BBC Türkçe / Halk TV, SZC TV
CHP'nin tutuklu cumhurbaşkanı adayı ve görevden uzaklaştırılan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında, lisans diplomasının sahte olduğu iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması bugün başladı.
Dava Silivri'deki Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda görülüyor.
Bir saat gecikmeli başlayan duruşmada ilk olarak İmamoğlu'nun kimlik tesptinin yapılması ve savunma yapması bekleniyor.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel duruşmayı yerinde takip ediyor. Özel'in duruşmanın ardından İmamoğlu'nu ziyaret etmesi bekleniyor.
Duruşmayı İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu, oğulları ve babası Hasan İmamoğlu ve kız kardeşi Neslihan Yakupçebioğlu da takip ediyor.
Mehmet Pehlivan'ın duruşmaya katılma görüntüsü sosyal medyaya yansıdı.
Duruşmayı, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP İstanbul Milletvekili Ali Gökçek, görevden alınan CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi, CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez, CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, İBB Başkanvekili Nuri Aslan, Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek Kaya İmamoğlu, babası Hasan İmamoğlu, oğlu Selim İmamoğlu ve kardeşi Neslihan Yakupçebioğlu, tutuklu Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in kızı Seraf Özer İstanbul Baro Başkanı İbrahim Kaboğlu, İzmir Barosu, Antalya Barosu, Kocaeli Barosu, Uluslararası Hukuk kurtuluşları takip ediyor.
Ekren İmamoğlu duruşmaya verilen arada konuştu!
Ekrem İmamoğlu, duruşma arasında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
İmamoğlu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in düzenlendiği mitingleri şöyle değerlendirdi:
"Ben şöyle söyleyeyim tarih yazan bir genel başkan gördüm bir dostluk bir yoldaşlık bir adanmışlık bir örnek dünyaya... Yaşadığımız olayın dünyada örneği yok 6-7 aydır bir mücadele"
KAYYUM TEKİN SORUSUNA YANIT
Gürsel Tekin'in CHP İstanbul İl Başkanlığı'na kayyum atanması hakkındaki soruya İmamoğlu şöyle yanıt verdi:
"Ülkenin sandığına geleceğine müdahale içim yanarak izledim çok acı bir durum. Ülkenin düzeni adına tehdittir. Bu chp meselesi değildir. Bunun gideceği yer tahmin dahi edilemez
AKP'de siyaset yapmış insanlar dahil dur denmesi şarttır.Herkesi bu işe karşı durmaya davet ediyorum.
Bu iş bir avuç insanın ihtirası üzerinden yapılmış bir basit eylem gibi düşünülemez
talimatın bu şekli bu ülkede bu şekilde olmaz"
15 Eylül'deki Kurultay Davası'na ilişkin İmamoğlu şöyle konuştu:
"En azından genel başkanımız muazzam mücadeleyi örgütlüyor. Bu CHP meselesi değil AKP'de siyaset mücadelesi vermiş insanların da meselesidir. Sandığın gelip gelmeyeceği meselesidir. Umut ederim ki o gün bu iş bu defter kapanır. Bu ülke bir günlük diyalog zeminine sahip olsun her şey değişir. Bu kavgayı isteyen aklın nasıl bir siyaset muhasebesi var anlaşılır bir şey değil"
KILIÇDAROĞLU'NUN SESSİZLİĞİNİ YORUMLADI
Eski CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun günlerden beri süren suskunlıu hakkında İmamoğlu, "Ben de suskunluğumu koruyorum bu konuda umarım kendisi için doğru bir karar verir" dedi.
BAHÇELİ'YE SESLENDİ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bugünkü röportajında iddiamalerin ekimde yazılsın çağrısı ve değerlendirmeleri için İmamoğlu şunları dile getirdi:
"Biz niye hapisteyiz niye tutukluyuz? Habire iftira atanı, insanları hainliğe zorlamanın ne faydası var devlet tutsak alır mı rehin tutar mı?
Yargıda sahip olamadığımız bir tahmin neyi tahmin edebiliriz ne olacak yani milletin tamamını hapse mi koyacaksınız? Millet dört gözle nefes nefese sandık bekliyor."
BEYKOZ'DAKİ İSTİFALARI DEĞERLENDİRDİ
Beykoz Belediye Başkanvekili Özlem Vural Gürzel'in istifa etmesi ve AKP'ye geçecek iddiası hakkında İmamoğlu şöyle konuştu:
"Çok acı bir durum çok utanacak... Bana yazdı görevimden istifa edeceğim diye ben mektup yazdım ona bak acele etme inşallah arkadaşımız serbest kalır konuşursunuz... Sonra ne olduysa böyle bir duruma düştü. Yazık etti kendine kızımız dediğimiz biri"
İmamoğlu, cezaevinde günlerinin nasıl geçtiği sorusuna da şöyle yanıt verdi:
"En çok çocuklarımı eşimi özlüyorum ama sağ olsunlar geliyorlar. Kolay değil zor bir durum. Üç tane Kemal Tahir bitirdim. Devlet Ana ile devam ediyorum. Çoklu kitap okuyorum. Liderlikle ilgili... Puslu Kıtalar Atlası'na başladım acayip keyifliymiş"
Salonda soruları yanıtladı
Ekrem İmamoğlu'nun mahkemedeki savunması salondaki gazeteciler tarafından aktarılıyor.
Buna göre, İmamoğlu, İstanbul Üniversitesi'ne geçiş yaptığı sırada 18 yaşında olduğunu hatırlatarak, iddialar için, "Nasıl yapmışım bunları hayretle dinliyorum" dedi.
İmamoğlu, "Anacığımın ak sütü kadar helal olan diplomamı iptal ettiler" şeklinde konuştu.
Duruşmaya İmamoğlu'nun tutuklu avukatı Mehmet Pehlivan'ın da katılması için ara verildiği sırada Ekrem İmamoğlu gazetecilerin sorularını yanıtladı.
İmamoğlu, CHP İstanbul İl Başkanlığı için, "Evim gasp edilmiş gibi içim yanarak izledim'' dedi.
İmamoğlu şu ifadeleri kullandı:
"AK Parti'de gerçekten siyaset yapmış insanların dahi bu işe 'dur' demesi şarttır. Bu uygulama şekli, polisin bu şekilde devreye alınması, Türk polisinin bu kadar itibarının aşağılandığı başka bir dönem olmamıştır."
İmamoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu süreçte sessiz kalması hakkındaysa konuşmayacağını söyledi ve "Ben de ses çıkarmıyorum bu konuda. Umarım kendisi için doğru bir karar verir" yorumunu yaptı.
Beykoz Belediye Başkan Vekili Özlem Vural Gürzel'in istifası ve AKP'ye geçeceğine dair iddialara ilişkin ise "Bana iki gün önce 'Görevimden istifa edeceğim' diye yazdı. Kızımız dediğimiz bir kadın. 'Acele etme' dedim. Yazık etti" şeklinde konuştu.
Sonrasında İmamoğlu'nun avukatı Mehmet Pehlivan, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla davaya katıldı ve şu mesajı verdi:
"Ben müvekkilim ile görüştürülmeden, salonda olmadan, üzerimde cübbem olmadan savunma yapmayı reddediyorum. Bir sonraki duruşmada gerekli şartların sağlanmasıyla salonda savunma yapmayı talep ediyorum."
İSTENEN CEZA
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmada savcılık İmamoğlu hakkında "zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik" suçlamasıyla 2 yıl 6 aydan 8 yıl 9 aya kadar hapis cezası ve siyasi yasak talep ediyor.
İstanbul Üniversitesi, Ekrem İmamoğlu'nun 1994 tarihli İstanbul İşletme Fakültesi İngilizce Bölümü diplomasını 20 Mart'ta iptal etti, ardından diploma üniversitenin veri tabanından da silindi.
İmamoğlu 19 Mart'ta 'Kent uzlaşısı' kaynaklı "terör" ve "yolsuzluk" soruşturmaları kapsamında gözaltına alındıktan sonra, 23 Mart'ta "yolsuzluk" suçlamasıyla tutuklandı.
Aynı gün CHP'nin düzenlediği ön seçimde tek aday olan İmamoğlu partinin cumhurbaşkanı adayı ilan edildi.
İmamoğlu'nun avukatları, diploma iptaline karşı dava açtı. Ancak davanın açıldığı İstanbul 5'inci İdare Mahkemesi, diploma iptaline karşı yürütmeyi durdurma talebini reddetti.
Cumhurbaşkanı adayı olabilmek için üniversite mezunu olma koşulu arandığından açılan soruşturmanın sonucu kritik önemde.
İstanbul Silivri'deki Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
İmamoğlu diplomayı iptal etme kararı ile ilgili yetkinin sadece İşletme Fakültesi Yönetim Kurulu'nda olduğunu savunmuştu.
"Bu kararı alanların tarih ve adalet önünde hesap verecekleri günler yakındır. Adalete, hukuka ve demokrasiye susamış milletimizin yürüyüşü durdurulamayacak" demişti.
İstanbul Üniversitesi, diploma iptali kararıyla ilgili bütün bilgi ve belgeleri İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na ve Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı'na (YÖK) göndereceğini açıklamıştı.
Üniversitenin açıklamasında İmamoğlu'nun ismi belirtilmemiş ancak YÖK kararlarına ve mevzuatın aradığı şartlara aykırı olarak 1990 yılında İşletme Fakültesi İngilizce programına usulsüz yatay geçiş yapan 28 kişinin diplomalarının "yokluk" ve "açık hata" gerekçeleriyle geri alınmak suretiyle iptal edildiği belirtilmişti.
Bu 28 kişi arasında İmamoğlu'nun da olduğu bildirilmişti.
İddianamede neler var?
İmamoğlu 1990'da Kıbrıs'ta öğrenim gördüğü Girne Amerikan Üniversitesi'nden (GAÜ) İstanbul Üniversitesi'ne yatay geçiş yapmış ve 1994'te işletme fakültesinden mezun olmuştu.
İddianamede, GAÜ'nün 1990 yılında YÖK tarafından tanınan bir üniversite olmadığı, 1993 yılında tanındığı vurgulandı.
O yıllarda Kıbrıs'ta faaliyet gösteren kurumlardan sadece Doğu Akdeniz Üniversitesi'nin tanındığı, ancak "yatay geçiş kontenjanlarının usulsüz olarak arttırıldığı" iddia edildi.
İmamoğlu'nun yatay geçiş sürecinde İstanbul Üniversitesi'ne ibraz ettiği belgelerin, Doğu Akdeniz Üniversitesi'ne ait olmadığı ifade edildi.
"İstanbul Üniversitesi tarafından İmamoğlu'nun kaydının Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisi olarak yapıldığı, gerçeğe aykırı resmi belgenin açık bir hile ile düzenlendiği" iddia edilen belgenin "şeklen doğru ancak içerik bakımından sahte" olduğu savunuldu.
İddianamede, İmamoğlu'nun "resmi belgede sahtecilik" suçunu "zincirleme şekilde" işlediği, "hileli bir şekilde aldığı evrakı" yüksek lisans amacıyla İstanbul Üniversitesi'ne, askerlik hizmeti için Milli Savunma Bakanlığı'na ve Yüksek Seçim Kurulu'na sunduğu iddia edildi.
'YÖK'ün tanımaması denklik sorunu yaratmıyor'
İmamoğlu'nun avukatları, YÖK'ün 1990'da Girne Amerikan Üniversitesini (GAÜ) tanımamasının, yatay geçişe engel olmadığını ve bir denklik sorunu da oluşturmadığını savunuyor.
Daha önce BBC Türkçe'ye konuşan İmamoğlu'nun avukatı Mehmet Pehlivan, GAÜ'den 1991 ve 1992 yılında mezun olan kişilere de denklik verildiğine ilişkin belgeleri kamuoyu ile paylaştıklarını belirtmişti.
Pehlivan, "Madem ki tanınmayan üniversiten geçiş yapılamaz, o halde bu kişilere neden denklik düzenlendi? Buradan anlaşılıyor ki tanınma, yatay geçiş için de denklik için de şart değil" demişti.
Tanınma hakkındaki mevzuatın ilk kez 1996'da yürürlüğe girdiğini de ekleyen Pehlivan, "o tarihte çıkarılan yönetmelikte 'tanınmayan üniversiteden yatay geçiş yapılmaz' denmiyor" bilgisini de vermişti.
Avukat Mehmet Pehlivan da "örgüt üyesi olma", "örgütün çözülmemesi için eylemler yapma" gibi suçlamalarla 19 Haziran'da tutuklanmıştı.