Mesude DEMİR / diken.com.tr
@mesudedemirr
Türkiye’nin tütünle mücadeleden vazgeçtiğini, ülkenin her yerinin artık ‘dumanlı hava sahası’na dönüştüğünü savunan hekimler, Tütün Kontrol Programı’nın elden geçirilerek uygulanmasını istedi.
31 Mayıs Dünya Tütünsüz Gününe doğru Türk Tabipler Birliği (TTB) Tütün Kontrolü Çalışma Grubu ve İstanbul Tabip Odası (İTO) ülkenin tütün politikalarına projeksiyon tuttu.
Tütün salgını yaşıyoruz
TTB İkinci Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip, İTO Başkanı Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu, TTB Tütün Çalışma Grubu’ndan göğüs hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Osman Elbek ve Doç. Dr. Esin Tuncay, tüm dünya Türkiye’nin tütün kontrolü alanındaki başarılarını ve liderliğini konuşurken, artık bu konudaki çöküşünü izlediğini söyledi: “2025 itibarıyla ülkemizde yaşanan tütün salgını kabul edilemez bir boyutta.”
Uluslararası halk sağlığı yasası olarak kabul edilen Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesini Türkiye 25 Kasım 2004’te Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde onaylamıştı.
Tütün Kontrol Programı altıda yürütülen başarılı mücadele, uluslararası arenada fark edilmiş ve pek çok ödül alınmıştı.
Üretim patladı
Buna karşılık Türkiye’de sigara üretimi, 2008-2011 yıllarında yüzde 17 azalırken, 2011-2024 döneminde yüzde 77 arttı ve 200 milyar adet sınırına ulaştı.
Yurt içi sigara satışı, 2008-2011 yıllarından yüzde 15 azalırken, 2011-2024 döneminde yüzde 65 arttı ve 150 milyar adeti aştı.
Sigara içme yasakları çiğneniyor. Türkiye ruhsatlı olmayan e-sigara ürünlerine ulaşmak, çiklet almak kadar kolay. Nargilecilerin sayısı durmaksızın artıyor.
Tütün salgını yaşıyoruz
(Soldan sağa) Dr. Esin Tuncay, Dr. Pınar Saip, Dr. Osman Küçükosmanoğlu, Dr. Osman Elbek.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ülkelere ulusal tütün kontrol programlarını altı bileşenle yürütmelerini tavsiye ediyor:
- Dumansız hava sahası yap (pasif duman etkilerinden korumak için)
- Sigara bırakmayı teşvik et (kamusal sigara bırakma poliklinikleri inşa et)
- Farkındalık sağla (hem sigaranın zararları hem tütün şirketlerinin nasıl politikalar ürettiği konusunda)
- Tütün endüstrisine kesinlikle hiçbir yerde reklam ve sponsorluk izni verme
- Azami düzeyde yüksek vergi uygula (tütün ürünleri pahalı olsun, gençler ulaşamasın)
- Yaptıklarını izle
Nitekim ülke ekonomisindeki bozulmanın sonuçlarını görmeye ve ölçmeye başladığımız 2010’lu yılların başında, mücadeleden fiilen vazgeçildi.
Türkiye’de herhangi bir kontrol programının uygulanmadığını vurgulayan Elbek, “Program tümüyle çöktü. Her yer duman altı. Kapalı alanlar, sokaklar tümüyle tütün dumanı işgali altında” diye konuştu.
Bugün (Ocak-Nisan 2025 dönemi) Özel Tüketim Vergisi’nin (ÖTV) yüzde 23’ü tütünden geliyor. Kısa vadede devlete eliyle tütün ‘teşvik’i Hazine’ye para kazandırıyor ama uzun vadede kaybettiriyor.
Hazine’ye gelen bu sıcak paranın tütün kontrolü politikasından uzaklaşmamızın önemli bir nedeni olduğunu ifade eden Elbek şöyle devam etti:
“Bedeli Türkiye’de en çok ölüme ve hastalığa neden olan on hastalıktan sekizinin kaynağı tütün. Hem insanları hastalandırıyoruz ve öldürüyoruz hem de onların sağlık harcamalarını vergilerimizden finanse ediyoruz.
2014’ten sonra özellikle tütün ihracatında bir patlama var. Yani Türkiye özellikle Ortadoğu ülkelerine olmak üzere ölüm ihraç eden bir ülke haline geldi.”
Üç kişiden biri tütün kullanıyorsa, kontrol programı yoktur!
Türkiye tütün tüketimi artan Avrupa’nın nadir ülkelerinden biri.
- Erkeklerin yüzde 46’sı, kadınların yüzde 24’ü sigara veya bir tütün ürünü kullanıyor.
- Gençlerde kullanım oranları erkeklerde yüzde 45, kadınlarda yüzde 21, toplamda yüzde 33.
- 15-29 yaş grubu arası gençler 17 yaşında tütün ürünlerini denemeye ve kullanmaya başlıyor.
Elbek, “Bir ülkede üç insandan biri tütün kullanıyorsa o ülkede kontrol programı yoktur” dedi.
Tütün şirketlerine destek veriliyor
Türkiye bu altı bileşenin tümünü mevzuatına aktarmıştı. Ancak AKP hükümetleri bu kararlı tutumu 10 yıl bile sürdüremedi. Tütünle mücadele lafta kaldı.
Bugün cumhuriyet tarihi boyunca hiç olmadığımız kadar kötü bir noktada olduğumuzu söyleyen Elbek, şöyle devam etti:
“DSÖ çok kritik bir vurgu yapar; ‘Hükümetler yasalar, yönetmelikler, idari kararlar ve yaptırımlarla kamu politikasını şekillendirirler. Sivil toplum da bu sürece dahil olur, birlikte çalışır’ diyor. Türkiye’nin 2011’den sonra yapamadığı bu. Siyasi iktidarlar, hükümetler halk sağlığını, tütün kontrolünü tütün şirketlerinin ticari çıkarlarından korumak zorunda.
Ancak Türkiye’de Türkiye Cumhuriyeti sadece Ocak 2019 ile Ağustos 2022 arasında tütün şirketlerine 53 ayrı proje desteği verdi. Bizim amacımız bunları kontrol etmekti, azaltmaktı. Teşvik değildi. Ulusal Tütün Kontrol Programının hiçbir kelimesinde teşvik yoktur.
2023’te yapılan bir araştırma, Türkiye’nin tütün politikalarını tütün şirketlerinin çıkarlarından korumada en kötü üçüncü ülke olduğunu ortaya koydu.
Benzer bir şekilde mevcut siyasi iktidarların tütün endüstrisiyle açık ve şeffaf ilişki kurmadığı Avrupa’nın birincisi, dünyanın dördüncü ülkesi konumda. Yani tütün şirketleriyle hükümetler arasında ilişki kapalı kapılar ardında, çıkar zeminde şekilleniyor gibi görünüyor.”
Nargile pazarı kayıtdışı
TTB’nin konuyla ilgili diğer tespitleri özetle şöyle:
- Mevzuat hükümlerine uygun olmasa da hemen her köşede açılan nargile sunan işletmeler nedeniyle nargile iç pazarı hemen tümüyle kayıtdışına çıktı.
- Türkiye’de tüketilen sigaraların yaklaşık yarısı Ankara, Antalya, Bursa, İstanbul ve İzmir’de satılıyor. Ancak söz konusu illerin yerel yönetimleri, Sağlık Bakanlığı ve il valilikleri tarafından sürdürülen tütün kontrolü uygulamalarına dahil edilmiyor.
- Sigara satış noktalarının hemen tamamı yasal mevzuatı ihlal ediyor.
- Tütün ürünlerinin doğrudan ya da dolaylı reklamı yapılıyor.