İran mı İsrail mi? Hangi ülkenin ordusu daha büyük?

İran mı İsrail mi? Hangi ülkenin ordusu daha büyük?
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A- A+ Paylaş

İsrail sabaha karşı yaptığı açıklamada, İran'ın nükleer zenginleştirme programına yönelik bir hava saldırısı başlattığını duyurdu. Kısa süre içinde Tahran'dan da bir misilleme açıklaması geldi. Orta Doğu'da tansiyon bir anda zirveye çıkarken iki ülkenin askeri güçleri de merak konusu oldu. Hangi tarafın ordusu daha büyük? Hangisinin cephaneliğindeki silahlar daha gelişmiş ve güçlü? İşte, İsrail İran askeri gücü karşılaştırma detayları

İran'ın da İsrail'in de askeri anlamda diğerine karşı üstün olduğu alanlar mevcut. Bu nedenle askeri gücü karşılaştırırken her bir unsuru tek tek kıyaslamak gerekiyor.

İran'ın nüfusu İsrail'in nüfusunun dokuz katı. Dolayısıyla ilk bakışta İran ordusunun en azından insan gücü bağlamında İsrail ordusundan çok daha büyük olduğu söylenebilir.

Dünyanın dört bir yanındaki orduların askeri güçlerini karşılaştıran Global Firepower Index sitesinin verilerine göre, İran hem personel anlamında hem de kara ve deniz silahları anlamında daha avantajlı. Ancak bu sayılar resmin tamamını yansıtmakta yetersiz kalıyor.

Washington merkezli bir düşünce kuruluşu olan Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi'nin Füze Savunma Projesi'nde (CSIS) araştırmacı olarak çalışan Shaan Shaikh, ekim ayında CBC'ye yaptığı açıklamada, "İsrail'in askeri teknolojisi İran'a kıyasla kesinlikle daha gelişmiş durumda. Ellerinde modern füzeler ve bombalarla donatılmış son teknoloji hava araçları var" ifadelerini kullandı.

İsrail'in hava savunmasının etkinliğine de dikkat çeken Shaikh, "Ama belki de en önemlisi İsrail'in başta ABD olmak üzere Avrupa ve Orta Doğu'daki güçlü ortaklıkları" diye konuştu.

Yine de tek tek sayılara bakalım...

İRAN'IN ASKER SAYISI İSRAİL'DEN ÇOK YUKARIDA

İran'ın nüfusu 90 milyon civarındayken, İsrail için bu sayı 10 milyonla sınırlı. Tahminlere göre, İsrail'in ordusunda 170 bin aktif, 465 bin yedek askeri personel bulunuyor. İran'ın komutasında ise 600 bin aktif, 350 bin yedek personelin yanı sıra 220 bin paramiliter güç var.

Lübnan'ın güneyindeki Hizbullah ve Yemen'deki Husiler başta olmak üzere İran destekli grupların da İsrail'e yönelik saldırılarda rol oynaması mümkün.

Diğer yandan yine Global Firepower Index'e göre, İran tanklar, zırhlı araçlar ve ağır silahlar konusunda da sayısal üstünlüğe sahip.

YAPTIRIMLAR İRAN'IN ASKERİ DONANIMINI VURDU

Ancak Londra merkezli düşünce kuruluşu Uluslararası Stratejik Çalışmalar Enstitüsü'nün (IISS) 2023 tarihli raporu, bu veriye temkinli yaklaşılması gerektiğini vurguluyor.

Rapora göre, çok uzun süre boyunca uluslararası yaptırımların hedefi olan İran, gelişmiş yüksek teknolojiye sahip askeri donanımdan mahrum kalmış durumda. Rapora göre, "İran'ın geleneksel silahlı kuvvetleri bölge standartları bağlamında büyük olmakla birlikte, hızla modası geçmekte olan donanım envanteriyle boğuşuyor".

İRAN'IN UÇAKLARI ESKİ TEKNOLOJİ

Diğer yandan, İsrail'in avantajının açık olduğu unsurlardan biri de dünyanın en gelişmiş hava kuvvetlerinden birine sahip olması.

İran Hava Kuvvetleri bünyesinde 37 bin personel hizmet veriyor ancak saldırı uçaklarının sayısı daha sınırlı. Bu uçakların da önemli bir kısmını Rus jetleri ile 1979 tarihli İran Devrimi'nden önce satın alınmış ABD uçakları oluşturuyor.

IISS'in raporuna göre, Tahran'ın elinde dokuz adet F-4 ve F-5 jetlerinden oluşan bir filo, birkaç adet F-7 ve F-14 ile Rus yapımı Sukhoi-24'lerden ve MiG-29'lardan oluşan bir filo bulunuyor.

İsrail'in hava kuvvetlerinin elinde ise ABD yapımı gelişmiş F-15'ler, F-16'lar ve F-35'ler var.

Shaikh, "Bu durum, özellikle olası bir çatışmanın erken aşamalarında İsrail için büyük bir avantaj oluşturur. İran halen çok eski hava araçları kullanıyor" dedi.

Global Firepower Index verilerine göre, İsrail'in elinde 612 hava aracı bulunuyor. Bunların 241'ini savaş jetleri, 146'sını helikopterler, 48'ini de saldırı helikopterleri oluşturuyor. Öte yandan İran'ın 186'sı savaş jeti, 129'u helikopter, 13'ü saldırı helikopteri olmak üzere toplam 551 hava aracı var. İsrail'in hava gücünde ayrıca operasyon esnekliğini artıran 23 adet özel misyon hava aracı da yer alıyor.



EN ÖNEMLİ UNSUR FÜZELER

Bu noktada şu detayın da altını çizmek gerek: İran ile İsrail arasında 1.000 kilometreden fazla mesafe var. (İki ülkeyi Irak ve Ürdün toprakları ayırıyor.) Dolayısıyla İran'la İsrail arasında bir kara saldırısı gerçekleşme olasılığı oldukça düşük. Bu nedenle iki tarafın da füze saldırılarına ağırlık vermesi en olası ihtimal.

2021 tarihli bir rapora göre İran, Orta Doğu'nun en büyük ve en çeşitli füze cephaneliğine sahip. Tahran'ın elinde binlerce balistik ve güdümlü füze bulunuyor. Ancak yine aynı rapora göre, İsrail, Orta Doğu'nun teknolojik anlamda en gelişmiş füze cephaneliklerinden birine sahip.

Shaikh, "İran'ın nüfusu ve ordudaki asker sayısı daha fazla olabilir ancak topyekûn savaş halinde, ilk etapta çatışmaların önemli bir kısmı hava ve füze gücü yoluyla yaşanacaktır. Bu açıdan İsrail'in güçlü avantajları var" ifadelerini kullandı.

İRAN ZARAR VERSE DE KAZANAMAZ

ABD Donanması'nın California'da bulunan Donanma Yüksek Öğretim Okulu'nda ulusal güvenlik dersleri veren Afshon Ostovar ise İran füzelerinin İsrail'de yaratacağı etkinin önemli olduğunu belirtse de "İran sadece füzeleriyle bir savaşı kazanamaz" diye konuştu.

Ostovar, "İran bir şeyleri yıkabilir, insanları öldürebilir ama kazanamaz" dedi.

Kara gücünde, İsrail'in 1.370 tankı, 43.407 zırhlı aracı, 650 adet kendinden tahrikli top birimi ile 150 adet roket topu sistemi bulunuyor. Bu sayılarda İsrail'den daha iyi durumda olan İran'ın 1.996 tankı ve 65.765 zırhlı aracı var. İran'ın kendinden tahrikli top sayısı da 775 ile İsrail'in üstünde.

Ostovar, İsrail'in de sadece füze saldırılarıyla İran'ı yenme ihtimali olmadığını ancak vereceği hasarın daha büyük olacağını ifade etti ve "İsrail, F-35 jetleriyle İran'a çok yaklaşıp hedefleri yüksek isabetli füzeleriyle vurabilir" yorumunu yaptı.

DEMİR KUBBE, DAVUD SAPANI VE ARROW'LAR

Bu aşamada iki ülkenin savunma sistemlerine de bakmak gerek.

Ostovar, İsrail'in gelişmiş hava savunma sisteminin "dünyanın en iyilerinden biri" olduğunu vurguladı.

İsrail'in hava savunma kalkanının en alt aşaması olarak kabul edilen Demir Kubbe, küçük top mermilerini karşılayacak şekilde tasarlandı ve son 10 yılda Hamas ve Hizbullah'ın saldırılarına karşı binlerce kez kullanıldı.

Ancak İran'la yaşanacak daha büyük çaplı bir çatışmada, Demir Kubbe'den fazlası devreye girebilir.

İsrail'in füze savunma kalkanının iki katmanı daha bulunuyor. Shaikh, "Davud Sapanı" olarak bilinen orta katmanın kısa menzili balistik füzeleri ve güdümlü füzeleri durdurabileceğini vurguladı.

Kalkanın en üst katmanını ise Arrow-2 ve Arrow-3'ler oluşturuyor. Bunlar daha uzun menzilli balistik füzeleri durdurmak için kullanılıyor.

İRAN'DA S-300'LER VE BİR S-400 VAR

Diğer tarafta İran buna benzer bir yapıya sahip değil. Tahran'ın elinde kendi ürettiği savunma silahlarının yanı sıra bir miktar Rus yapımı S-300 ile bir adet "oldukça gelişmiş" S-400 olduğunu ifade eden Ostovar, "Bunlar çoğunlukla nükleer tesisler ve İran'ın dini liderinin Tahran'daki konusu gibi kritik stratejik noktaların yakınlarına konuşlandırılmış durumda. Dolayısıyla uçakları ya da füzeleri düşürebilirler ama İsrail'inki gibi bir kalkandan söz edemeyiz" yorumunu yaptı.

İsrail'in deniz kuvvetleri oldukça sınırlı bir güce sahip. Fırkateyni bulunmayan ülkenin 5 denizaltısı, 7 korveti, 45 devriye gemisi var. İran ise 7 fırkateyni, 3 denizaltısı, 19 devriye gemisi ve 1 mayın gemisi ile nispeten daha üstün bir deniz gücü.

NÜKLEER SAVAŞ SÖZ KONUSU MU?

İsrail'in sabaha karşı düzenlediği saldırıda hedef aldığı nükleer tesislere gelince... Tahran yıllardır nükleer programını barışçıl amaçlarla yürüttüğünü dile getiriyor. Ülkenin nükleer silah geliştirme potansiyeline sahip olduğu yönünde endişeler olsa da şimdilik elde böyle bir silah olmasına ihtimal verilmiyor.

Öte yandan İsrail'in elinde nükleer silah bulunduğu görüşü oldukça yaygın. Tel Aviv ise bu ihtimali ne doğruluyor ne de yalanlıyor.

Ostovar tüm bunların ışığında nükleer silahların iki taraf için de bir tehdit olarak kullanılmasının söz konusu olmayacağını belirterek, "Ellerinde silah varsa da varoluşsal bir sebep oluşana kadar kullanmayacaklardır" dedi.

Bir yanıt yazın

Yanıt yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.