Türkiye'de çok partili seçim sistemi sona mı erdiriliyor?

Türkiye'de çok partili seçim sistemi sona mı erdiriliyor?
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A- A+ Paylaş

Gülsen SOLAKER
Deutsche Welle Türkçe

Uzmanlara göre CHP İstanbul ile ilgili kayyum kararı Türkiye'deki çok partili seçim sistemini tehdit ediyor. Türkiye nasıl bir ara rejim içinde ve çok partili seçim sisteminin sonu mu getiriliyor?


CHP'nin 8 Ekim 2023'te düzenlenen İstanbul İl Kongresi'nin mahkeme kararıyla iptal edilmesinin ardından gözler 15 Eylül'deki ana kurultay davasına çevrilirken Türkiye'de iktidarın çok partili seçim sistemini yargı eliyle fiilen sona erdirmeye çalışıp çalışmadığı tartışılıyor.

İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi dün aldığı ara kararla CHP'nin İstanbul İl kongresini iptal etti, Çelik ve mevcut yönetimi görevden uzaklaştırarak yerlerine kayyum atadı.

Türkiye gündemini sarsan kararın ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve üst düzey yöneticiler İstanbul'da. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve partililer dün gece il binasını terk etmedi, akşam saatlerinde ise Zeytinburnu'nda daha önceden planlanan miting büyük katılımla gerçekleştirilecek.



Bundan sonra ne bekleniyor?

Mahkemenin bu kararının ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik "mücadeleyi sürdürme" mesajları verirken ana kurultay davasına odaklanan CHP diğer taraftan İstanbul İl seçimi için de hukuku yollara başvuracak.

Mahkemenin ara kararı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 389-394. maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir niteliğinde olup itiraz ve istinaf yolları açık. Nihai karar için esas duruşma ise 21 Eylül 2025'te. 

Ancak onun öncesinde 15 Eylül'de ana kurultay davasında çıkabilecek bir karar partinin ve Türkiye'deki siyasi hayatın geleceği için çok belirleyici olacak. Parti yetkilileri 15 Eylül'de çıkması beklenen kararın ne yönde olacağı ile ilgili net ifadeler kullanamayarak hiçbir şeyin hukuk kuralları ile açıklanamadığına dikkat çekiyor.

Ana kurultayın da iptali yönünde bir karar çıkması ve parti yönetiminin eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'na devredilmesi durumunda CHP'de iç karışıklıklar çıkması, partinin bölünmesi gibi farklı senaryolar da dillendiriliyor. Kılıçdaroğlu her ne kadar sessizliğini koruyor görünse de yakın çevresinden ve yanına giderek görüşen gazetecilerden edinilen bilgilere göre eski genel başkan bir kayyum görevlendirmesi için hazır durumda.

Öte yandan Eylül ve Ekim ayları parti için yargı maratonu içindeolacağı bir zaman dilimi olacak.  



Türkiye ne tür bir "ara rejim" içinde?

Peki CHP ile ilgili bu son kararın Türkiye'de iç siyasetteki dengeler açısından önemi nedir?

Siyaset Bilimci Berk Esen, Cumhur İttifakı'nın bir süredir CHP'yi Ekrem İmamoğlu'ndan ayırmak ve sonrasında da kontrollü bir muhalefet partisi haline getirmek için baskı uyguladığını hatırlatarak "Karşılıklı hamleler yapıldığını, muhalefetin savunma pozisyonunda olduğunu, geriletildiğini ama havlu atmadığını görüyoruz" diyor.

İktidarın dünkü kararla CHP'yi şekillendirmek için sert bir müdahalede bulunduğunu, buna karşılık CHP yönetiminin de direnme kararı aldığını belirten Esen, şöyle konuşuyor:

"Eğer bu süreç sonunda İstanbul İl Yönetimi görevden alınırsa, bu özellikle 15 Eylül duruşması öncesi çok net bir mesaj verecek CHP'ye. Ben gidişatın biraz o yönde olduğunu düşünüyorum. Bundan sonra iktidarın CHP'yi geriletmek için atabileceği adım mutlak butlan kararı almak ve partinin başına Kılıçdaroğlu'nu veya Kılıçdaroğlu'na yakın olan ama kamuoyunda onun kadar tepki çekmeyecek bir ismin kayyum olarak atanması olabilir."
 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, üzerinde Cumhurbaşkanlığı forsunun bulunduğu bir kürsüde arkasında Türk bayraklarının bulunduğu bir fonda konuşma yapıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan… Fotoğraf: Mustafa Kaya/Xinhua/picture alliance

Esen, Türkiye'de siyasi rejimin tüm bu sürecin sonunda nereye doğru gittiği sorusunu ise şöyle yanıtlıyor:

"Türkiye sandığın önemsiz hale geldiği, sandık yoluyla iktidarın değişme ihtimalinin neredeyse tamamen ortadan kalktığı ama seçimlerin düzenli yapıldığı bir otoriter rejime evriliyor. İktidar bloğunun tam bir siyasi hegemonyasının olduğu muhalefetin de ancak kağıt üstünde varlık gösterebildiği bir rejim. Henüz o noktada değil ama yönü o yön. Şu anda bir ara rejimdeyiz."

Esen, 31 Mart yerel seçimlerinde CHP'nin birinci parti olabilmesinin hala rejimin bir ara devrede olduğu ve tam otoriterleşmediğini gösterdiğini söyledi, gelecek için ise dünya konjonktürü açısından çok umutlu değil.  

Bu kapsamda Esen'in dikkat çektiği önemli husus dünyanın giderek otoriterleşmesi. Esen, Türkiye'deki otoriterleşmeye şu anda tepki gösterecek dış faktör kalmadığına, içerde ise şu anda CHP'nin büyük oranda yalnız mücadele verdiğine işaret ediyor.

"CHP ile tabanı direndiği ve bu durumu kabullenmediği sürece" mücadelenin devam edeceğini vurgulayan Esen, "Muhalefet partisi kararı tanımadığını söylüyor, harekete geçiyor, il binasını terk etmiyor, mitinglerini sürdürüyor. O nedenle ben hala bir ara rejim içinde olduğumuzu düşünüyorum" diyor.

Parti seçimlerinin iptali hukuki mi?

Bu arada mahkemenin kararı hukukçularca Türk hukuk sisteminde siyasi partilerin iç işleyişine yönelik nadir görülen bir yargı müdahalesi olarak nitelendiriliyor.

Barolar, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik'in görevden alınması ve yerine Gürsel Tekin'in kayyum olarak atanmasına ilişkin mahkeme kararının "yok hükmünde" olduğunu duyurdu.

Anayasa Hukukçusu Profesör Şule Özsoy Boyunsuz DW Türkçe'ye yaptığı değerlendirmede mahkemenin dünkü kararının pek çok açıdan hukuki temeli bulunmadığını söyleyerek İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin böyle bir kararı almak için yetkisi olmadığını, yasal dayanağı olmayan bir yetki kullandığını vurguluyor.

Demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarının siyasi partiler olduğuna ve ortada Siyasi Partiler Kanunu bulunduğuna dikkat çeken Boyunsuz, sözlerini şöyle sürdürüyor:

"Siyasi Partiler Kanunu'nun 21. maddesi açık. Buna göre siyasi partilerin genel merkezi, il, ilçe organlarının seçimleri ve İl Kongresi ve Büyük Kongre delegelerinin seçimlerinin yargı gözetimi altında gizli oy, açık tasnif esasına göre yapılır ve nasıl yapılacağı detaylı şekilde düzenlenir. Bu seçimler de hakim gözetiminde yapılır."

CHP'nin görevden alınan İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve yerine kayyum olarak atanan Gürsel Tekin'in kolajla yan yana getirilmiş fotoğrafları

CHP'nin görevden alınan İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik'in yerine Gürsel Tekin kayyum olarak atandı… Fotoğraf: Onur Dogman/SOPA Images/ZUMA/picture alliance/Ozan Kose/AFP

Boyunsuz, seçim sonuçlarını etkileyecek herhangi bir usulsüzlük tespiti durumunda seçimi iptal ya da yenileme yetkisinin bu hakime verildiğini, buna itiraz için de 2 gün süre olduğunu ve bu kararların kesin olduğunu söylüyor.

İktidarın yolsuzluk iddiaları ile tüm bu yapılanları hukuki gibi göstermeye ve böylelikle toplumda rıza üretmeye çalıştığını da ifade eden Boyunsuz, son kararla ortaya çıkan bir diğer hukuksuzluğu ise devam eden kongre sürecini durdurmak olarak gösteriyor.

2007'den beri hükümet sistemleri ve rejimleri alanında çalışan Boyunsuz, şöyle konuşuyor:

"Devlet ‘şu partiyi bu kişi yönetsin' demeye başladığı zaman artık orada demokratik çok partili siyasi hayat olmaz. siyasi partiler devlet kuruluşları değildir, yöneticileri devlet tarafından tayin edilmez. Atamayla siyasi parti oluşmaz, parti milletten gelir. Milletin içinde bir temsil gücü vardır, bir tabanı vardır. Bütün partiler böyledir. O tabanın karar vermesi gerekir."

Boyunsuz'a göre Türkiye şu anda "kamu kaynaklarıyla sadakat satın alınan neopartimonyal bir rejim" ile yönetiliyor ve iktidar rıza üretiminde çok başarısız olduğu için toplum ve muhalefet üstündeki baskısını giderek artırıyor. Türkiye'nin hegemonik bir rejime doğru geçiş yolunda olduğunu da belirten Boyunsuz, bundan demokrasiye geri dönüşün bazı durumlarda mümkün olabildiğini, bunun için ise en önemli unsurun halkın direnci olduğunu vurguluyor.

Ne olmuştu?

CHP'nin 8 Ekim 2023 tarihindeki 38. Olağan İstanbul İl Kongresi'nde dönemin Bahçelievler İlçe Başkanı Özgür Çelik, 342 oyla rakibi Cemal Canpolat'ı (310 oy) geride bırakarak İstanbul İl Başkanı seçilmişti. Bu seçim, Ekrem İmamoğlu'nun desteklediği "değişimci" kanadın zaferi olarak yorumlanmış ve partinin genel kurultay sürecini etkilemişti.

Ancak, kongreye "seçime hile karıştırıldığı" ve "Siyasi Partiler Kanunu'na muhalefet edildiği" iddialarıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 4 Mart 2025'te soruşturma başlatıldı. İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi de dün ara kararını vererek; kongreyi iptal etti, Çelik ve mevcut yönetim görevden uzaklaştırıldı. Ayrıca 196 delege görevden alındı ve CHP'nin 14 Temmuz 2025'te başlattığı 39. Olağan Kurultay süreci kapsamında İstanbul ilçe kongreleri ile il kongresi seçimleri durduruldu. 

Mahkeme eski CHP Genel Sekreteri ve İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin'i kayyum olarak atadı.

Bir yanıt yazın

Yanıt yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.