Ayşe SAYIN
BBC Türkçe / Ankara
İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2 Eylül'de Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Yönetimi"ni görevden alarak kayyım ataması ve partinin İstanbul İl Başkanlığı'na Gürsel Tekin'i getirmesinin ardından gözler 15 Eylül'de görülecek olan 38. Olağan Kurultay'ın iptali davasına çevrildi.
CHP'de son kayyum kararı, 15 Eylül'deki kongre davasına zemin hazırlığı olarak görülüyor.
Bu nedenle, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve parti yönetiminin de tıpkı il yönetimi gibi "tedbiren" görevden uzaklaştırılması artık daha yüksek ihtimal olarak görülüyor.
Her olasılığa göre hazırlık yapıldığını belirten CHP kurmayları, "Bundan sonra fırtına değil, galiba kasırga geliyor" yorumunu yapıyor.
CHP'de, 15 Eylül'e ertelenen 38. Olağan Kurultay davası konusunda başta olumlu bir hava hakimdi.
Partide, hile karıştırıldığı iddiasıyla açılan ceza davasından "mutlak butlan" kararı çıksa bile, temyiz süreçlerinin bekleneceği düşünülüyordu.
Ancak CHP İstanbul İl Yönetimi'nin kayyuma devredilmesi sonrası ise partide artık her olasılığa karşı hazırlık yapılıyor.
Parti kulislerinde, son kayyum kararının ardından 15 Eylül'deki kurultay davası ve sonrasına yönelik konuşulan senaryolar ve atılması planlanan adımlar şöyle:
Tüm itiraz yollarına başvurulacak
CHP, İstanbul İl Yönetimi'nin görevden uzaklaştırılması ve 38. Olağan Kurultay için de benzer yöntemin kullanılması ihtimaline karşı, bütün hukuki itiraz yollarını kullanmaya hazırlanıyor.
Bu çerçevede ilk itiraz, il yönetimi hakkında uzaklaştırma kararı veren İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne yapıldı ve tedbir kararının kaldırılarak il yönetiminin göreve iadesi istendi.
Mahkemenin bu talebi reddetmesi halinde, parti yönetimi temyize giderek İstinaf Mahkemesi'ne başvuracak.
CHP yönetimi İstanbul İl Yönetimi'nin görevden uzaklaştırılması kararının sonuçları itibarıyla "kesim hüküm" içerdiğini; bu durumun Yargıtay içtihatlerine, Siyasi Partiler Kanunu"na ve seçim hukukuna aykırı olduğunu savunuyor.
Mahkemeye sunulan itiraz dilekçesinde, "demokratik temsilin mahkeme eliyle ortadan kaldırıldığı", bunun Anayasa'daki "seçme-seçilme hakkına müdahale"` anlamına geldiği vurgulanıyor.
Ayrıca, Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kendisini seçim kurulu yerine koyarak, "yetki gaspı" yaptığı savunuluyor.
CHP, "yetki gaspı" gerekçesiyle Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) ve Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) de başvuracak.
Kurultay takvimi sekteye uğrayabilir
Mutlak butlan, hukuki işlemin, temelinde bulunan eksiklik veya bozukluk nedeniyle geçersiz kılınması anlamına geliyor.
Mahkemeden böyle bir karar çıkarsa CHP'nin 4-5 Kasım 2023'te yapılan ve Özgür Özel'in ikinci turda Kemal Kılıçdaroğlu'nu yenerek genel başkan seçildiği 38. Olağan Kurultay geçersiz sayılacak, CHP'nin genel başkanı yeniden Kılıçdaroğlu olacak, parti tüm kurullarıyla o kurultay öncesine dönecek.
Hukukçular, mahkeme heyetinin "mutlak butlan" kararı doğrultusunda "kayyum" atamasının bir hukuki şart olmadığını, bu kararın tamamen heyete bağlı olduğunu söylüyor. Ancak "kayyum" kararı halinde, atanacak kişi veya kişilerin CHP üyesi olmaları şart.
30 Haziran'da görülen 38. Olağan Kurultay'la ilgili duruşmadan sonra CHP yönetimi, mutlak butlan kararı ve kayyum atanması olasılıklarının önünü kesmek için olağan kurultay sürecini başlattı.
Eylül ayı başı itibarıyla mahalle delege seçimleri büyük ölçüde tamamlandı.
Parti yönetimi ay sonuna kadar ilçe, önümüzdeki ay sonuna kadar da il kongrelerini tamamlayarak kasım ayı sonunda veya aralık ayı başında olağan kurultayı yapmayı planlıyor.
Ancak 4 Eylül'de bu konuda da beklenmedik bir gelişme oldu.
CHP'nin İstanbul'daki Ataşehir, Bakırköy, Başakşehir, Sarıyer ve Tuzla ilçelerinde hazırlıkları devam eden kongreleri, ilçe seçim kurullarınca tedbiren durduruldu.
CHP, bu karara karşı YSK'ya itiraz başvurusu yapsa da, kurultay davasından mutlak butlan veya kayyum kararı çıkması durumunda, 39. Olağan Kurultay'a izin verilmemesi de ihtimal dahilinde görülüyor.
CHP'nin itirazını bugün görüşecek olan YSK'nın kararı, aynı zamanda partinin olağan kurultay takvimi için de belirleyici olacak.
'Olağanüstü İl Kongresi ve Kurultay' seçeneği masada
CHP'de her olasılığa karşı "Olağanüstü İstanbul İl Kongresi ve Olağanüstü Kurultay" seçeneğinin devreye sokulması planlanıyor.
İstanbul İl Yönetimi'ni görevden uzaklaştıran mahkeme, 38. Olağan Kurultay'da oy kullanan 196 üst kurul delegesini "iradelerinin sakatlandığı" gerekçesiyle görevden uzaklaştırmıştı.
Ancak CHP'nin üst kurul delegeleri dışında seçilmiş 600 il delegesi bulunuyor ve bu delegeler noter aracılığıyla Olağanüstü İl Kongresi çağrısı için imza vermeye başladı.
Bu çerçevede, il kongresi için yeterli sayıya ulaşıldığı belirtiliyor.
CHP kaynakları, "Şu anda 400 dolayında imza var ama hedefimiz en az 500 imza. O nedenle bir-iki gün sonra Olağanüstü Kongre kararı alınır" bilgisini paylaştı.
CHP'nin 15 Eylül'deki 38. Olağan Kurultayı için de benzer yöntem planlanıyor.
Partinin Özgür Özel'in genel başkan seçildiği 38. Olağan Kurultayı'nda 168'i doğal, 1200'ü seçilmiş 1368 delegesi bulunuyordu ve bunların 1366'sı kurultayda oy kullanmıştı.
CHP kurmayları, delegelerin her ihtimale karşı olağanüstü kurultay için imza toplamaya başladığını söylüyor.
Gerekirse genel merkezde direniş ve Kılıçdaroğlu'nun ihracı da gündemde
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) mahkeme kararıyla kayyım olarak atanarak İstanbul İl Yönetimi"nde görevlendirilen Gürsel Tekin, Zeki Şen, Hasan Babacan, Müjdat Gürbüz ve Erkan Narsap'ı kesin ihraç talebiyle tedbirli olarak Yüksek Disiplin Kurulu'na sevketti.
Parti kulislerinde, kurultay davasından mutlak butlan kararı çıkması veya kayyum atanması halinde eski CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun görevi kabul edebileceğini belirtiyor.
30 Haziran'daki duruşma öncesi Özel'in Kılıçdaroğlu ile görüşme girişiminde bulunduğuna ancak girişimin sonuçsuz kaldığına dikkat çeken parti kaynakları, bu nedenle Kılıçdaroğlu veya Gürsel Tekin ile bir diyalog girişiminin söz konusu olmayacağını söylüyor.
Kayyum atanacak kişiyle tek diyalog koşulunun "en kısa sürede olağanüstü kurultay açıklaması yapması" olacağı belirtiliyor.
Kılıçdaroğlu'nun mahkeme kararıyla partinin başına geçmesi halinde, genel merkeze sokulmayacağını belirten CHP kurmayları, "ihraç" mekanizmasının işletilmesinden de kaçınılmayacağı mesajını veriyor.
BBC Türkçe'ye konuşan bir CHP yöneticisi, "AKP yargısıyla iş tutan kim olursa olsun, parti aleyhine çalışıyor demektir. Bu genel başkan da olsa kesip atmak gerekir" yorumunu yaptı.
Muhalefetle ortak eylem planı
CHP yönetimi, siyasi mücadeleyi güçlendirmek ve toplumsal tepkiyi büyütmek için ise muhalefet cephesi oluşturmayı planlıyor.
Bu çerçevede eski Millet İttifakı ortağı partiler dahil, muhalefet partileriyle ortak eylemler düzenlenebileceği belirtiliyor.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in de, partisinin kuruluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında düzenlediği basın toplantısında, "Bir cephe olarak demokratik siyaseti savunmaya devam edeceğiz. Bu cephe savunuculuğu elbette sadece bir siyasi partinin değil; milletin ve demokratik siyaseti savunan tüm partilerin ortak kararlılığıyla olacaktır, eylemliliğiyle olacaktır" demesi de bu kapsamda değerlendiriliyor.
'Gerekirse yeni partiyle yolumuza devam ederiz'
CHP'de "en kötü senaryo" olarak ise partinin bölünmesi olasılığı görülüyor.
Kurultay davasından "mutlak butlan" veya "kayyum" kararı çıkması halinde, görevlendirilen kişinin "hemen olağanüstü kurultay" kararı alması gerektiği belirtiliyor.
Ancak Kemal Kılıçdaroğlu'nun "görevi bırakmamak" üzere partinin başına geçeceği, kurultayı zamana yayarak, parti örgütlerini ve yönetimi kendine göre dizayn edeceği" savunuluyor.
Böyle bir durumda da CHP'nin oyunun "dibe vuracağını" savunan bazı parti kurmayları, "Böyle bir durumda da milleti seçeneksiz bırakmayız, yeni bir partiyle yolumuza devam ederiz" görüşünü dile getiriyor.
Parti kulislerinde, ismi belirtilmemekle birlikte "yedek parti" hazırlığı yapıldığı da dile getirilen iddialar arasında.