Güven Özalp
Brüksel / BBC Türkçe
Rusya'nın son dönemde NATO hava sahasına yönelik ihlalleri sıklaştı. Özellikle bu ülkeye sınırı olan NATO müttefiklerinden, ihlalde bulunan Rus uçaklarının düşürüleceği açıklamaları geliyor.
ABD Başkanı Donald Trump'ın ihlal halinde Rus savaş uçaklarının düşürülmesi gerektiğini düşündüğünü söylemesi de konuya ilişkin tartışmaları alevlendirdi.
Akıllara Türkiye'nin, 2015'te, hava sahasına giren Rus uçağını düşürmesini getiren tartışmalarda en çok sorulan soru ise NATO'nun tetiği kolaylıkla çekip çekemeyeceği.
Polonya hava sahası, 10 Eylül'de, 21 insansız hava aracı tarafından ihlal edildi.
Bu araçlardan üçü Hollanda'ya ait F-35 ve Polonya hava kuvvetlerinin F-16'ları tarafından düşürüldü.
Bu olaydan üç gün sonra bir insansız hava aracı Romanya hava sahasına girdi.
Bu iki gelişmeyi ise 19 Eylül'de silahlı üç Rus Mig-31 savaş uçağının Estonya hava sahasını ihlal etmesi izledi.
Estonya hava sahasını 12 dakika boyunca ihlal eden Mig-31'ler için aralarında F-35'lerin de bulunduğu İsveç, Finlandiya ve İtalya'ya ait savaş uçakları havalandı.
Angajman kuralları gereği NATO uçakları Mig-31'lere engelleme yapmakla yetindi ve Rus jetlerinin Estonya hava sahasından çıkmaları sağlandı.
Danimarka da, çeşitli havaalanları üzerinde yapılan İHA uçuşlarının arkasında "profesyonel bir aktörün" bulunduğunu ve korku yaratmak üzere tasarlanmış "hibrit saldırılar" olduğunu açıkladı.
Ayrıca hükümet, İHA'ların tespiti ve düşürülmesi için yeni donanımlar alınacağını bildirdi.
Danimarka Polisi, Perşembe günü sabah saatlerindeki açıklamasında İHA'ların ülke genelindeki çeşitli havaalanları üzerinde uçtuğunu ve bir havalanının saatlerce kapanmasına neden olduğunu bildirdi. Birkaç gün önceki benzer bir olay Kopenhag Havaalanı'nın kapanmasına yol açmıştı.
İhlal durumunda verilecek tepki tartışılıyor
NATO ülkelerinde, Rusya'nın bundan sonra benzer adımlar atması halinde verilmesi gereken tepki tartışılıyor.
Polonya bu konuda en sert çıkış yapan ülkeler arasında.
Polonya Başbakanı Donald Tusk, 22 Eylül'de yaptığı açıklamada, "Çok net olmak istiyorum. Uçan nesneler bizim topraklarımızı ihlal edip Polonya üzerinde uçtuğunda, tartışmaya gerek kalmaksızın onları vurma kararı alacağız. Bu konuda tartışmaya yer yok" dedi.
İsveç Savunma Bakanı Pal Jonson da Tusk ile aynı fikirde.
Bakan Jonson, İsveç medyasına yaptığı açıklamada, "Hiçbir ülkenin İsveç hava sahasını ihlal etme hakkı yoktur. İsveç, gerekirse güç kullanarak hava sahasını savunma hakkına sahiptir ve hava sahasını savunacaktır" diye konuştu.
Çekya Cumhurbaşkanı Petr Pavel de Rusya'nın bir daha NATO'yu test etmesi durumunda daha güçlü bir tepki çağrısı yapanlardan oldu.
"Rus uçaklarını düşürmek de dahil olmak üzere uygun şekilde tepki vermeliyiz" dedi.
Trump da 'Düşürmeli' dedi
ABD Başkanı Trump, 23 Eylül'de Birleşmiş Milletler'de Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile yaptığı görüşme sonrasındaki basın toplantısında, "Sizce NATO ülkeleri hava sahalarına giren Rus hava araçlarını düşürmeli mi?" sorusuna, "Evet, düşürmeli" cevabını verdi.
ABD'nin böylesi bir durumda, NATO müttefiklerine Rusya karşısında destek verip vermeyeceği sorulduğundaysa Trump, bunun "koşullara bağlı" olduğunu söyledi.
Almanya, uçakların vurulması konusunda ihtiyattan yana olan ülkeler arasında.
Alman Savunma Bakanı Boris Pistorius itidal vurgusu yaptığı açıklamada, "Gökten bir şey düşürmek gibi anlamsız taleplerin" işe yaramayacağını belirterek, NATO'nun Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in "gerilimi tırmandırma tuzağına" düşmemesi gerektiğini savundu.
NATO, Rusya'nın ihlalleri karşısında kararlı ancak sakin tavrını sürdürme niyetinde.
Estonya'nın talebi üzerine NATO'nun kurucu belgesi olan Washington Antlaşması'nın 4. maddesi temelinde yapılan Kuzey Atlantik Konseyi (NAC) toplantısı sonrasında yayınlanan bildiri İttifak'ın pozisyonunu özetler nitelikte.
Antlaşmanın 4. maddesinde, taraflardan herhangi birinin toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlığı veya güvenliğinin tehdit edildiğini düşünmesi durumunda, tüm tarafların biraraya gelerek istişarelerde bulunacağını belirtiliyor.
Toplantı sonrasındaki yazılı açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
"Rusya'nın, NATO ve müttefiklerinin, uluslararası hukuka uygun olarak, kendilerini savunmak ve her yönden gelebilecek tehditleri caydırmak için gerekli tüm askeri ve askeri olmayan araçları kullanacağından şüphesi olmasın. 5. maddeye (NATO'nun ortak savunma ilkesi) bağlılığımız sarsılmazdır."
Estonya'daki ihlal dikkat çekici
Bu son ihlaller ilk değil. Bu yıl içinde daha önce üç kez Estonya hava sahasını ihlal eden Rus hava unsurları, Norveç, Finlandiya, Litvanya ve Letonya'da da ihlallerde bulundu.
Estonya'daki ihlalin dikkat çekici ve daha önceki ihlallere oranla daha ciddi boyutları var.
Bunlardan ilki ihlal süresinin oldukça uzun olması.
İkincisi sadece bir uçağın değil üç uçağın aynı anda ihlalde bulunması.
Bir diğer boyut da bu ihlalin Polonya ve Romanya'da insansız hava araçlarıyla gerçekleştirilen hava sahası ihlallerinden kısa süre sonra yapılmış, daha üst düzey bir ihlal olması.
Tüm bu unsurlar ihlalin kasıtlı, bununla birlikte iyice hesaplanarak yapılan türden olduğu tezini güçlendiriyor.
NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, 23 Eylül'deki NAC toplantısı sonrasında düzenlediği basın toplantısında, Estonya olayında acil tehdit tespit edilmediğine dikkat çekerek şunları söyledi:
"Yani, bu her zaman bir uçağı hemen düşüreceğimiz anlamına gelmez. Dediğim gibi, net ölçütlere dayanarak, mevcut tüm istihbarat bilgilerini kullanarak durumu gerçek zamanlı olarak değerlendireceğiz. Ve burada da tam olarak böyle oldu."
NATO angajman kuralları nasıl işliyor?
NATO'nun angajman kuralları kamuya açık değil. Bununla birlikte, Rusya tarafından da net şeklide bilinen bazı standartlara dayanıyor.
Herhangi bir durumda askeri unsurların nasıl davranması gerektiğini düzenleyen ve duruma göre farklılaşabilen boyutlar da içeren kurallar tüm müttefiklerin onayıyla belirlenmiş durumda.
Bu kuralların uygulanmasında ana yetki Avrupa Müttefik Kuvvetler Yüksek Komutanı'nda (SACEUR).
Hava sahası ihlalinde güce başvurmak son çare olarak görülüyor. Bu aşamaya gelinmesi için çok sayıda unsurun devreye girmesi gerekiyor.
NATO unsurlarının müdahalesinde her şeyden önce anlık istihbarat dikkate alınıyor.
İhlalde bulunan hava unsurunun tehdit düzeyi, niyeti, taşıdığı silahlar, sivil nüfus, müttefik güçler ve altyapıya yönelik oluşturduğu potansiyel risk değerlendiriliyor.
İlk aşamada ihlalde bulunan unsurlara telsiz aracılığıyla uyarıda bulunuluyor.
Daha sonra görsel tanımlama ve sinyaller devreye sokuluyor.
Ardından da fiziki eskort aşamasına geçiliyor.
Silah kullanma "son çare" olarak görülen ve ender bir müdahale yöntemi olmasıyla biliniyor.
4 Ekim 2024'te Yunan karasuları üzerinde Fransız Hava Kuvvetleri'ne ait bir Airbus A330 MRTT uçağındaki Fransız subayı, NATO tatbikatında F-35'a havada yakıt ikmali yapıyor.
İhlalde bulunan uçağın vurulması için genelde meşru müdafaa veya spesifik bir siyasi karar bulunması şartı aranıyor. İvedi ve somut bir tehdit algılanması halinde de silah kullanma yolu açık.
Müttefik ülkelerin angajman kurallarıyla NATO angajman kuralları genelde uyum içinde.
Bununla birlikte NATO angajman kuralları, ulusal silahlı kuvvetlerin ulusal komuta altında bulundukları topraklarda kendi kararlarını almalarının önünde bir engel değil.
Estonya'daki ihlalde NATO misyonuna bağlı uçaklar devreye girdiğinden İttifak'ın angajman kuralları geçerliydi.
Bu ihlal NATO misyonuna bağlı uçakların bulunmadığı başka bir müttefik ülkede olsaydı ulusal angajman kuralları geçerli olacaktı.
Türkiye'nin 2015 hamlesi gündemde
Rus savaş uçaklarının NATO hava sahasını ihlal etmesi halinde takınılması gereken tavır konusundaki tartışmalarda Türkiye'nin 2015 hamlesi sıkça gündeme geliyor.
Türkiye, 2015'te hava sahasını ihlal eden bir Rus Su-24 savaş uçağını düşürmüştü.
Türk yetkililerin o dönem verdiği bilgilere göre Türkiye, 24 Kasım 2015'te Suriye hava sahasından Türk hava sahasına doğru ilerleyen iki Rus savaş uçağını rotalarını değiştirmeleri için uyardı.
Uçaklardan biri yön değiştirerek Türk hava sahasından çıktı.
Beş dakika boyunca yapılan on uyarıyı cevapsız bırakan ve Türk hava sahasını 17 saniye boyunca ihlal eden diğer Su-24, bölgede devriye uçuşu yapan Türk Hava Kuvvetleri'ne bağlı bir F-16'dan fırlatılan füzeyle düşürüldü.
Türkiye'nin hamlesi ulusal bir karardı ve NATO, olaydan sonra bilgilendirildi.