CHP'de Gürsel Tekin ve Kemal Kılıçdaroğlu nasıl değerlendiriliyor?

CHP'de Gürsel Tekin ve Kemal Kılıçdaroğlu nasıl değerlendiriliyor?
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A- A+ Paylaş

Mahmut Hamsici
BBC News Türkçe / İstanbul

İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2 Eylül'de Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Yönetimi'ni görevden alması, CHP içinde iktidarın hem partiye hem de genel olarak demokrasiye yönelik büyük bir siyasi hamlesi olarak görülüyor.

Bu kararla 15 Eylül'de yeni duruşması görülecek kurultay davasında da benzer bir karar çıkabileceğine dair beklenti artmış durumda.

Parti içinde İstanbul'daki görevlendirmeyi kabul eden Gürsel Tekin ve diğer isimlerle, yargı kararıyla partiye geri dönme olasılığı konuşulan eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu'na büyük bir tepki var.

Tekin'in dayanışma ve uzlaşma mesajlarına olumlu yaklaşılmıyor. Kılıçdaroğlu ile de bir diyalog girişiminin bulunmadığı belirtiliyor.

İstanbul'da mahkeme kararıyla görevlendirilen ekibin İstanbul İl Başkanlığı'na gelme olasılığına karşı partililer il binasında nöbet tutuyor. Tekin ise başkanlığa gideceğini söylüyor.

Parti yönetimi, son mahkeme kararına karşı meydan okuyan bir söylem benimsiyor.

Tüm hukuki itirazlarını yapmaya devam eden partililer bunun yanında sokağa da vurgu yapıyor ve mitinglerin süreceği aktarılıyor.

Ayrıca bu sürece karşı bir muhalefet cephesinin oluşturulmak istendiği anlaşılıyor.

İstanbul'daki mahkeme kararının parti içinde nasıl yorumlandığını ve önümüzdeki süreçte partinin nasıl bir mücadele yöntemi izleyeceğini inceledik.

'Hukuki açıdan garabet'

İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, 2 Eylül'de aldığı kararla, 8 Ekim 2023'te yapılan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul 38. Olağan İl Kongresi'ni iptal etti.

Mahkeme CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve partinin il yönetimini görevden aldı, yerine Gürsel Tekin, Zeki Şen, Hasan Babacan, Müjdat Gürbüz ve Erkan Narsap'tan geçici bir kurul atadı.

BBC Türkçe'ye konuşan CHP Seçim ve Parti Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi, kararın hukuki açıdan "garabet" olduğunu savunuyor.

Bunun farklı nedenleri olduğunu belirten Çiftçi, "Bir kere kanun, esas yönelik vereceğin kararı ihtiyati tedbirle veremezsin diyor" ifadelerini kullanıyor.

Ayrıca karara hangi delillerle ulaşıldığının da belirtilmediğini savunuyor.

Bunun yanında ortadaki konunun seçim hukuku olduğunu, bununla ilgili görevli mercinin Yüksek Seçim Kurulu olduğunu, bu kararla adli yargının YSK'nın görevini gasp ettiğini savunuyor.

Çiftçi, kararla ilgili "Üç sayfadan oluşan hukuken hiçbir karşılığı olmayan paçavra" sözlerini kullanıyor.

CHP'de bu karar, diğer benzer mahkeme süreçleri gibi partiyi kuşatmaya ve demokrasiye yönelik bir siyasi saldırının parçası olarak algılanıyor.

CHP lideri Özgür Özel de yaptığı son konuşmalarında bu süreçte kendisinden de iktidarın istediği gibi bir muhalefet lideri olmasının istendiğini savundu.

Özel, bunu kabul etmeyeceğini ve "teslim olmayacaklarını" söyledi ve ekledi:

"Tayyip Erdoğan'ın hoşuna gidecek ana muhalefet lideri olacağıma yerin dibine geçeyim daha iyidir."

'Türkiye'de gerçek siyasi rekabet olacak mı, olmayacak mı?'

BBC Türkçe'ye konuşan CHP İstanbul Milletvekili Yunus Emre, Türkiye'de son yerel seçimlerde yepyeni bir manzara çıktığını, AKP'nin ilk kez birinci parti olma konumunu yitirdiğini söyledikten sonra ekliyor:

"Bu gelişmeden sonra iktidar tarafı, iktidara seçim yoluyla devam etme gibi bir ihtimalin ortadan kalktığı sonucuna ulaştı.

"Bunun üzerine seçimlerin göstermelik hale geldiği, gerçek rekabetin ortadan kalktığı bir seçim ortamı yaratılmak istendi."

Son kararı bu bağlamda değerlendiren Emre, "Yani kongreyi iptal bir Gürsel Tekin, Özgür Çelik meselesi değil. Türkiye'de gerçek siyasi rekabet olacak mı, olmayacak mı? Türkiye'nin önünde böyle bir tercih var" diyor.

Gürsel Tekin eleştirilere ne diyor?

Mahkeme kararıyla CHP İstanbul İl Başkanlığı görevine atanan Gürsel Tekin, "partideki kardeş kavgasını bitirip milletin gerçek gündemine dönmek istediklerini" söylüyor.

BBC Türkçe'ye konuşan Tekin, partinin uzun süredir mahkemelerde tartışıldığını hatırlatarak "Biz olayların tarafı değiliz, sonucuyuz" dedi.

Tekin, CHP lideri Özgür Özel'in yanı sıra eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nu da uygun bir zamanda ziyaret edeceğini belirtti.

CHP lideri Özgür Özel ise "Gürsel Tekin'e randevu veririm ama kayyuma randevu veremem. Bu mahkemenin kararını tanımak anlamına gelir" dedi.

Parti içinde Tekin'e ve yanındaki isimlere tepki gösteriliyor.

CHP İstanbul Milletvekili Yunus Emre, "Bu şartlar içerisinde CHP'ye yönelik yapılan bu operasyona destek olmak işbirlikçiliktir. O yüzden bunu, 'Arkadaşımızla oturalım, bir konuşalım, ortak yol bulalım' gibi göremeyiz. Çünkü burada bir gasp var" diyor.

Emre, "işbirlikçilik" eleştirisinin kurultay davası bağlamında da geçerli olduğunu söylüyor.

İstanbul İl Başkanlığı'nda ne olacak?

Önümüzdeki günlerde CHP İstanbul İl Başkanlığı'nda ne yaşanacağı da merak konusu.

BBC Türkçe'ye konuşan Tekin, il başkanlığına gideceğini söyledi.

Mevcut yönetimin buna tepki gösterecek olacağını hatırlattığımızda ise "O bina hepimize yeter" yanıtını verdi.

Aralarında milletvekili ve genel merkez yöneticilerinin de bulunduğu CHP'liler ise İl Başkanlığı'nda nöbet tutuyor.

Medyada, Canan Kaftancıoğlu dahil bazı eski il başkanlarının da 8 Eylül Pazartesi günü Tekin'le binaya gideceği iddiası ortaya atıldı.

BBC Türkçe'nin görüştüğü Kaftancıoğlu'na yakın kaynaklarsa bu bilgiyi teyit etmedi.

Kurultay davasıyla ilgili beklentiler neler?

İstanbul'daki mahkeme kararının ardından CHP'nin 38. Olağan Kurultayı'nın iptali istemiyle açılan davanın 15 Eylül'de görülecek duruşması da ayrı bir önem kazandı.

Mutlak butlan kararıyla Kemal Kılıçdaroğlu'nun yeniden partinin başına geçmesi olasılığı da daha fazla tartılışılır oldu.

Kılıçdaroğlu geçmişte, davada mutlak butlan kararı çıkması halinde, CHP'yi "kayyuma teslim etmemek" için partinin başına geçeceğini açıklamıştı.

Kılıçdaroğlu İstanbul'daki mahkeme kararı ardından henüz bir açıklama yapmadı.

Kemal Kılıçdaroğlu, 2023 yılında Ankara'da Cumhuriyet'in 100. yılı için düzenlenen bir etkinlikte konuşuyor.

Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul'daki mahkeme kararıyla ilgili bir açıklama yapmadı.

BBC Türkçe'ye konuşan genel merkez kaynakları, Kılıçdaroğlu ile de bir diyalog girişiminin söz konusu olmayacağını söylüyor.

Kılıçdaroğlu'nun mahkeme kararıyla partinin başına geçmesi halinde, genel merkeze sokulmayacağını belirten CHP kurmayları, "ihraç" mekanizmasının işletilmesinden de kaçınılmayacağı mesajını veriyor.

Parti bundan sonra nasıl bir hukuki mücadele yürütecek?

CHP, bir yandan yaşananlara karşı hukuki alanda çalışmalar yürütüyor.

BBC Türkçe'ye konuşan Gül Biçer, İstanbul'daki mahkeme kararına tüm itirazlarını yaptıklarını belirtiyor ve ekliyor:

"Hukuk bekliyor muyuz? Hayır. Böyle bir karara utanmadan imza atan birilerinden biz böyle bir hukuk elbette beklemiyoruz.

"Ancak bu ülkede hâlâ kitaba, kanuna, ahlaka, hakkaniyete uygun kararlar veren hakimler olduğuna inanıyoruz."

CHP, kurultay davasında mutlak butlan kararı çıkması olasılığına karşı Ağustos ayında olağan kurultay takvim sürecini başlatmıştı.

Ancak bu sürecin parçası olarak ilçe kongreleri hazırlıkları devam ederken CHP'nin İstanbul'daki Ataşehir, Bakırköy, Başakşehir, Sarıyer ve Tuzla ilçe kongreleri, 4 Eylül'de ilçe seçim kurullarınca "tedbiren" durduruldu.

Bunun ardından da parti Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) başvurdu.

Öte yandan CHP İstanbul İl Kongresi delegeleri, CHP İstanbul İl Kongresi'nin olağanüstü toplanması talebiyle noterde imza vermeye başladı.

MHP ile ilişkiler gerginleşiyor mu?

Siyasi olarak ise CHP yönetimi, yaşananlara karşı "meydan okuyan" bir söylem benimsiyor.

Özgür Özel 3 Eylül'deki Zeytinburnu mitinginde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için "korkak", Adalet Bakanı Yılmaz Tunç için "guguk kuşu" ifadelerini kullandı.

Özel'in son günlerde Milliyetçi Hareket Partisi'ni (MHP) daha sert hedef alan açıklamaları dikkat çekiyor.

CHP, bundan süreçte mitingleri sürdürmeyi planlıyor.

CHP, bundan süreçte mitingleri sürdürmeyi planlıyor.

Yine Zeytinburnu mitinginde Özel, "Devlet Bahçeli'nin istediği gibi onunla uyumlu, o sustuğu için susan, o 'pıs' deyince pısan, ete süte karışmayan, milletin sesini duymayan, AK Parti'ye onun gibi vagon olan, yedek lastik olan, koltuk değneği olan muhalefet partisi olacağıma yere gömüleyim, kabre gireyim daha iyi" sözlerini kullandı.

Farklı MHP'li yöneticilerin Özgür Özel'i hedef alan açıklamaları da dikkat çekiyor.

'Eylemler artarak devam edecek'

Partililer, bu süreçte de eylemlere devam etme ve mitingleri sürdürme vurgusu yapıyor.

Dolayısıyla yaz aylarında devam eden "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitinglerinin sürdürülmesi hedefleniyor.

Gül Biçer eylemlerle ilgili "Artırarak devam edeceğiz" diyor.

CHP'liler bu sürecin sadece CHP'ye yönelik olmadığını belirterek bir muhalefet cephesi oluşturmak istedikleri mesajını veriyor.

Özgür Özel'in de partisinin kuruluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında düzenlediği basın toplantısında, "Biz, bir mevzi olarak CHP'yi savunma peşinde değiliz. Biz, bir cephe olarak demokratik siyaseti savunacağız!" sözleri buna işaret ediyor.

İstanbul Milletvekili Yunus Emre, önümüzdeki dönemde konunun sadece CHP'yle ilgili olmadığını, topluma anlatmak ve toplumun duyarlılığını oluşturmanın önemli olacağını söylüyor.

Bir yanıt yazın

Yanıt yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.