Süleymancılar adlı son derece kapalı bir yapıya sahip din temelli yapılanmaya yönelik operasyon başlatıldığı öne sürüldü. İddiaya göre; operasyonda, aralarında yargı içindeki üst düzey bir bürokratın da olduğu 4 kişi gözaltına alındı.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, İBB'ye yönelik operasyonla ilgili konuşmasında kullandığı "ahtapota dönen karanlık organizasyon" tanımlamasına bazı cemaatleri de dahil etmesi ve TV100 yazarı Fuat Uğur'un "FETÖ ve Adnan Oktar'ın ardından sıra Süleymancılar'da" yazısı sonrası, Süleymancılar'a yönelik operasyon başlatıldığı öne sürüldü.
İddiaya göre; operasyonda, aralarında yargı içindeki üst düzey bir bürokratın da olduğu 4 kişi gözaltına alındı. Yargı kulislerinde, cemaate yönelik operasyonun bir yolsuzluk soruşturması kapsamında yapıldığı belirtiliyor.
"OPERASYON BAŞLADI" İDDİASI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, salı günü AKP TBMM Grup Toplantısı'nda İBB’ye yönelik operasyonla ilgili yaptığı konuşmada, "Bu karanlık organizasyon İstanbul'la sınırlı kalmamış, ülkedeki pek çok belediyeyi, kurumu, kişiyi içine alan, kolları çok farklı yerlere uzanan, hatta uluslararası ayağı da olan bir ahtapota dönüşmüştür" diyerek, "Önceleri sadece kimi siyasi partileri ve siyasetçileri kapsadığı düşünülen çarpık ilişkiler ağının bürokrasiden iş dünyasına ve medyaya kimi cemaatlerden istihbarat kuruluşlarına kadar uzandığı ortaya çıkıyor" şeklinde konuşmuştu. TV100 yazarı Fuat Uğur da "FETÖ terör örgütünün yok edilmesinin ardından Adnan Oktar grubunun, Kuytul grubunun da üzerine yüründü. Şimdi Süleymancıların sırada olduğunu bütün devlet yetkililerinden işitiyoruz. BND, CIA ve Mossad tarafından yemlenen, güdülenen, aparat olarak kullanılan, dini kuruluş adı altında ülkenin altına dinamit döşeyenler için yolun sonu görünüyor" ifadelerini kullanmıştı.
Halk TV'de yer alan haberde, Süleymancılar'a yönelik operasyon başlatıldığı öne sürüldü. İddiaya göre; bugün sabah saatlerinde Süleymancılara yönelik operasyon için düğmeye basıldı.
Operasyonda aralarında yargı içinde üst düzey bir bürokratın da olduğu 4 kişinin gözaltına alındığı öne sürüldü. Yargı kulislerine dayandırılan haberde, cemaate yönelik operasyonun bir yolsuzluk soruşturması kapsamında yapıldığının belirtildiği aktarıldı.
“ERDOĞAN'IN KONUŞMASINDAN SONRA GİZLİ TOPLANTI YAPTILAR”
Süleymancılar cemaatinin kurucusu Süleyman Hilmi Tunahan'ın torunu, eski AK Parti İstanbul Milletvekili Fatih Süleyman Denizolgun, önceki gün sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda, cemaat lideri Alihan Kuriş'in, Erdoğan’ın 14 Mayıs’taki açıklamalarından sonra paniğe kapıldığını ve cemaatin üst düzey isimleriyle gece yarısı gizli bir toplantı düzenlediğini öne sürmüştü.
Cemaatin lideri kuzeni Alihan Kuriş'le ilgili "Teröristbaşı" ifadesini kullanan Denizolgun, aralarında iş insanları, avukatlar ve üst düzey makamlarda görev yapan isimlerden oluşan "15 kişilik mahrem yapılanmanın toplantı yaptığını" iddia etmişti. Denizolgun, Erdoğan'ın konuşmasının ardından yaptığı paylaşımlarda "14 aydır yazdığım her şey bir bir gerçekleşiyor. Operasyon kesinleşti” demişti.
Aydınlık’tan Kaan Arslan'ın haberine göre, gözaltına alınan isimler arasında yargı içindeki üst düzey bir bürokratın da olduğunu öğrenildi. Eski AK Parti Milletvekili Fatih Süleyman Denizolgun ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarının ardından Alihan Kuriş’in kurmaylarıyla acil toplantı yaptığını açıkladı.
“Terörist başı olan kuzenim, Ali Erhan (Alihan) Kurişi; Cumhurbaşkanımızın dünkü açıklamalarından dolayı son derece paniklemiş vaziyette, dün gece üst düzey kurmaylarıyla çok gizli bir toplantı yaptı'' diyen Denizolgun sözlerine şöyle devam etti:
“14 aydır tüm yazdığım yazıların bir bir tezahür etmesinden sebep, artık operasyonun kesinleştiğini görmesinden sebep ve kuzenimin kulağına fısıldananlardan da sebep; artık operasyona karşı tedbir alma moduna geçti. İçlerinde iş adamları, avukatları ve üst düzey yöneticileri olan, çok üst düzey makamlarda faaliyet gösteren, kuzenimin en çok güvendiği adamlarından olan, sayıca 15 civarı olan bu mahrem kurmaylarından, kuzenimin bir talebi oldu. Bu talep; bu mahrem kurmayların tüm cemaat şirketlerinden, tüm derneklerden ve tüm vakıflardan el çekmesi talebiydi. Kuzenim; en güvendiği tüm çatı kurmaylarından, tüm görevlerini bırakmalarını istedi.
“Hatta; bazı kurmaylar bu talebi yanlış anlayıp, bırakmak istemedi. Aralarında bazı tartışmalar da vuku oldu. Terörist başı olan, kuzenim Ali Erhan Kurişi’nin, bu talepte bulunmasının altında yatan gerçek plan şuydu: Devletimiz terör örgütü sebebiyle, Kurişiilik sistemine ait her yere operasyon yaptığı vakit; bu en güvendiği mahrem kadrosu kâğıt üstünde hiçbir yerde gözükmesin.
“Onlara bir operasyon olmasın ve onlara dokunulmasın. Şimdilik bu kişilerin dışarıya alınarak, muhafaza edileceği düşünülen en mahrem kadroların, günü ve zamanı geldiği vakit, işler düzeldiği vakit; bu güvenilen kadroların tekrardan terörist başı olan kuzenime destek ve yardımcı olmalarını sağlamak amacıyla, terör faaliyetlerine aynı kadrolar üzerinden tekrardan devam edebilmek amacıyla, bir plan yürütülmektedir.”