçlamaların yöneltildiği Trump'ın yeni strateji belgesinde, önceki ABD yönetimlerinden farklı olarak Rusya'nın bir tehdit olarak değerlendirilmemesi, Avrupa ülkelerinde soru işaretlerine yol açarken Moskova'da memnuniyetle karşılanmıştı.

Hatta Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov Rus basınına yaptığı açıklamada, Trump'ın stratejisinin "büyük ölçüde kendi vizyonlarıyla örtüştüğünü" duyurmuştu.

Avrupa Konseyi Başkanı Costa, Kremlin'in ABD'nin yeni güvenlik stratejisi hakkındaki bu açıklamasının ortaya koyduğu tabloyu da "endişe verici" olarak nitelendirdi.

Alman hükümeti: Eleştirileri reddediyoruz, saldırılar ideolojik

Friedrich Merz başbakanlığındaki Alman hükümeti, transatlantik ittifakında derinleşen uçuruma rağmen, ABD yönetimi ile iplerin kopmasını önlemeye çabalıyor.

Alman hükümet kaynakları, ipler kopmasın kaygısıyla Merz'in henüz konuyla ilgili açıklama yapmadığına, AB ile ABD arasındaki gerilimin daha da büyümesini isteyen "Rusya'nın ekmeğine yağ sürülmek istenmediğine" işaret ediyor.

ABD'nin strateji belgesi ile ilgili ilk açıklamayı Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul geçen hafta yapmıştı. Alman Bakan, ABD'nin Almanya'nın NATO müttefiki olduğuna vurgu yapmakla birlikte, Trump'ın yeni güvenlik stratejisinde Avrupa'ya yöneltilen suçlamaları reddettiklerini söylemişti. "Hiç kimsenin tavsiyesine ihtiyacımız yok" diyen Wadephul, konuyla ilgili daha kapsamlı değerlendirme yapmadan önce, uzmanlarla birlikte ABD'nin stratejisini ayrıntılı olarak inceleyeceklerini aktarmıştı.

Alman hükümetinin bugünkü olağan basın toplantısında, belgede yapılan incelemenin sonuçları hükümet sözcü vekili Sebastian Hille tarafından kamuoyu ile paylaşıldı.

Sözcü vekili Hille, Avrupa ile ABD arasında tarihsel, ekonomik ve kültürel bağlar bulunduğunu ve "yakın ortak olmaya devam edileceğini" söylemekle birlikte, ABD'nin yeni strateji belgesinde AB'ye yöneltilen suçlamaların "reddedildiğini" belirtti.

Siyasi özgürlükler ve bu kapsamdaki ifade özgürlüğünün AB'nin temel değerleri arasında yer aldığının altını çizen Sebastian Hille, "Bununla irtibatlı saldırıları, bir stratejiden öte ideolojik olarak görüyoruz" dedi.

"En büyük tehdit Rusya"

Alman hükümetinin ayrıca ABD'nin jeopolitik analizlerinin bir bölümüne "kesinlikle katılmadığını" söyleyen sözcü vekili, "Strateji Rusya'yı bir tehdit olarak sınıflandırmıyor. Bu değerlendirmeyi paylaşmıyoruz. Biz NATO'nun ortak analizine bağlı kalmaya devam ediyoruz. NATO'ya göre Rusya, transatlantik güvenliği için bir tehlike ve tehdit oluşturmaktadır" diye konuştu.

Bir gazetecinin "İyi ama ABD'nin artık bu konuda farklı düşünmesi ilişkileri nasıl etkiler?" sorusuna ise sözcü vekili şu yanıtı vermekle yetindi:

"NATO'ya göre, Avrupa'da barış, özgürlük ve istikrar için en büyük tehdit Rusya. Ve Rusya'nın militarist revizyonizmi, Avrupa-Atlantik güvenliğini bir bütün olarak tehlikeye atmaktadır... Rusya, Ukrayna'ya saldırarak savaşın Avrupa'ya geri dönmesine yol açtı. Bunun için başka kanıta gerek yok, bu herkes için apaçık ortada."

Bu arada Alman hükümet sözcüsü vekili Hille, ABD'nin yeni stratejisinin aynı zamanda Avrupa'nın kendi güvenliğinin sorumluluğunu üstlenmesi gerektiğini teyit eder nitelikte olduğunu da sözlerine ekledi.

Hille, "ABD'nin stratejisi, kararlılıkla ilerlediğimiz yaklaşımımızı da güçlendiriyor: Avrupa, hızla kendi güvenliğini büyük ölçüde kendi başına sağlayabilecek duruma gelmeli. Tek taraflı bağımlılıklar ortadan kaldırılmalı, ekonomik açıdan da çeşitlendirme, günün bir gerekliliğidir" diye konuştu.

Alman siyasetçilerden tepkiler yükseliyor

Alman siyaset sahnesinden, merkez sağ ve merkez sol partilerden de Trump yönetimine sert eleştiriler yükseliyor.

Başbakan Friedrich Merz'in partisi Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) milletvekili Norbert Röttgen, Trump yönetiminin Avrupa ve Almanya'daki siyasi dinamiklere kendi ideolojisi doğrultusunda müdahale etmek istediğini, bunun için de "Avrupa'daki liberal demokrasinin iç düşmanlarıyla işbirliği yapmakta olduğunu" söyledi.

CDU'lu bir diğer siyasetçi Roderich Kiesewetter ise Almanya ile ABD'nin artık ortak değerleri paylaşmadığına dikkat çekti, Trump yönetimini "kurallara dayalı düzenin ve değerlerinin düşmanı" olarak nitelendirdi.

"Avrupa; ABD, Rusya ve Çin'in oyuncağına dönüşmemeli" uyarısında bulunan Kiesewetter, ekonomik güce sahip Almanya'nın, Avrupa'nın toplumsal, askeri ve jeoekonomik gücünü pekiştirmesi için liderlik sergilemesi gerektiğini kaydetti.

Koalisyon hükümetinin ortağı Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) Dış Politika Sözcüsü Adis Ahmetovic ise Alman basınına yaptığı açıklamada, "Başkan Trump ve ekibi, ABD'de olduğu gibi kıtamızda da hızla otoriter bir sistem kurmak istiyor" açıklamasını yaptı.

SPD'li siyasetçi, ABD'nin güvenlik ve ekonomi alanında bir partner olmaya devam edeceğini söylemekle birlikte, Trump liderliğindeki Amerika'nın "eskisi gibi güvenilir bir müttefik olarak görülmediğini" vurguladı.

Muhalefetteki Yeşiller Partisi'nden de bir açıklama geldi. Milletvekili Agnieszka Brugger, "Trump'ın zorbalık yöntemlerine bir kez boyun eğenler, yarın daha fazla aşağılanacak ve şantaja maruz kalacak" uyarısını yaptı.

Brugger ayrıca "ABD Ukrayna'yı yüzüstü bırakıp, savaş suçlusu Putin'in acımasız savaşın galibi olarak sahneden çekilmesine izin verirse, işte o zaman Avrupa ile ciddi bir sorun yaşar" dedi.

Aşırı sağcı AfD memnun

Öte yandan Trump yönetiminin yakın ilişkiler kurduğu ve siyasi destek verdiği Avrupa'nın aşırı sağcı partileri ise ABD'nin AB'yi hedef alan yeni güvenlik stratejisinden memnun.

Almanya'daki son anketlerde ilk sıraya yükselen aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi, ABD'nin yeni güvenlik stratejisi belgesinde yer alan ve kendi tezlerini destekleyen söylemleri kullanmaya başladı.

AfD'nin Eş Genel Başkanı Alice Weidel, sosyal medya hesabından, "Beyaz Saray, Avrupa ekonomisinin 'çöküşünü' eleştiriyor ve Avrupa 'medeniyetinin yok olacağı' konusunda uyarıda bulunuyor. Bu gelişmeler devam ederse, 20 yıl içinde kıta tanınmaz hale gelecek. Bu yüzden AfD'ye ihtiyaç var!" paylaşımını yaptı.

KAYNAK: DW Türkçe Yayını

Bir yanıt yazın

Yanıt yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.