Merve Kara KASKA
BBC Türkçe
Enflasyon, Türkiye ekonomisinin hemen her döneminde gündemdeki konulardan biri oldu.
Örneğin 1980 ve 1990'larda Türkiye'de ekonomi gündeminin en popüler söylemlerinden biri "enflasyon canavarı"ydı.
İç siyasetteki çalkalanmalar ve dış piyasaların etkisiyle tüketici fiyatlarının durdurulamayan yükselişi karşısında alım gücündeki gerileme 'canavar' benzetmesini ortaya çıkarmıştı.
Geçen 35 yılda fiyat istikrarının sağlandığı dönemler olsa da, enflasyon oranlarının 1980 ve 1990'ları hatırlattığı dönemler de yaşandı.
Türkiye İstatistik Kurumu'na (TÜİK) göre 2023'te yıllık enflasyon yüzde 64,77 oldu. Bu, Türkiye'de son 22 senenin en yüksek yıllık enflasyon oranıydı.
Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise 2023 yılı enflasyonunu yüzde 127,21 olarak hesaplamıştı.
Peki Türkiye ekonomisinin en popüler kavramlarından biri olan enflasyon tam olarak ne anlama geliyor ve nasıl hesaplanıyor?
Enflasyon: 'Fiyatlar genel düzeyindeki yüzdelik artış'
BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan, Boğaziçi Üniversitesi'nde Ekonomi Profesörü Ceyhun Elgin, enflasyonu "fiyatlar genel düzeyindeki yüzdelik artış" olarak tanımlıyor.
TÜİK'e göre fiyatlar genel düzeyi, piyasada alınan ve satılan mal ve hizmetlerin belirli bir ay ya da yıl gibi belirli bir dönemdeki ortalama fiyatları anlamına geliyor.
Yani enflasyonun, örneğin yüzde 10 olarak açıklanması, tüketiciye yansıyan hemen hemen tüm fiyatların bir önceki ay gibi baz alınan döneme göre ortalama yüzde 10 arttığı anlamına geliyor.
BBC Türkçe'ye konuşan Koç Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nden Doç. Dr. Cem Çakmaklı, "Dolayısıyla enflasyon düştüğünde fiyatlar düşmez. Enflasyon düştüğünde fiyatların artış hızı düşer. Fiyatların düşmesi için ancak eksi enflasyonun olması gerekir" diyor.
Diğer yandan normal koşullarda ücretlerin de enflasyon oranında artması bekleniyor.
Türkiye'de memurlar, asgari ücretli çalışanlar gibi birçok çalışanın ücret artışları çoğunlukla enflasyona göre belirleniyor.
Enflasyona ne sebep olur?
Enflasyona sebep olan süreçler aslında karmaşık olabilir. Ancak temelde arz ve talep olmak üzere iki yönde gerçekleştiğine dair ekonomistler arasında yaygın bir görüş var.
BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Cambridge Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nden Doç. Dr. Özge Öner, "Piyasadaki toplam para miktarı artarken, bu parayla erişilebilecek mal ve hizmet arzı aynı kalır ya da daralırsa, fiyatlar genel seviyesi yükselir" diyor.
Doç. Dr. Öner, bu süreci tetikleyebilen faktörleri, "merkez bankalarının uyguladığı genişlemeci para politikaları, arz yönlü darboğazlar, üretim maliyetlerindeki artışlar ya da ani talep sıçramaları" olarak sıralıyor.
Öner, iktisatçılar arasında enflasyonun sebebine ilişkin iki genel kabulün olduğunu söylüyor. Bunlardan ilki para arzının artması; ikincisi ise kamu harcamaları, ücret artışları ve üretim maliyetlerindeki yükseliş.
Son dönemde ise enflasyonda yüksek şirket karlarının payı olup olmadığı tartışılıyor.
Covid-19 pandemisi sonrasında arzın dünya genelinde artan talebi karşılayamaması, birçok yerde enflasyon sorununa sebep olmuştu.
Bu dönemde Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) gibi farklı kurumlar Euro Bölgesi'nde enflasyonda yüksek şirket karlarının payına dikkat çekti.
Bazı ekonomistler, Türkiye'de de enflasyonun "doğrudan doğruya kâr marjlarının şişkinleştirilmesinden kaynaklandığını" savunuyor.
TÜİK'in enflasyon hesaplama yöntemi
Türkiye'de enflasyon Tüketici Fiyat Endeksi'nin (TÜFE) artış oranıyla hesaplanıyor.
Prof. Dr. Ceyhun Elgin, TÜFE'nin "tipik bir tüketicinin kullandığı mal ve hizmetlerin oluşturduğu sepetteki fiyat değişimlerinin zaman içindeki ortalama artış oranını" gösterdiğini söylüyor.
TÜFE hesaplaması Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılıyor.
Prof. Dr. Elgin, bunun için 81 il merkezi ve 72 ilçe merkezindeki 23 bin satış noktasından aylık yüz binlerce fiyat toplandığını anlatıyor.
Buna göre enflasyon sepeti 447 mal ve hizmeti içeriyor. Bunlar uluslararası uluslararası bir sınıflandırma sistemine göre 12 ana grup altında toplanıyor.
Bu alt gruplar sağlıktan eğitime, gıda ve alkolsüz içeceklerden giyime, eğlenceden alkollü içecekler ve tütüne farklı kategorileri kapsıyor.
Sepete alınan her bir ürün, hesaplamalara ağırlıklarına göre dahil ediliyor.
Prof. Dr. Elgin, bu ağırlıkların yaklaşık 25 bin haneden yapılan sürekli hane halkı bütçe anketine göre belirlendiğini belirtiyor ve ekliyor:
"Yani insanların ne kadar para harcadığı enflasyon hesabında o kadar ağır basar."
Kerem Uzel/Bloomberg/Getty Images
Enflasyon sepetinde gıdadan eğitime 12 grupta 400'den fazla ürün yer alıyor.
Buna göre sepetteki her mal ve hizmetin fiyatı, harcamalardaki ağırlıklarıyla çarpılıyor ve toplam değişim, endekse dönüştürülüyor.
Yıllık enflasyon, bir önceki yılın aynı ayına göre endeksteki yüzde değişimi ifade ediyor.
TÜİK, enflasyon sepetini her yıl güncelliyor ve ağırlıklandırma yapıyor.
Prof. Dr. Elgin, taze meyve-sebze ve petrol ürünlerinin haftada bir, diğer fiyatların ayda iki kez, kiraların ise ayda bir toplandığını söylüyor.
Veriler her ayın üçüncü iş günü saat 10:00'da açıklanıyor.
ENAG nedir, enflasyonu nasıl hesaplıyor?
Akademisyenlerden oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) yaklaşık dokuz yıldır her ay, kendi hesapladığı enflasyon oranını açıklıyor.
ENAG yetkilileri enflasyonu hesaplarken fiyat verilerini günlük olarak ve web siteleri üzerinden topladıklarını söylüyor.
ENAG'a göre bu web sayfaları, özellikle bütün hane halklarının aktif olarak kullandığı sayfalar.
Grup, fiyat endeksi ve enflasyon oranlarını, günde yaklaşık 250 bin, ayda ise 7 milyonun üzerinde fiyat verisi ile hesapladığını belirtiyor.
ENAG, 2016 yılında Yeditepe Üniversitesi Ticari Bilimler Fakültesi'ndeki Finansal İktisat Doktora Programı'nda, danışmanlığını Prof. Dr. Veysel Ulusoy'un yaptığı, doktora öğrencisi Serkan Gençer'in tez projesi ile ortaya çıkmıştı.