Şam'daki kilise saldırısını üstlenen Ensarı Sünnet Tugayları hakkında neler biliniyor?

Şam'daki kilise saldırısını üstlenen Ensarı Sünnet Tugayları hakkında neler biliniyor?
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A- A+ Paylaş

Suriye'nin başkenti Şam'daki bir kiliseye düzenlenen ve 25 kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırıyı Ensarı Sünnet Tugayları adlı yeni bir cihatçı grup üstlendi.

Suriye Sağlık Bakanlığı, 22 Haziran Pazar günü Mar İlyas Rum Ortodoks Kilisesi'ne düzenlenen intihar saldırısında 63 kişinin de yaralandığını duyurmuştu.

Suriyeli yetkililer saldırganın Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) ile bağlantılı olduğunu açıklamıştı.

IŞİD saldırıyı üstlendiklerine dair bir açıklama yapmadı.

Bu, Ahmed Şara liderliğindeki güçlerin Aralık ayında Beşar Esad iktidarını devirmesinin ardından Şam'da gerçekleşen ilk ölümcül saldırı oldu.

Saldırı nasıl gerçekleşti?

Suriye İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, Dweila semtinde yer alan Mar İlyas Rum Ortodoks Kilisesi'ndeki akşam ayini sırasında bir adam, kalabalığa ateş açtı ve ardından yeleğindeki bomba düzeneğini patlatarak intihar etti.

AFP haber ajansına konuşan tanık Lawrence Maamari, "silahlı biri [kiliseye] dışarıdan girdi" ve ateş etmeye başladı. "Kendisini havaya uçurmadan önce insanlar onu durdurmaya çalıştı" diye ekledi.

Yakındaki bir dükkanda bulunan Ziyad adlı başka bir adam, "camları tuzla buz eden bir patlamanın" ardından silah sesi duyduğunu söyledi.

Ziyad, "Kilisede yangın çıktığını ve kırık ahşap bankların girişe kadar fırladığını gördük" dedi.

Kilisenin içinden çekilen fotoğraf ve videolarda, sunağın ağır hasar gördüğü, sıraların kırık camlarla kaplı olduğu ve duvarların kan lekeleriyle kaplı olduğu görülüyor.

Saldırıya tepkiler ne oldu?

Antakya Rum Ortodoks Patrikhanesi'nden yapılan açıklamada, "Bu akşam hain şeytanın eli uzandı, canlarımıza kastetti, akşam ayini sırasında şehit düşen sevdiklerimizin canlarını da aldı" denildi.

Suriye'de geçiş hükümeti lideri Ahmed Şara, yazılı açıklamasında birlik ve dayanışma çağrısı yaptı.

"Tüm uzman güvenlik güçlerimizi harekete geçirerek bu hain suça katılan veya suçu planlayan herkesi bulup adalete teslim ederek hak ettikleri cezayı almalarını sağlayacağımızı taahhüt ediyoruz" dedi.

BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen'in ofisi saldırıyı kınadı ve Suriyelileri "terörizmi, aşırıcılığı, kışkırtıcılığı ve herhangi bir topluluğu hedef almayı reddetmek için birleşmeye" çağırdı.

ABD'nin Suriye özel temsilcisi Tom Barrack, "Bu korkaklık eylemlerinin, Suriyelilerin örmeye çalıştığı yeni hoşgörü ve kapsayıcılık dokusunda yeri yoktur" dedi.

Saldırıyla ilgili bir açıklama yayınlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Suriye'nin taşeron terör örgütleriyle yeni istikrarsızlık ortamına çekilmesine izin vermeyeceğiz" dedi.

Avrupa Birliği de "hain ve korkakça" diye nitelendirdiği saldırıyı sert bir şekilde kınadı. AB, "terör tehdidiyle" mücadele ve IŞİD ile diğer aşırılıkçı grupların tamamen ortadan kaldırılmasını sağlamak için çabaların acilen yoğunlaştırılması gerektiğini vurguladı.

Arap Birliği de 22 Haziran'daki saldırıyı kınadı. Genel Sekreter Ahmed Ebu Gayt, "Suriye hükümetinin bu terör örgütleriyle başa çıkabileceğine dair umutluyuz" dedi.

Ensarı Sünnet Tugayları nedir, kaç militanları var?

Ensarı Sünnet Tugayları adlı cihatçı grup 24 Haziran günü yaptığı bir açıklamayla saldırıyı üstlendi.

BBC Arapça ve BBC Monitoring'e göre, nispeten yeni bir cihatçı grup olan Ensar Sünnet Tugayları, saldırıyı "Hristiyanların Sünnilere yönelik kışkırtmalarına" bir yanıt olarak nitelendirdi.

Grup, intihar bombacısının rumuzunu "Muhammed Zeynel Abidin Ebu Osman" olarak tanımladı ancak sorumluluk iddiasını destekleyecek ek bir kanıt sunmadı.

Trajik olayın sorumlusu gerçekten Ensarı Sünnet Tugayları ise bu, grubun bugüne kadar gerçekleştirdiği en büyük saldırı olacak.

Ensarı Sünnet Tugayları, Ocak ayı sonlarında bir Telegram hesabı aracılığıyla ortaya çıktığını duyurdu.

Grup, liderini "Ebu Ayşa eş-Şami" olarak açıkladı. Rumuzu bu kişinin Suriyeli olduğuna işaret etse de gerçek kimliği veya geçmişi hakkında daha fazla ayrıntı verilmedi.

Yakın zamanda ismi duyulan "Ebu Feth eş-Şami" grubun liderlerinden biri ve Şeriat departmanının başkanı olarak tanımlanıyor.

Başlangıçta grubun mesajları, cinsiyet veya yaşlarına bakılmaksızın Alevilere yönelik tehditlerle başladı ancak daha sonra bu tehditleri azalttı.

Grubun üstlendiği büyük saldırılardan biri, 1 Şubat'ta Hama kentinde gerçekleşti. Şii nüfusunu yoğun olduğu Arzeh köyünde çok sayıda Alevi öldürülmüştü.

Olay, gece köye baskın düzenlediği bildirilen "kimliği belirsiz silahlı kişiler" tarafından gerçekleştirilmişti.

Grup ilk zamanlarda Esad yanlılarını ve Suriyeli Alevileri hedef alsa da son gerginliklere tepki olarak siviller de dahil olmak üzere Dürzilere yönelik saldırıları kışkırtmıştı.

Grup, El Adiyat adlı kanalında Nisan ayında yaptığı açıklamalarda da Dürzilere yönelik saldırıları üstlenmişti.

Grup ayrıca, Ahmed Şera liderliğindeki yeni Suriye hükümetinden de hoşnutsuzluğunu dile getiriyor.

Buna Esad hükümeti yetkililerini ve çalışanlarını affetme konusunda "aşırı hoşgörülü" davranmasını gerekçe gösteriyor.

Ensarı Sünnet Tugayları ayrıca Hristiyanlar gibi Müslüman olmayan azınlıklara karşı da küçümseme içeren ifadeler kullanmıştı.

Daha önce bu grupları hedef alacağını açıklamamış olsa da Mar İlyas Kilisesi saldırısı bu gruplara açık bir mesaj verdi.

Grubun askeri büyüklüğü, savaşçı sayısı, milliyetleri, sahip oldukları silah türleri veya fon kaynakları hakkında yeterli bilgi yok.

İslamcı gruplar alanında araştırmacı yazar Hussam Jazmati, sayılarının "onlarla ifade edildiğini ama belki de 100'den fazla olmayabileceğini" tahmin ediyor.

Telegram'daki faaliyetlerine ve sık sık yaptığı açıklamalara ve iddialara rağmen, çevrimiçi cihatçı ve İslamcı çevrelerde çok az ilgi gördü ve bu da cihatçıların grubun güvenilirliğine dair şüphelerini gösteriyor.

BBC'nin radikalleşme uzmanı Mina-El Lami, Suriye'de bu tip yeni örgütlere yönelik şüpheciliğin "aşırı cihatçı grupların Şera hükümetinden derin bir memnuniyetsizlik duyduğunu"ve "yeni yönetime karşı her türlü yolu denediklerini" ve "sıklıkla mezhep kartına başvurduklarını" unutmamamız gerektiğini söylüyor.

Suriye'de IŞİD'in son durumu ne?

IŞİD, Suriye'de sık sık Hristiyanları ve diğer dini azınlıkları hedef alan saldırılar düzenledi.

Örgüt, 2016 yılında Şam'ın güneyindeki Şii Seyyide Zeyneb türbesi yakınında 70'ten fazla kişinin ölümüne yol açan bir dizi bombalı saldırıyı üstlenmişti.

IŞİD bir zamanlar Suriye'nin batısından Irak'ın doğusuna kadar uzanan 88 bin kilometrekarelik bir alanı kontrol ediyordu. Bu topraklarda yaklaşık sekiz milyon kişi yaşıyordu.

Örgütün 2019'da Suriye'de aldığı askeri yenilgiye rağmen Birleşmiş Milletler (BM), IŞİD ve bağlantılı grupların oluşturduğu tehdidin yüksek kalmaya devam ettiği uyarısında bulundu.

Şubat ayında yayınlanan bir raporda, grubun Suriye'deki geçiş sürecini fırsat bilerek saldırılarını artırabileceği ve ülkeyi yabancı savaşçı toplama merkezi haline getirebileceği uyarısı yer alıyordu.

Suriye'de geçiş hükümetinin iktidarı devralmasından sonra örgütün üstlendiği ilk saldırılar 22 ve 28 Mayıs'ta gerçekleşti.

IŞİD, Suriye'nin güneyindeki Süveyda çöl bölgesinde iki ayrı olayda güvenlik güçlerini hedef aldığını duyurdu.

İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'ne (SOHR) göre IŞİD 2025'in başından beri silahlı ve bombalı saldırılar dahil Suriye'de 100'den fazla operasyon düzenledi.

Gözlemevi'ne göre saldırılar özellikle kuzeydoğudaki Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) kontrolündeki bölgelerde, özellikle Deyr ez-Zor, Haseke ve Rakka'da yoğunlaştı.

SDG ile Şam arasındaki anlaşma neleri içeriyor?

Türkiye, Ürdün, Irak, Lübnan ve Suriye 9 Mart'ta IŞİD'e yönelik ortak bir operasyon ve istihbarat mekanizması kurulması konusunda anlaştığını açıklamıştı.

Türkiye, Ürdün, Irak, Lübnan ve Suriye IŞİD'e karşı ortak mücadele üzerinde anlaştı
IŞİD'in Suriye ve komşu Irak'ta 1.500 ila 3.000 savaşçısı olduğu ve bunların çoğunun, kilit liderler de dahil olmak üzere, Suriye topraklarında konuşlandığı tahmin ediliyor.

Yaklaşık 300 savaşçının, dış operasyonların planlanması için bir merkez görevi gören Suriye çölünde konuşlandığı bildiriliyor.

Suriye'nin kuzeydoğusundaki hapishanelerde 9 binden fazla IŞİD militanı tutulurken, çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan yaklaşık 40 bin IŞİD bağlantılı kişi de çeşitli kamplarda tutuluyor.

Hollanda merkezli Uluslararası Terörle Mücadele Merkezi'nin Mayıs 2025 tarihli analizine göre, bu kampların en büyük finansörü olan ABD, yakın zamanda 117 milyon dolarlık bir kesinti açıklamıştı.

Merkeze göre bu kamplardaki vahim koşullar kesintiler nedeniyle daha da kötüleşebilir. Bu durum IŞİD'in üye devşirmesi ve büyümesi için ortam hazırlama riski barındırıyor.

Suriye'de azınlıkların güvenliğini sağlama yeni iktidarın önündeki en önemli sınavlardan biri olarak görülüyor.

Ülkedeki geçici yönetimin Devlet Başkanı Ahmed Şara, yönetimi devraldığında tüm kesimleri kucaklama sözü vermişti.

SOHR'a göre, son aylarda başta Aleviler ve Dürziler olmak üzere azınlık topluluklara yönelik saldırılarda iki bine yakın kişi öldürüldü.

Bu saldırılarda hükümete bağlı silahlı güçlere suçlamalar yöneltilmiş, Şara, sivillerin öldürülmesinde payı olan kişilerin yargılanacağı sözü vermişti.

Bu haber, BBC gazetecileri tarafından hazırlandı ve kontrol edildi. Bir pilot proje kapsamında bazı bölümlerin çevirisi için yapay zekadan da faydalanıldı.

Bir yanıt yazın

Yanıt yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.