Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) yılın ikinci enflasyon raporunu açıkladı. Banka yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 24'te sabit tuttu.
TCMB Başkanı Fatih Karahan'ın İstanbul Finans Merkezi Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Yerleşkesi'nde düzenlediği bilgilendirme toplantısı saat 10.30'da başladı.
Şubat'ta yılın ilk raporunda 2025'in ilk enflasyon raporunu paylaşan TCMB yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 21'den yüzde 24'e çıkarmıştı.
Banka, 2026 ve 2027 enflasyon tahminleri ise sırasıyla, yüzde 12 ve yüzde 8 seviyesinde sabit tuttu.
TCMB Başkanı, enflasyonun 2027 yılında yüzde 8'e geriledikten sonra orta vadede yüzde 5 seviyesinde istikrar kazanmasını hedeflediklerini söyledi.
Türkiye'de resmi enflasyon beklentileri ve piyasa arasında önemli bir fark var.
Koç Üniversitesi'nin aylık hanehalkı enflasyon beklentisi raporunun Mayıs 2025 sonuçlarına göre, yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 69 olarak ölçüldü.
Mayıs 2026'ya kadar olan 12 aylık dönemde enflasyon beklentisi yüzde 67'ydi.
Merkez Bankası'nın enflasyon hedefini gerçekleştirmek için kullandığı en önemli araçlardan biri de politika faizi.
Banka, faizi uzun bir süre sabit tuttuktan sonra Aralık ayında indirimlere başlamış ve Nisan ayında yeniden faiz artırım kararını açıklamıştı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), enflasyon verilerine göre Nisan ayında enflasyon aylık bazda yüzde 3, yıllık bazda yüzde 37,86 oldu.
Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise Nisan'daki aylık enflasyonu yüzde 4,46, yıllık enflasyonu ise 73,88 olarak hesapladı.
Karahan, 22 Mayıs'taki sunum sırasında, "Mart ve Nisan aylarında finansal piyasalarda yaşanan hareketlilik karşısında, TCMB olarak proaktif bir biçimde gerekli adımları attık" dedi.
Gelecek dönemde de sıkı para politikasında kararlı oldukları mesajını veren Karahan, "dezenflasyonun devamını sağlayacak şekilde hareket edeceğiz" diye ekledi.
Merkez Bankası, 2025 yılı ikinci enflasyon raporunda küresel belirsizlikte artış tespitinde bulunuyor.
Raporda, ABD tarafından 2 Nisan tarihinde açıklanan gümrük vergisi paketi, 2017-2020 dönemindekinin aksine sektörel ya da bölgesel değil, "180'den fazla ülkeyi kapsayacak şekilde geniş kapsamlı" olduğu söyleniyor.
"Bu gelişmelere bağlı olarak, küresel ticaret politikaları belirsizlik endeksi nisan ayında, daha önce tarife adımlarının atıldığı 2017-2020 dönemine kıyasla oldukça yüksek seviyelere ulaşmıştır" ifadeleri kullanılıyor.