Diyanet'in "kadınlara başörtüsü dayatması" olarak yorumlanan Cuma Hutbesine tepkiler büyüyor.
"Zulmün yolunu reddediyorum" diyen yazar Berrin Sönmez, dayatmaya direniş sergilemek için başörtüsünü çıkardığını duyurdu.
Diyanet'in cuma hutbesine tepki gösteren Feminist yazar Berrin Sönmez - Fotoğraf: Privat
Diyanet İşleri Başkanlığının kadınların giyim tercih ve özgürlüklerini hedef alan, başörtüsü ve kapanmayı dayatan Cuma Hutbesi hararetli tartışmalara yol açtı.
Feminist yazar Berrin Sönmez'in "Diyanetin ve iktidarın gittiği yolu, zulmün yolunu reddediyorum" sözleriyle hutbeye ağır eleştiriler yöneltirken başörtüsü dayatması ihtimaline başını açarak direniş sergileme kararı aldığını duyurdu.
Sönmez'in bu çıkışı geniş yankı buldu, sosyal medyada destek ve dayanışma mesajları paylaşıldı.
Tepkiye yol açan Diyanet'in hutbesinde ne dendi?
Tartışmaların fitilini, Diyanet İşleri Başkanlığının 1 Ağustos'ta yaklaşık 90 bin camide okunan Cuma Hutbesi ateşledi.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı internet sitesinde "Hayâ: Allah’ın Emri, Fıtratın Gereği" başlığıyla da yayımlanan Cuma Hutbesinde "Hayâ, yüce dinimiz İslam’ın kadın erkek her Müslüman’a emrettiği temel bir ahlak ilkesidir" deniliyor, ardından da "Hayâsızlık ise ahlaki değerleri yok eden, insanın onur ve saygınlığını ayaklar altına alan bir felakettir. Şeytanın, en sinsi tuzaklarından biridir" ifadelerine yer verildi.
Hutbede giyim sektörü, modacılar ve bazı medya çevreleri, "çıplaklığı özendirmek ve örtünmeyi değersizleştirmekle" suçlanıyor. Kısa giysiler ve şeffaf kıyafetlerin giyilmesi "Allah’ın örtünme emrinin ihlali" olarak nitelendirilirken tıbbi bir zorunluluk olmadan yaptırılan estetik ameliyatlar "şeytanın oyununa gelmek" ve "günah" olarak tanımlanıyor, dövme yaptırmanın da haram olduğu savunuldu.
Hutbede ayrıca "başörtüsü dayatması" olarak yorumlanan şu ifadeler yer alıyor:
"Uygunsuz kıyafetlerle toplumsal alanlarda, hele hele kurumsal özelliği olan mekânlarda bulunmak asgari ahlak kurallarına bile meydan okumaktır. Bu, çağdaşlık değil, ilkelliktir. Ahlak ve edep ölçülerinin çiğnenmesine sessiz kalan herkes büyük bir vebal altındadır. Çünkü neslimizin iffetini, edebini ve ahlakını korumak hepimizin ortak sorumluluğudur."
Berrin Sönmez: Sömürge valisi bile bu kadarını yapmazdı
Başörtülü feminist yazar Berrin Sönmez ise Medyascope'da yayınlanan "Ey Diyanet! Fe eyne tezhebun?" başlıklı yazısında Diyanet'in bu hutbesini kadınlara başörtüsü zorunluluğunun bir işaret fişeği olarak gördüğünü belirtti. Yazısında Diyanet'in haya ve edep kavramlarını bedene indirgemesini eleştiren Sönmez, buna "Vahim. İnanç ve düşünce dünyamızın bile isteye, özellikle çölleştirilme işini görev edinmiş bir sömürge valisi bile bu kadarını yapamazdı" ifadeleriyle tepki gösterdi.
Haya kavramının bir ahlak terimi olduğunu, asla tek başına bedene indirgenemeyeceğini vurgulayan Sönmez, "Diyanet'in hutbede kavramı bedene indirgemekle iyi veya kötü iş ve eylemlerde bireysel, toplumsal, kurumsal sorumlulukları yok sayarak fallussantrik yoruma yöneldiğini" aktardı.
Diyanet'in haya kavramını bedene indirgeyerek bağışlardan oluşan Diyanet Vakfı'nın mallarının halka hizmet için kullanılmadığı, vakıf malı ve kamu kaynaklarının birkaç kişinin lüks aracına harcanması gibi gerçeklerin, yolsuzluk ve hayasızlıkların konuşulmamasını sağlamayı hedeflediğine işaret etti.
Cuma Hutbesinde edep kavramının da ters yüz edildiğini belirten yazar Sönmez, "Diyanet'in hutbe başlığında edep kavramını kullansa da içerikte kendi değer yargısıyla edepsizlik tanımı yapmış. Kısa, ince, vücut hatlarını belli eden dar kıyafetlere atıf yaparak 'edepsizlik' tanımlanmış ve bu da tabii ki kadına kodlanmış. Bu kavramı da bedene ve kıyafete indirgediği için Diyanet’e şöyle koskocaman bir EDEP YA HU! diyorum" sözlerini kaydetti.
ReklamBaşörtüsü zorunluluğunun işaret fişeği mi?
Yazar Berrin Sönmez, Diyanet'in hutbesinde "sorunlu geleneksel, ataerkil ve selefi-sünni kalıplarla daraltılmış bakış açısını ön plana çıkardığını" kaydederken "Selefi-sünni yaklaşım tarih boyunca iktidarın, halifelerin, sultanların yönetim anlayışını destekleyen din yorumları ile maluldür" ifadelerini kullandı.
Diyanet'in cuma hutbesi kadınlara başörtüsü dayatması olarak yorumlandı - Fotoğraf: Aris Messins/AFP/Getty Images
"Tabii ki onu başkanlığa getirip başkanlıkta tutan siyasi iradenin tercihi bu yönde olmasa ülkenin tarihsel dini anlayışını değiştirip selefiliği egemen kılacak yaklaşımları gerçekleştiremezdi" sözlerine vurgu yapan Sönmez, hutbede örtünme emrinin özellikle kurumsal yapılarda yerine getirilmesi gereğinin ima edildiğine işaret etti. Yazar, "Kurumsal yapılardan kasıt kamu kurumları olsa gerek diye düşünüyorum. Ve yıllardır içimizi saran endişeyi, zorunlu başörtüsü ihtimalini güçlendiren bir işaret fişeği olarak görüyorum bu cümleyi" dedi.
1981 yılında, üniversitelerde başörtüsü yasağı getireceği konuşulurken başını örttüğünü, bunun kendisi için örgütlü olmayan kişisel bir direniş şekli olduğunu kaydeden Sönmez, bugün de başörtüsü zorunluluğu ihtimali nedeniyle bir direniş şekli olarak başını açtığını duyurdu.
Berrin Sönmez, Diyanet'in cuma hutbesi nedeniyle aldığı direniş kararını şu ifadelerle aktardı:
"Ve yazık ki şimdi hutbedeki kurumsal yapılar ifadesi geçmişteki başörtü yasağının rövanşı için bir başörtü dayatmasının kadınlara yükleneceğini düşündürüyor. Umarım yanılıyorumdur. Ama bu işaret fişeğini görmezden gelemem. Dayatma ihtimalinin henüz geri döndürülebileceği bir aşamadayken tepki vermek gerekiyor. Yani bana yine bir kişisel direniş yolu göründü. Başörtüsü zorunluluğu getirilmesi ihtimaline karşı şimdiden başımı açıyorum."
Kimseden saygı ya da onay beklemediğini, sadece gerekli olan tepkinin uygun zamanını kaçırmak istemediği için başörtüsüyle vedalaştığını aktaran Sönmez, yazısını şu ifadelerle tamamladı:
"Bir kişi bir anlam ifade etmeyebilir ama bir kişi olarak safım belli olur. Diyanetin ve iktidarın gittiği yolu, zulmün yolunu reddediyorum. Siz zalimlerdenseniz ben sizden değilim."
Sönmez'e destek
Diyanet'in cuma hutbesi ile ilgili tartışmalar sürerken, kadın hakları savunucuları, gazeteciler, yazarlar ve akademisyenler Sönmez'e yazıları ve sosyal medya paylaşımları ile destek açıklamaya devam ediyor.
Henüz AKP yönetiminden tartışmalar ve "başörtüsü dayatması" endişe ve tepkileri ile ilgili olarak bir açıklama gelmedi.
KAYNAK: Deutsche Welle Türkçe Yayını