İran'ın casusluk oyunu: Tahran İsraillileri ajanlığa nasıl ikna etti?

İran'ın casusluk oyunu: Tahran İsraillileri ajanlığa nasıl ikna etti?
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A- A+ Paylaş

İsrailli yetkililer, geçen yıl İsrail'de İran'la bağlantılı 20 casusluk davası açıldığını ve 30 iddianamenin yayınlandığını bildirdi.

Geçen hafta, İsrail'de Roy Mazrahi ve Almoog Attias adlı 24 yaşındaki iki İsrailli gencin, İran istihbarat servisleri için casusluk yapmakla suçlandığına dair haberler tartışma yarattı.

Jerusalem Post'un bildirdiğine göre, iki genç, çocukluk arkadaşıydı ve kumar bağımlısı oldukları için çok borçları vardı.

Mazrahi, görünüşte alakasız ve zararsız şeyler yapması karşılığında kendisine iyi para teklif eden bir internet grubu üzerinden bilinmeyen bir kişiyle tanıştığını söyledi. Durumu mali krizden kaçmak için bir fırsat olarak görmüştü.

İlk başta Mazrahi'den evinin etrafındaki alanları fotoğraflaması ve ardından bir otomobil dükkanının satışlarını belgelemesi istendi. Bir sonraki görevi İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya karşı mesaj içeren bir notu yakmaktı.

Görevler devam ederken, polis giderek daha tehlikeli yönler buldu ve Mazrahi bir noktada işverenlerinin İranlı olduğunu fark etti. Başka bir görevde, bomba içerdiğini düşündüğü bir düzeneğin altına gömülü evrak çantasını bir yerden başka bir yere taşıdı.

En nihayetinde ana görevin sırası geldi: CCTV kameraları satın aldı ve aynı kimliği belirsiz kişinin ilgisini çeken Almoog Attias ile birlikte Tel Aviv'deki bir otelde bir oda kiraladı. İkili daha sonra ülkenin güneyindeki İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz'ın ikametgahı olan Kfar Ahim köyüne gitti.

Görevleri Katz'ın evine giden giriş yoluna kamera kurmaktı. Güvenlik güçleri nedeniyle başarılı olamadılar.

İsrailli savunma yetkilileri mahkemeye CCTV işinin, Katz'a suikast amaçlı daha büyük bir operasyonun parçası olduğunu savundu.

Geçmişte benzer birkaç vaka daha mahkemeye taşınmıştı. Aslında, neredeyse birkaç haftada bir, İsrail vatandaşlarının İran istihbarat güçleri tarafından casus olarak işe alındığına dair yeni haberler geliyor.

İsrail İç Güvenlik Ajansı (SHINBET) tarafından hazırlanan bir rapora göre, İsrail'deki casusluk vakaları 2024'te bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 400 arttı.

İsrail polisi Ulusal Suçla Mücadele Birimi (Lahav 433) güvenlik departmanı başkanı Maor Goren, Mazrahi ve Attias'ın tutuklanmasının, geçen yıl boyunca İran istihbaratıyla bağlantılı 20'nci dava olduğunu ve Tahran'ın Gazze'deki İsrail-Hamas savaşını fırsat bilerek İsrail vatandaşlarını işe aldığını söyledi.

İran kimi seçiyor?

Jerusalem Post'un bildirdiğine göre, vakaların hikayeleri değişse de, hepsinde net kalıplar var. İlgi çeken insanlar esas olarak finansal zorluklarla karşı karşıya oluyor ve borçlarını ödemek için bir kısayol yol arıyor. Bu insanların çoğu, İsrail"e yakın zamanda gelen ve eski İsraillilerden daha az aidiyet duygusuna sahip göçmenler.

Casusluk konularında uzman ve “Armageddon'a Karşı Casuslar” kitabının yazarı Yossi Mellman, "İşe alınan insanların çoğu kenar mahallelerden geliyor. Ama endişe verici olan şey, topluma sızabilmeleri," dedi.

Mellman, İran'ın başarısının sebebi hakkında şunları söyledi: “Bu, İsrail'in son yıllarda toplumsal çöküşüyle bağlantılı. Hükümet bile sadece kendiyle ilgileniyor."

Ancak Goren, İranlı ajanlarla temasa geçenlerin birçoğunun bir süre sonra teması kestiğini ve polise bilgi verdiğini vurguladı.

İran istihbarat servislerinin insan toplama yöntemi de nispeten basit. İranlı ajanlar çoğunlukla işe alım sürecini sosyal ağlar aracılığıyla ve basit mesajlarla yürütüyor.

Rapora göre, İranlı ajanlar tipik olarak Harediler (köktenci Ortodoks Yahudiler), yeni göçmenler, eski suçlular ve mali sıkıntılara boğulmuş sıradan vatandaşlar gibi belirli grupları hedef alıyor. Gözaltına alınanlardan bazıları eski Sovyet devletlerinden gelen göçmenlerdi. Aslında, sosyal medya, İranlı ajanlara İsrail toplumunun daha önce erişilemeyen bölümüne erişmesini sağladı.

İran istihbarat servisleri nasıl çalışıyor?

Jerusalem Post'a göre, İran istihbarat servisleri, WhatsApp, Facebook, Telegram, LinkedIn, Instagram ve X aracılığıyla İsraillilerle temasa geçti ve belirli yerleri veya insanları fotoğraflamak veya duvara yazı yazmak gibi basit şeyler yapmak karşılığında büyük meblağlar vaat etti. Ayrıca İsrailli yetkililerden istihbarat toplamak için ara sıra özel dedektif arama reklamları yayınladı. İranlı ajanlar ayrıca İsrail vatandaşlarından anket şeklinde bilgi toplamak için kimlik avı kampanyaları da başlattı.

İşe alım yöntemlerinde ilk başta İran'a dair hiçbir iz yoktu ve İsraillilerin çoğu, ilk başta Tahran için çalıştıklarını hiç bilmediklerini söyledi.

Öte yandan, İsrail İç Güvenlik Ajansı (SHINBET), İranlı ajanların eylemlerini engelleyebilmiş ve şu ana kadar İsrail'in güvenliğine ciddi bir zarar verilmemiş gibi görünüyor. Ancak casusluk operasyonları devam ediyor ve birçoğu hala tespit edilmemiş olabilir.

İsrail'in hukuk sistemini eleştiren bazı yorumcular, cezalandırılan faillerin cezasının çok hafif olduğuna ve birkaç yıl hapis cezasının, büyük miktarlarda para almaları karşılığında bu tür eylemlerde bulunanlar için caydırıcı olmadığına inanıyor. Ayrıca, bu kişilerin ifşa edilmesi ve gözaltına alınmasının Tahran için özel bir sonucu yok. İranlı ajanlar sadece bir sonraki kurbanın mesajlarına cevap vermesini bekliyor.

Başka bir vakada, İsrail'in merkezindeki Yabneh'ten 18 yaşındaki Moshe Attias şöyle bir mesaj aldı: “İran istihbaratıyla iletişime geçtiğiniz için teşekkür ederiz. Telegram'daki uzmanlarımızla konuşmak için aşağıdaki kullanıcı hesabına mesaj gönderin."

Attias, eski İsrail Başbakanı Naftali Bennett'in hastaneye kaldırıldığı Maier'deki hastaneden dökümanları elde etmesi için dijital cüzdanı üzerinden yaklaşık 1800 dolar almıştı. Kendisini Bennett'in akrabası olarak tanıtmış ve sahada alınan güvenlik önlemlerinin ayrıntıları da dahil olmak üzere İranlı ajanlara bilgi vermişti.

Mellman şunları söyledi: "Bennett'e bu kadar yaklaşmak İranlı ajanlar için bir başarı ve eylemlerini sürdürdüklerini gösteriyor. Ancak İsrail'deki etkileri, İsrail'in İran'daki etkisiyle karşılaştırıldığında hala ihmal edilebilir."

İsrail polisi, 73 yaşındaki İsrail vatandaşı Muti Mama'yı geçen yıl ağustos ayında İsrail Başbakanı Netanyahu'yu öldürmeyi planladığı şüphesiyle gözaltına almıştı. İddianameye göre Mama, İran'daki bağlantılarıyla görüşmek için iki kez gizlice İran'a gitmiş ve suikastı gerçekleştirmek için İran'dan 1 milyon dolar peşin ödeme talep etmişti.

Mellman, "Muti Mama, bağlantılarına üst düzey yetkililere erişimi olmadığını ve Aka veya Nahariya belediye başkanını hedef almayı teklif etmiş," dedi.

Geçen yıl, yalnızca Kafkasya bölgesinden gelen Yahudi göçmenlere odaklanan bir İran istihbarat ağı, bir çifti çekmeyi başarmıştı. İddianameye göre çift, Mossad'ın ana karargahının gözetimi de dahil olmak üzere potansiyel hedefler hakkında bilgi toplamak için günde 600 dolar almıştı.

Ayrıca "Hayfa Hücresi" olarak adlandırılan yedi üyeli bir ağ da görev başına 500 ila 1200 dolar karşılığında İsrail genelinde onlarca askeri üs, Demir Kubbe sistemi ve diğer stratejik hedefleri görüntülemekle suçlanıyor.

İddianameye göre, gözetim hedeflerinden biri, daha sonra İran'ın füze saldırısının hedefi olan Navatim Hava Üssü'ydü.

Öte yandan, İranlı ajanların ilgisini çeken herkes Yahudi değil. Geçen ekim ayında Doğu Kudüs'te yaşayan yedi Filistinli, bir nükleer fizikçiye ve İsrail'in büyük şehirlerinden birinin belediye başkanına suikast yapmayı planladıkları şüphesiyle gözaltına alınmıştı.

İran'ın İsrail'deki istihbarat çabaları sonucunda şimdilik hiçbir üst düzey İsrailli yetkili suikasta uğramadı. Zaman zaman canlı ve eşzamanlı bilgi Tahran'a aktarılsa bile, bu bilgi yüzeysel kaldı ve herhangi bir özel eyleme yol açmadı.

Ancak Mellman, "Bilmediklerimizden habersiziz ve en endişe verici olan şey, bazı İsraillilerin bir avuç dolar için vatanlarına ihanet etmeye istekli olmaları," diyor.

Bir yanıt yazın

Yanıt yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.