Türkiye Barolar Birliği Başkanı Sağkan'dan hükümete ağır eleştiri

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Sağkan'dan hükümete ağır eleştiri
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A- A+ Paylaş

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, adli yıl açılış töreni sırasında yaptığı konuşmada belediye başkanları ve avukatlara yönelik tutuklama tedbirlerini eleştirdi.

Yargıtay binasında gerçekleştirilen ve Çin'de bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yerine Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın katıldığı törende Sağkan, "Yargı bağımsızlığını ortadan kaldıran, yargıçları baskı altına alan ya da mahkeme kararlarını uygulamayan bir yaklaşım, yalnızca hukuk devletini değil, demokrasinin varlık nedenini de ortadan kaldırır" dedi.

Avukat ve milletvekili Can Atalay'ın tutukluluğunu hatırlatan Sağkan, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) aksi yöndeki kararlarına rağmen Atalay ve başka tutukluların cezaevinde tutulmaya devam edilmesinin "anayasal demokrasi anlayışına ağır zarar verdiğini" ifade etti.

Belediye başkanların tutuklanması ve kayyum uygulamaları

Sağkan, "Bu kapsamda son dönem örneği olarak belirtecek olursak bazı il ve ilçelerin seçilmiş belediye başkanları hakkında yürütülen soruşturmalardaki hukuka aykırı uygulamalar ve yine kayyım uygulamaları, sadece ilgililerin temel hak ve özgürlüklerini ihlal etmekle sınırlı kalmamakta, aynı zamanda sahip oldukları halk iradesi temsili nedeniyle anayasal demokrasiye de ağır zarar vermektedir. Bu durum demokratik hukuk devleti ilkeleri açısından endişe veren bir tablo ortaya koymaktadır" diyerek şöyle devam etti:

"Davet hâlinde geleceği bilinen kişilere gözaltı uygulaması yapılması, tutuklama tedbirinin istisna olmaktan çıkıp cezalandırmaya dönüşecek şekilde ölçüsüz uygulanması, masumiyet karinesini, lekelenmeme hakkını ve gizlilik ilkesini ihlal eden görüntü ve bilgi paylaşımı, makul süre içerisinde iddianamelerin hazırlanmaması, ciddi sağlık sorunu bulunanlar bakımından adli kontrol hükümlerinin uygulanmaması gibi hukuka aykırı uygulamalar ceza adalet sistemine karşı derin ve yaygın bir güvensizlik oluşturmaktadır."

Ekrem İmamoğlu'nun avukatı Mehmet Pehlivan'ın tutukluluğu

Silivri cezaevindeki İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun avukatı Mehmet Pehlivan'ın da tutuklandığını hatırlatan Sağkan, "Avukat Mehmet Pehlivan'ın mesleki faaliyetleri nedeniyle soruşturmaya konu edilerek tutuklanması bağımsız savunmayı etkisiz kılma çabasının yanında savunma hakkının ve hâliyle adil yargılanma hakkının açık ihlalidir. Yurttaşların adalete ve demokratik kurumlara olan inancını aşındıran bu uygulamalar; hukuk devleti ilkesini temelden sarsmakta, anayasal sınırların belirsizleşmesine ve keyfî uygulamaların önünün açılmasına neden olmaktadır" dedi.

Gazeteciler ve medya kuruluşlarına yönelik cezalara değinen Erinç Sağkan, "Bazı gazeteciler hakkında yürütülen soruşturmalarda tutuklama ve adli kontrol hükümlerinin ölçüsüz şekilde uygulanması, yayın yapılan kanala erişim engeli getirilmesi, Anayasa'dan kaynaklanan demokratik haklarını kullanırken açılan soruşturmalar neticesi içlerinde öğrencilerin de olduğu yurttaşlarımızın tutuklanması gibi hak ihlallerine sebebiyet veren hukuka aykırı yargısal uygulamalar, düşünce ve ifade hürriyeti kapsamında toplumun önemli bir kesimi üzerinde baskı ve kaygı yaratmakta,  hukuk güvenliğine olan talep her zamankinden fazla seslendirilmektedir" ifadelerini kullandı.

Hukuk fakültelerinin durumu ve baraj puan uygulaması

Sağkan konuşmasında avukatların karşı karşıya olduğu mesleki zorluklara da değindi, hukuk fakültelerine daha yüksek puanla ve daha az öğrenci alınması talebini yineledi:

"Hukuk fakültesi sayısındaki kontrolsüz artış ve eğitim niteliğindeki gerileme, mesleğe hazırlık sürecini zayıflatmakta, staj dönemleri de çoğu zaman yeterli donanımı kazandırmadan tamamlanmaktadır. Geçtiğimiz dönemde Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı'nın hayata geçmesi, hukuk fakültelerinde ikinci öğretim programlarının kapatılması, adalet meslek yüksekokullarından dikey geçişin engellenmesi gibi olumlu adımlar atılmıştı. Bu politikanın bir devamı olarak 125 bin olan hukuk fakültesi başarı sıralaması 100 bine yükseltilmişti. Ne yazık ki, Danıştay verdiği yürütmeyi durdurma kararıyla bu göreli iyileştirmenin dahi uygulanamayacağı bir durum yaratmış oldu."

Sağkan, başarı sıralamasının kademeli olarak yükseltilmesi, hukuk fakültesi sayısının sınırlandırılması, devlet üniversitelerinin yanı sıra vakıf üniversitelerinde de kontenjanların azaltılması gerektiğini belirtti.

Cevdet Yılmaz'dan adli yıl açılışında, salonda bulunan Özgür Özel'e mesaj: “Hiçbir kişi ve kurumun yargı mensuplarına hakaret etme hakkı yoktur.”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2025-2026 Adli Yılı Açılış Programı’nda yaptığı konuşmada, "Türkiye Yüzyılı hedeflerimizi siviller eliyle yapılacak, yeni, sivil bir anayasayla taçlandırmak istiyoruz. Aziz milletimizin bizden beklentisi darbe etkisinden arındırılmış demokratik ve sivil bir anayasadır. Bu beklentiyi milli iradenin tecelligâhı olan Gazi Meclisimizde tüm partilerin katkısıyla karşılamayı temenni ediyoruz. Ortak aklın ve millet iradesinin rehberliğinde, en geniş mutabakatla yeni ve sivil bir anayasayı hayata geçirerek Türkiye’yi vesayet zincirlerinden tamamen kurtaracak, güçlü ve lider ülke olma yolunda tarihî bir eşiği daha aşacağız" dedi.

2025-2026 Adli Yılı Açılış Töreni, Yargıtay İsmail Rüştü Cirit Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Törene Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya, Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez, Danıştay Başkanı Zeki Yiğit,  Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler ile yüksek yargı organlarının üyeleri katıldı.

Açılış programında konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Gazze’de devam eden İsrail saldırılarına değinerek, şunları söyledi:

Netanyahu yönetiminin yaptığı insanlık dışı katliamlar, soykırımlar uluslararası adaletin ve kurumların da içini boşaltıyor. İnsanlığın adalete olan güvenine büyük bir darbe vuruyor. Türkiye Cumhuriyeti olarak başından bu yana mazlum Filistin halkının yanında adaletten yana net bir pozisyon belirlemiş durumundayız. Birtakım güçlü ülkeler, çevreler yaşananlara seyirci kalsa da insanlık ittifakının eninde sonunda galip geleceğine yürekten inanıyoruz. Bu yaşananlar bize adaletin, ahlakın, hukukun, merhametin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Şunu da ifade etmeden geçemeyeceğim; Türkiye dahil olmak üzere birçok çevreye adalet dersi vermeye çalışan bazı ülkelerin ve çevrelerin Gazze'de yaşananlar karşısındaki suskunluğu hepimiz için ibret vericidir. Bugün dünyamızın geçtiği süreçte maalesef 'gücüm varsa her şeyi yapabilirim' anlayışı hakim hale geliyor. Adalet açısından bundan daha tehlikeli bir atmosfer olamaz. Biz haklının güçlü olması gerektiğine inanıyoruz ve Türkiye Cumhuriyeti olarak gücümüzü artırmaya hem de haklı konumuzla hareket etmeye devam edeceğiz.

Cevdet Yılmaz’ın konuşmasından öne çıkan konular şöyle:

Her bir vatandaşın hakkının korunması ve güçsüzün güçlüye ezdirilmemesi hayati önem taşır. Bir hükmün ya da kararın değeri, yalnızca dayandığı yazılı maddelerde değil, milletin vicdanında da kabul gördüğünde ortaya çıkar. Bu sebeple yargı, bir erk olmanın ötesinde, devlet ile millet arasındaki güven bağının da en güçlü teminatıdır.

Demokratik bir ortamda yargı kararları elbetteki eleştiriye açıktır. Bir mahkemenin verdiği kararla ilgili olarak çok katmanlı adalet sistemi içinde hak arama ve itiraz imkânları bulunmaktadır. Ancak, hiçbir kişi ve kurumun yargı mensuplarına hakaret etme, adalet kurumuna duyulan güveni zedeleme ve bağımsız/tarafsız yargıyı etki altına alma hakkı yoktur. Türk milleti adına karar veren yargının vakarını muhafaza etmek ve toplumsal adalet inancını diri tutmak, bizim için vazgeçilmez bir sorumluluktur. Cumhurbaşkanımız liderliğinde her zaman bu sorumluluğun bilinciyle hareket ettik.

Hak arama özgürlüğünün önündeki engelleri kaldırdık ve hak arama yollarını çoğalttık. Başörtüsünden ana dilin kullanımına, din ve vicdan hürriyetinden ifade özgürlüğüne pek çok alanda temel hak ve özgürlüklerin alanını genişlettik. Çift başlılık oluşturan askeri yargıyı, Devlet Güvenlik Mahkemelerini ve Özel Yetkili Mahkemeleri kaldırdık. Anayasa değişikliği ile vatandaşlarımıza Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapabilme hakkı tanıdık.

"Hâkim ve savcı sayısı yüzde 173 artışla 25 bin 551 olmuştur"

Adaletin kapılarını 2025-2026 dönemi için bir kez daha açarken, hukukun üstünlüğünü esas alan bir vizyonla yolumuza devam ediyoruz. Hâkim, savcı ve personel sayısını artırarak yargıda insan kaynağı kapasitesini güçlendirmiş durumdayız. Hâkim ve savcı sayısı 2002 yılında 9 bin 349 iken; bugün yüzde 173 artışla 25 bin 551 olmuştur. Gururla ifade etmek isterim ki, toplam kadın hakim ve savcı sayısı ise 2002 yılında sadece bin 847 iken bugün yüzde 433 artışla 9 bin 841 olmuştur. Bir yandan adalet teşkilatının personel sayısını artırırken diğer yandan niteliği de artıracak adımları atıyoruz. Geçen yıl hayata geçirdiğimiz Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı ile avukat, hâkim, savcı ve noter olacak kişilerin mesleki niteliklerinin arttırılmasını hedefliyoruz. Ayrıca sistemimize kazandırdığımız Hâkim ve Savcı Yardımcılığı kurumu sayesinde, usta çırak ilişkisiyle hâkim ve savcılarımız çok daha donanımlı ve tecrübeli olarak yetişmektedirler. Vatandaşlarımızın davalarının bir an önce görülmesi için mahkeme sayılarında da önemli bir artış sağlamış bulunmaktayız. 2002 yılından bugüne faal adli ve idari yargı ilk derece mahkemelerinin sayısını 3 bin 727’den, 8 bin 898’e yükselttik.

Önümüzdeki dönemde Yargı Reformu Strateji Belgemiz ile adalete kolay erişim ile onarıcı ve telafi edici adalet uygulamalarını sistemimize kazandıracağız. Adalet hizmetleri ile adli bilimlerde dijital dönüşümü hızlandıracağız. Tebligat işlemlerinin daha sade bir usulle ve hataları azaltacak şekilde yürütülmesini sağlayacağız. Ceza infaz ve denetimli serbestlik sisteminin yönetim kapasitesini geliştirecek ve meslek edindirme programları ile iş yurtları üretim miktarını yükselteceğiz. Kadına yönelik şiddete sıfır tolerans ilkesinden taviz vermeyecek ve bu alandaki çalışmaları kesintisiz sürdüreceğiz. Yaşlı ve engellilerin adalete erişimlerini kolaylaştıracağız. Bildiğiniz üzere 2025 yılını aile yılı olarak ilan ettik. Bu vesileyle Strateji Belgesi’yle milletimize taahhüt ettiğimiz aile hukukunda arabuluculuk müessesesini aile yılında hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Makul süre, hız, öngörülebilir ve çözüm merkezli adalet önceliğimizdir. Gerek kanuni değişiklikleri gerekse idari faaliyetlerle daha sadeleştirilmiş, kolaylaştırılmış ve verimliliği esas alan süreçler oluşturacağız.

"En geniş mutabakatla yeni ve sivil bir anayasayı hayata geçireceğiz"

Türkiye Yüzyılı hedeflerimizi siviller eliyle yapılacak, yeni, sivil bir anayasayla taçlandırmak istiyoruz. Aziz milletimizin bizden beklentisi darbe etkisinden arındırılmış demokratik ve sivil bir anayasadır. Bu beklentiyi milli iradenin tecelligâhı olan Gazi Meclisimizde tüm partilerin katkısıyla karşılamayı temenni ediyoruz. Ülkemizin demokrasi birikimi buna imkân sağlayacak olgunluktadır. Ortak aklın ve millet iradesinin rehberliğinde, en geniş mutabakatla yeni ve sivil bir anayasayı hayata geçirerek Türkiye’yi vesayet zincirlerinden tamamen kurtaracak, güçlü ve lider ülke olma yolunda tarihî bir eşiği daha aşacağız.

Türk yargısı, milletimizin adalet beklentisini gözeterek, hukuk devleti ilkesinden asla taviz vermeden görevini icra etmektedir. Bugün olduğu gibi yarın da bağımsız ve tarafsız karakteriyle, hakkın ve adaletin tecellisi için üstün bir gayret sergileyeceğine yürekten inanıyoruz. Bu duygularla bir kez daha 2025-2026 adli yılının milletimiz, yargı ve hukuk camiamızın tüm tarafları için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum."

KAYNAKLAR: DW Türkçe / NTV, CNN Türk

Bir yanıt yazın

Yanıt yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.