ABD'de 25 Mart'ta gözaltına alınan Türk doktora öğrencisi Rümeysa Öztürk'ün kefalet duruşması 9 Mayıs Cuma günü görüldü. Mahkeme Öztürk'ün serbest bırakılmasına karar verdi.
Öztürk'ün hangi eyalette yargılanacağına dair duruşmanın ardından temyiz mahkemesi, 7 Mayıs'ta Vermont'a nakledilmesine karar vermişti.
Mahkeme doktora öğrencisinin Vermont'a nakli için bir hafta süre vermişti. Ancak avukatları kefalet duruşması için bir hafta beklenmemesi konusunda federal yargıcı ikna ettiler.
Yargıç sürecin hızlanması amacıyla Öztürk'ün duruşmaya uzaktan katılmasına onay verdi.
Öztürk'ün avukatları astım ataklarından muzdarip olduğunu söylüyor.
Avukatları, Öztürk'ün öğrenci gazetesinde Tufts üniversitesinin İsrail'in Gazze savaşına verdiği yanıtı eleştiren bir görüş yazısı yazdıktan sonra ABD göçmenlik yetkilileri tarafından tutuklandığını açıkladı.
Massachusetts eyaletinde gözaltına alınan Öztürk, burada ilgili tesislerde yer olmadığı gerekçesiyle önce komşu Vermont eyaletine, ardından da 1.600 kilometre güneydeki Louisiana'da bulunan bir göçmen gözaltı tesisine götürülmüştü.
Öztürk'ün avukatları, yargılanma sürecine Vermont eyaletinde devam edilmesi için talepte bulunmuştu.
Vermont'tan bir hakim de bu yönde karar verdi.
Ancak ABD hükümetinin itirazı sonrası Öztürk'ün Vermont'a nakliyle ilgili geçici durdurma kararı alındı.
ABD Temyiz Mahkemesi İkinci Dairesi ise bu kararı bozarak nakil kararına uyulmasını istedi. Mahkeme, Öztürk'ün en geç 14 Mayıs'a kadar Vermont'taki Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi'ne (ICE) ait bir gözaltı merkezine nakledilmesine karar verdi.
6 Mayıs'taki duruşmanın ardından BBC Türkçe'ye konuşan Öztürk'ün avukatı Mahsa Khanbabai, ABD yönetiminin müvekkiline yöneltilen suçlamalara dair "hiçbir kanıt sunmadığını" belirtti ve "siyasi olarak hedef alındığını" savunmuştu.
Vize davası ne zaman?
Rümeysa Öztürk'ün biri federal mahkemede diğeri göç mahkemesinde olmak üzere iki davası var.
Avukatı Mahsa Khanbabai, federal mahkemede görülen davada Öztürk'ün serbest bırakılmasını talep ettiklerini söyledi.
Khanbabai, bu davanın bir sonraki duruşmasının 9 Mayıs'ta Vermont'ta görülmesinin planlandığını ve Öztürk'ün burada verilecek kararla serbest bırakılabileceğini aktarmıştı.
Tutuklu öğrencinin göç mahkemesindeki davasının sonraki duruşması ise 21 Mayıs'ta Louisiana'da görülecek.
Bu davada ABD yönetimi ve ABD İçişleri Bakanlığı, Öztürk'ün vizesinin ve öğrencilik durumunun iptalinin ardından sınır dışı edilmesini talep ediyor.
Bu davanın ilk duruşması 16 Nisan'da görülmüştü.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı 19 Nisan'da yaptığı açıklamada Öztürk'ün sürecinin yakından takip edildiğini belirtmişti.
Açıklamada, "konuyla ilgili süreç, vatandaşımızın ve ailesinin tercihleri doğrultusunda kişisel haklara saygı çerçevesinde yürütülmektedir" ifadeleri kullanılmıştı.
Öztürk'ün avukatı, öğrencilik durumunu ihlal edecek hiçbir faaliyette bulunmadığını söyledi ve haftalardır tutuklu bulunmasının "on yıllara dayanan ABD göç hukukuna aykırı olduğunu" savundu.
Khanbabai, "Bence hükümet onu vazgeçip gitmesi için tutukladı" diye konuştu ve ekledi:
"Onu bir sembol olarak kullanarak diğer öğrencileri insan haklarını savunmaya karşı korkutmaya çalışıyorlar."
Mahsa Khanbabai, Öztürk'e yönelik muamelenin ABD anayasası ve göç kanunlarına aykırı olduğunu vurguladı ve Donald Trump yönetimini ABD göç sistemini "silahlaştırmakla" suçladı.
Fullbirght bursiyeri olan Öztürk, ABD'li yetkililer tarafından "Hamas'ı desteklemek" ile suçlanıyor.
ABD'de gündem olan Öztürk'ün gözaltı görüntüleriyle ilgili konuşan Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Öztürk dahil 300 kadar öğrencinin vizesinin iptal edildiğini açıklamıştı.
Hamas, ABD'de terör örgütü kabul ediliyor.
'Hiçbir mahkemede hiçbir kanıt sunulmadı'
Öztürk'ün avukatı Khanbabai, savcılık makamlarının ve ABD yönetiminin müvekkiline yöneltilen suçlamalara dair imzası bulunan bir fikir yazısı hariç "hiçbir mahkemede hiçbir biçimde hiçbir kanıt sunmadığını" ifade etti ve şunları söyledi:
"Maalesef Gazze'deki soykırıma karşı konuştuğu için siyasi olarak hedef alındığı gün gibi ortada."
ABD Başkanı Donald Trump, nisan ayında Time dergisine verdiği röportajda ABD Adalet Bakanlığı'na Öztürk'ün Hamas'ı desteklediğine dair kanıtları kamuoyuyla paylaşması talimatı vereceğini söylemiş ve şu ifadeleri kullanmıştı:
"Bununla hiçbir sorunum olmaz. Buna bakacağım, ancak spesifik olarak bu olaydan haberim yok."
Öztürk'ün sağlığı ne durumda?
Mahsa Khanbabai, Rümeysa Öztürk ile her gün telefonda görüştüğünü ve sağlık durumunun kötüye gittiğini söyledi.
Avukat, Öztürk'ün 25 Mart'ta gözaltına alınmasından bu yana gözaltında olduğu süre boyunca 11 astım atağı yaşadığını açıkladı ve "astım rahatsızlığının kötüleşmesinden derin endişe duyuyoruz" diye konuştu.
Khanbabai, Öztürk'ün 24 kadınla aynı odada kaldığını ve ortak tuvalet ve duşların bu odanın içinde yer almasından dolayı Öztürk'ün astım ataklarının kötüleştiğini anlattı:
"Yani temel sorun tutuklu bulunması, tek çözümse serbest bırakılması."
Khanbabai, Öztürk'ün hukuk ekibi olarak serbest bırakılması için mücadele etmeyi sürdüreceklerini belirtti:
"Sesimizi çıkararak hem ABD yönetimine hem de diğer yönetim ve hükümetlere dünyadaki insanların haysiyetlerini ayaklar altına alamayacaklarını göstereceğiz."
'Hüküm giydiği suç yok, hakları ihlal edildi'
Rümeysa Öztürk'ü 22 Nisan'da Louisiana'da ziyaret eden Temsilciler Meclisi üyesi Ayanna Pressley, BBC'ye verdiği röportajda tutuklu öğrencinin ruh halinin iyi olduğunu söyledi.
Massachusetts eyaletini temsil eden Demokrat Parti üyesi Pressley, "İlk tanışmamızda üzerimde bıraktığı izlenim şefkatli ve iyi biri olduğu yönünde" diye konuştu ve şunları kaydetti:
"Hatta görüşmemizin büyük kısmında kendi hakkında [konuşmak yerine], onunla birlikte tutuklu bulunan kadınları savundu."
Öztürk, Louisiana'nın Basile kentindeki ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) tesisinde tutuluyor.
ICE, ABD'de kaçak göçmen operasyonlarını yürütüyor.
BEYAZ SARAY SÖZCÜSÜ LEAVİTT, BU KONUDA YETKİNİN KENDİLERİNDE OLDUĞUNU SAVUNDU
Öte yandan Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, düzenlediği basın toplantısında bir soru üzerine Rümeysa Öztürk’ün serbest bırakılmasıyla ilgili konuştu.
Dava sonucunun henüz açıklandığını belirten Leavitt, "Bu davayla ilgili olarak İç Güvenlik Bakanlığı ile görüşmem gerekecek. Ancak genel hissiyat olarak, alt düzey yargıçların ABD'nin dış politikasını dikte etmemesi gerektiği konusunda oldukça net olduğumuzu düşünüyorum." dedi.
ABD'li sözcü, yasa dışı göçmenleri sınır dışı etme konusunda ABD Başkanı ve İç Güvenlik Bakanlığının, vize iptalleri konusunda da Dışişleri Bakanı'nın yetkili olduğunu söyleyerek, "Bu ülkeye vize ile gelmek bir hak değil, bir ayrıcalıktır." yorumunu yaptı.
ADALET BAKANI TUNÇ'TAN AÇIKLAMA
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "ABD'nin Massachusetts eyaletindeki Tufts Üniversitesi'nde doktora eğitimi alan Türk öğrencimiz Rümeysa Öztürk'ün, görülen davada serbest bırakılmasına yönelik karar verilmesi kamu vicdanını rahatlatan olumlu bir gelişmedir. Rümeysa kardeşimizin özgürlüğüne yeniden kavuşacak olması, temel insan hakları ve ifade özgürlüğü açısından son derece önemlidir. Bu süreç, bir bireyin inancı ve Filistin’e verdiği destek gerekçe gösterilerek yargılanmasının asla kabul edilemeyeceğini bir kez daha göstermiştir. Rümeysa kardeşimizin uğradığı haksızlık gibi demokratik değerlerle bağdaşmayan uygulamalara, ayrımcılığa, ötekileştirmeye, İslamofobiye, çifte standarda hiçbir şekilde tolerans gösterilmemelidir. Adalet Bakanlığı olarak ilk andan itibaren Rümeysa kardeşimizin gerek diplomatik, gerekse hukuki anlamda destekçisi olduk. Adalet müşavirlerimiz tarafından duruşmalar bizzat takip edildi. Daima yanında olduğumuz Rümeysa kardeşime ve ailesine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum" ifadelerini kullandı.
AK PARTİ SÖZCÜSÜ ÇELİK'TEN RÜMEYSA PAYLAŞIMI
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Türkiye, Filistin davasını ve insanlık değerlerini savunmaya devam edecek. Rümeysa kardeşimize selamlarımızı gönderiyoruz." ifadesini kullandı.
Çelik, sosyal medya hesabından, ABD'de Filistin'e destek verdiği gerekçesiyle gözaltında tutulan ve ABD'nin Massachusetts eyaletindeki Tufts Üniversitesi'nde doktora öğrencisi olan Rümeysa Öztürk'ün serbest bırakılmasına ilişkin yaptığı paylaşımda, şunları kaydetti:
"Filistin'deki zulme karşı çıktığı ve insanlık değerlerini savunduğu için tutuklanan Rümeysa Öztürk kardeşimiz serbest bırakıldı. Türkiye, Filistin davasını ve insanlık değerlerini savunmaya devam edecek. Rümeysa kardeşimize selamlarımızı gönderiyoruz."
ABD'li Temsilci Ayanna Pressley (sağ), 23 Nisan'da Senatör Edward J. Markey (solda) ile Rümeysa Öztürk'ü ziyaret ettikten sonra basın toplantısı düzenledi.
Pressley, Öztürk'ün hiçbir suçtan hüküm giymediğini ve gözaltı ve tutukluluk sürecinde anayasal haklarından mahrum bırakıldığını söyledi:
"Tek sözde suç, Filistin halkının insanlığını merkeze alan bir görüş yazısında imzası olması. Bu ifade özgürlüğünün ihlalidir."
Öztürk'ün gözaltına alınmasını "kaçırılma" olarak niteleyen temsilci, Donald Trump yönetiminin üniversite öğrencilerine yönelik politikasını sert dille eleştirdi:
"İnsanlar sırf hasmane bir yönetimin karşısında oldukları için ailelerinden, topluluklarından, toplumdan uzaklaştırılıyor.
"Bunlar muhalif sesleri susturmaya çalışan bir diktatörün yapacağı faaliyetler."
Ne olmuştu?
Boston'daki Tufts Üniversitesi'nde çocuk gelişimi üzerine doktora yapan 30 yaşındaki Rümeysa Öztürk, 25 Mart'ta evinden çıkıp iftara giderken maskeli ICE ajanları tarafından gözaltına alındı.
Öztürk, daha sonra evinden 1.600 kilometre uzaktaki Louisiana'da bulunan bir göçmen gözaltı tesisine götürüldü.
ABD yönetimin tarafından vizesi iptal edilen Türk öğrenci, Mart sonundan beri burada tutuluyor.
Öztürk'ün gözaltına alındığı anlar bir güvenlik kamerasınca kaydedildi
Öztürk, ABD yönetimi tarafından "Hamas'a destek vermek"le suçlanıyor.
Öztürk'ün hukuk ekibi, doktora öğrencisinin Tufts Daily adlı yayında üniversitenin İsrail'e yönelik politikalarını eleştiren bir yazıda imzası bulunduğu için gözaltına alındığını savunuyor.
Söz konusu yazıda İsrail'in Gazze'ye yönelik operasyonları "soykırım" olarak tarif ediliyor ve üniversiteden İsrail ile bağlantılı kurumlarla ilişiğini kesmesi talep ediliyor.
İsrail'in son Gazze operasyonu Hamas'ın 7 Ekim 2023'te düzenlediği saldırının ardından başlamıştı.