Türkiye gazetesi, İmralı Cezaevi'nde tutuklu bulunan terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın doğduğu Şanlıurfa'nın Halfeti ilçesine bağlı Ömerli köyündeki evde Öcalan'ın kardeşi Mehmet Öcalan'la röportaj yaptı.
İktidarın "Terörsüz Türkiye" diye adlandırdığı yeni çözüm sürecine ilişkin olarak ağabeyinin, "Artık devletle doğrudan muhatabım" dediğini aktaran Mehmet Öcalan, "Yani aracıların kalktığını ifade etti. Şu anki süreçten çok umutlu. Silah bırakma ve devamında atılacak adımlarla ilgili kendisinin gizli bir ajandasının olmadığını, barışı tesis noktasında devletin, atması gereken adımlar konusunda zaman geçirmemesi gerektiğini ifade etti" şeklinde konuştu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin PKK lideri Abdullah Öcalan'a yönelik çağrısıyla başlayan ve iktidarın "Terörsüz Türkiye" diye adlandırdığı yeni çözüm süreci kapsamında, TBMM'de kurulacak komisyon için siyasi partilerin bugün üye bildirimini tamamlaması bekleniyor. Ağustos ayının ilk haftasında komisyonun ilk toplantısını yapması beklenirken, Türkiye gazetesinden Yılmaz Bilgen, Abdullah Öcalan'ın doğduğu evde kardeşi Mehmet Öcalan'la röportaj yaptı.
"Bana 'devletle doğrudan muhatabım' dedi"
Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesine bağlı Ömerli köyündeki evde konuşan Mehmet Öcalan, ağabeyi için, “Kendisi bu kavganın bitmesi konusunda samimi. Bu silahsız dönemle ilgili geri dönüş olmayacak. Kendi muhasebesini ve öz eleştirisini uzun uzun yaptığını söylüyor. Bu minvalde bedel ödemeye de hazır. Birlikte yaşamı inşa etmek ve güçlendirmek, kendi ifadesiyle köprü olmak istiyor” dedi.
2010 yılına kadar hükûmetin Öcalan ile temas kurmadığını belirten Mehmet Öcalan, şunları söyledi:
“En son gittiğimde bana 'devletle doğrudan muhatabım' dedi. Yani aracıların kalktığını ifade etti. Şu anki süreçten çok umutlu. Silah bırakma ve devamında atılacak adımlarla ilgili kendisinin gizli bir ajandasının olmadığını, barışı tesis noktasında devletin atması gereken adımlar konusunda zaman geçirmemesi gerektiğini ifade etti."
“Türklerle kader ortağıyız”
Mehmet Öcalan şöyle devam etti:
"Biz bu coğrafyada Türklerle kader ortağıyız. Ağabeyim de resmî tavırda yapılacak hataların hepimize ağır bedeller ödeteceğini düşünüyor. İsrail’in Kürtleri bölgesel hesapları için kullanmak istediğini hepimiz görüyoruz. 1900’lerin başında emperyal güçler İran, Türkiye, Suriye ve Irak’taki Kürt varlığını bu ülkelere karşı potansiyel koz olarak kullanmayı planladı. Bugün de İsrail ya da farklı emperyal güçler boşluk gördüğü an bunu lehine değiştirmek ister. Bu sebeple hepimizin bu süreci sadece Türkiye merkezli değil tüm bölge ve dünya gelişmeleri ışığında okuma zorunluluğu var. Biz birlikte yürümek istiyoruz. Çünkü tarih, kültür, inanç gibi birçok alanda müştereklerimiz var. Şayet süreç başarılı olursa Türkiye gerçek manada bir süper güç ve bölgenin asli aktörü hâline gelir."