Erdoğan'ın Başdanışmanlarından Yiğit Bulut'un durumu ağırlaştı

Erdoğan'ın Başdanışmanlarından Yiğit Bulut'un durumu ağırlaştı
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A- A+ Paylaş

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başdanışmanı Yiğit Bulut'un kansere yakalandığı ve bir süredir İstanbul'da bulunan bir hastanede tedavi gördüğü öğrenildi.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurulu Üyesi Yiğit Bulut'a geçtiğimiz aylarda kanser teşhisi konulduğu öğrenilirken, son haftalarda durumu ağırlaşan 53 yaşındaki Bulut'un İstanbul'da Sarıyer Acıbadem Hastanesi'nde tedavi altına alındığı ortaya çıktı.

ERDOĞAN DURUMUNU YAKINDAN TAKİP EDİYOR

Bulut'un tedavi süreciyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yakından ilgileniyor.

5 Temmuz'da Galatasaray Başkanı Dursun Özbek'i geçirdiği bir operasyon sebebiyle beraberindeki Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ile ziyaret eden Erdoğan'ın aynı hastanede olan Bulut'un bulunduğu odaya da gittiği belirtildi.

53 yaşındaki Bulut'un durumunun ağırlaştığı bildirildi.

YİĞİT BULUT KİMDİR?

Yiğit Bulut 1972 yılında Keşan'da doğdu. Galatasaray Lisesi ve Bilkent Üniversitesi bankacılık ve finans bölümü mezun oldu. Sorbonne Üniversitesi'nde yüksek lisans yaptı. Bulut'un babası Mustafa Bulut, 1977 yılında Adalet Partisi'nden milletvekili seçildi.

Yiğit Bulut, Kanal 6, Kanal E, CNN Türk'te ekonomi yorumculuğu ve Radikal, Vatan ve Referans gazetelerinde ekonomi ve maliye konularında köşe yazarlığı yaptı. Parametre ve Finans Analiz programlarının yapımcılığını ve sunuculuğunu üstlendi. Doğuş Üniversitesi'nde bir dönem öğretim görevlisi olarak çalıştı.

Son olarak 2009'da getirildiği Habertürk TV genel yayın yönetmenliği görevine, 3 Ocak 2012 tarihinde Ciner Medya Grubu tarafından son verildi. Bununla birlikte Gazete Habertürk'teki köşesinden yayınladığı yazıları da sona ermiş oldu. Bir süre sonra Star Medya Grubu ile anlaştı ve 24 kanalının genel yayın yönetmenliğine getirildi. Ayrıca Star gazetesinde yazmaya başladı. 2009'da Habertürk TV'de başlattığı Sansürsüz adlı tartışma programını, 24 TV'de sundu. 2013 yılının temmuz ayında başbakanlık başdanışmanı olarak atandı. 30 Ağustos 2014'te ise yeni bir kararname ile cumhurbaşkanlığı ekonomiden sorumlu başdanışmanlığına atandı.

Danışman Yiğit Bulut, Erdoğan'ın Teğmenlerle İlgili Açıklamasından Sonra  Konuştu - Onedio

AK PARTİ KAPATILSIN DİYE YAZMIŞTI, SONRA AK PARTİLİ OLDU

Vatan gazetesinde yazarlık yaptığı dönemde Yiğit Bulut, AK Parti'nin kapatılması gerektiğini yazmıştı.

AKP’ye açılan kapatma davasıyla ilgili o yazısını hatırlayalım:

Yiğit Bulut / 16 Mart 2008 / Vatan

“Son dönemde hükümet eden siyasi partinin “artan kendine güveni” ve “biz her şeyi yaparız, nasıl olsa ses çıkaran yok” tavrı, dün akşam itibarıyla devletin çarklarından sadece birinin attığı bir adımla son bulmuş oldu; Devlet, hükümete “yeter, yol bitti” dedi...

Diyeceksiniz ki; davanın sonucu belli değil, nasıl son buldu!

Sevgili dostlar, şu aşamada atılan adım en az sonuç kadar “dikkate değer”... Önemli olan “biz her şeyiz” mantığı içindekilere “yeter, burada sizlerden başka birileri daha var, buranın kuralları, gelenekleri, sahipleri var” mesajını vermek ve “yeter” demek!

AKP PİLOT OLDUĞUNU UNUTTU

Bu noktada başka bir soru soralım; Devlet, hükümete karşı olabilir mi ?

Olabilir... Devleti bir uçak gibi düşünün, devlet “yapının özünü” yani uçağın gövdesini, gövdenin doğayla temasını- işleyiş prensiplerini kısacası “esas olanı” teşkil eder, hükümetler ise bu yapıyı önceden konmuş kurallarla belli bir süre “idare etmek” için seçilirler... Uçak örneğinden devam edersek “hükümetler” pilot olarak “ana gövde” içinde belli bir süre yer alırlar. AKP’nin en büyük hatası da burada oldu. Pilot olduğunu unutup, uçağın “yapısıyla, koltuklarıyla, motorlarıyla” oynamaya hatta uçağın içinde yol aldığı doğa ile uçuş prensiplerini değiştirip “yeni bir model” yaratmaya kalktı... Ne oldu? Uçağın sahibi geldi ve “hop gardaş” deyiverdi! AKP yine çok şanslı; uçağın “en kibar sahibi, karşısındakine şans tanıyan” sahibi geldi, Allah korusun ya diğer sahipleri gelip “uçağa toptan el koysalardı!”

AKP’YE OY VERMEYEN YÜZDE 53

Sevgili dostlar, burada aklınıza başka bir soru gelebilir; milletin verdiği yüzde 47 önemli değil mi? Bu oylar “AKP’yi sahip” yapmaz mı?

Yapmaz... Yapılan oylamayla ortaya çıkan iktidarlar “pilot” seçimi gibidir. Uçağın “yapısı, rotası, gideceği yer, geldiği yer, doğa ile uyum içinde nasıl uçtuğu” gibi ana dinamikler bellidir, her şey hazır olan uçağa sadece pilot seçilir ve “pilot” kendi takdirine göre “bir uçuş” stili benimser. Verilen yüzde 47 oy (bir detay daha düşelim; yüzde 53 AKP’ye oy vermemiş yani uçağın çoğunluğu “pilotaj yapılmasına” bile karşı) pilotların kim olacağına işaret eder ve ne kadar yüksek oran ile seçilmiş olursa olsun, pilot kardeşlere “uçağın orası burası ile oynama” hakkı vermez.

AKP’YE DUR İŞARETİ

Sonuç: Devlet ile hükümet arasındaki ayrımı “idrak” edemeyen ve her fırsatta “Devleti kendine benzetme, ideolojik hale getirme” hamleleri yapan iktidar partisine yani uçakla oynayan pilotlara, devletin en kibar “dur” işareti geldi. Devamı nasıl oluşursa, oluşsun önemli olan birileri “dur” dedi ve hepimizin, ülkemizin, rejimin bir büyük şansı olarak “en sakin söyleyebilecek” kesimden bu ses yükseldi... Hükümet eden siyasi parti artık şunu anlamalı; “bundan sonrası yok”! Uçağı “riske” atmadan “pilotaja” devam etsin ve lütfen artık “sakin” dursun!

BU DAVA MECLİS’İN SİGORTASI, PARTİ KAPATILABİLİR

Son söz: Yukarıda “dava açılma” sürecini analiz ettik. Dava açılabilir, parti de kapatılabilir. Asıl iş ondan sonrasında. Türkiye 2003-2007 arasında “çok ağır darbe yedi”. Bütün telekomünikasyon şirketleri, bankaları, ağır endüstriyel tesisleri, limanları, tersaneleri satıldı. Şimdi asıl iş “yeni bir milli irade tesis” ederek, bu süreci tersine çevirmek ve Türkiye’nin “tasfiyesine her alanda dur” diyerek, buraları mutlaka geri almak!

Not: Hükümete yakın bir guruba satılan bir gazete manşet atmış; “Meclisi de kapatsaydınız!” Onlara sadece şunu söyleyeceğim; eğer biraz uğraşıp bizler gibi gidişatı sorgulamayı deneseydiniz, açılan bu davanın Meclis’in “açık kalmasının sigortası” olduğunu anlardınız! Anlayana bu cümle de çok şey var!” 

Bir yanıt yazın

Yanıt yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.