Bosna'da seçim kurulu, Bosnalı Sırp lider Milorad Dodik'i siyasi yasak kararı sonrası cumhurbaşkanlığı görevinden aldı
Milorad Dodik, geçen cuma günü temyiz mahkemesinin altı yıllık siyaset yasağını onamasının ardından, seçim yasasına göre başkanlık görevini kaybetti. Ancak görevde kalmayı ve karara itiraz etmeyi planlıyor.
Bosna Hersek Merkez Seçim Komisyonu, devlet düzeyindeki temyiz dairesinin Cumhurbaşkanı Milorad Dodik’e siyasetten altı yıl men cezası veren kararını onamasının ardından, çarşamba günü Bosnalı Sırp lideri cumhurbaşkanlığı görevinden aldı.
Saraybosna merkezli Bosna Hersek Mahkemesi'nin şubat ayı sonunda anayasaya aykırı davranışlar nedeniyle verdiği karar, Batı Balkan ülkesinde o zamandan beri durgunlaşan uzun süreli yüksek gerilimli bir siyasi krizi tetikledi.
Ancak, Bosna Hersek'in iki entitesinden biri olan Sırp Cumhuriyeti’nin (RS) başkanlık görevini yürüten Dodik hakkındaki ilk kararı mahkemenin temyiz dairesinin onaylamasının ardından baskı yeniden arttı.
Bu durum, Merkez Seçim Komisyonu’nun (CIK) seçim yasası uyarınca görevden alma sürecini başlatmasını ve boşalan makamı doldurmak üzere RS’te 90 gün içinde erken seçim çağrısı yapmasını gerektirdi.
Çarşamba günkü karara “Saraybosna’dan gelen bir başka saçmalık” sözleriyle tepki gösteren Dodik, Merkez Seçim Komisyonu’nun kararına itiraz edebilecek.
CIK'in görevden almasına bakmaksızın kurum başkanı olarak kalmaya söz veren Dodik, "Teslim olmak ya da vazgeçmek yok. Teslim olmak bir seçenek değil," dedi.
Yasal temsilcileri de ilk karara karşı devlet düzeyindeki Anayasa Mahkemesi önünde ayrı bir dava açacağını duyurdu. Bu süreçlerin ne kadar süreceği belli değil. Bosna'da genel seçimlerin 2026 sonbaharında yapılması planlanıyor.
Bu arada Dodik, mahkeme kararlarına karşı tüm Bosnalı Sırp siyasi aktörleri kendi arkasında toplamaya çalıştı. Ancak muhalefet partileri şu ana kadar bunu büyük ölçüde reddetti.
AB'nin diplomatik servisi (EEAS) sözcüsü geçtiğimiz cuma günü yaptığı açıklamada, BH Mahkemesi'nin "kararının bağlayıcı olduğunu ve saygı duyulması gerektiğini" söyledi.
Açıklamada, "AB tüm tarafları mahkemenin bağımsızlığını ile tarafsızlığını kabul etmeye ve kararına saygı duyup yerine getirmeye çağırır," denildi.
Buna karşılık Dodik, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, Macaristan Başbakanı Viktor Orban ve Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zakharova'dan destek aldı.
Aylardır süren direnç
Şubat ayından bu yana Dodik, ülkenin uluslararası barış elçisi Christian Schmidt’in kararlarına karşı çıktığı gerekçesiyle verilen bir yıl hapis ve altı yıl siyasetten men cezasını defalarca reddetti. Bu, yasalar uyarınca suç teşkil ediyor.
Dodik Sırp Cumhuriyeti tarafında, Batı Balkan ülkesinin yaklaşık yarısını oluşturan bölgede devlet düzeyindeki güvenlik ve yargı kurumlarının faaliyetlerini yasaklamayı amaçlayan yeni yasalar çıkardı. Bu kararlar, devlet düzeyindeki Anayasa Mahkemesi tarafından geçici olarak askıya alındı.
Dodik, Haziran ayında Euronews Sırbistan’a verdiği bir röportajda, “Bana sorarsanız, o karar yok hükmündedir, hükümsüz ve geçersizdir,” dedi.
Dodik ayrıca, Schmidt’in meşruiyetini sürekli sorguladı ve yetkilinin, kendi ifadesiyle, ülke savaşını sona erdirmek için 1995’te imzalanan Dayton Anlaşması’na aykırı bir yetkiyle görev yaptığını iddia ettiği “dayatılmış kararlara” karşı hareket ettiğini söyledi.
Anlaşma, 1992 yılında eski Yugoslavya'nın dağılması sırasında ülkenin üç ana etnik grubu olan Boşnaklar, Sırplar ve Hırvatlar arasında başlayan ve İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa topraklarındaki en kanlı çatışma olarak kabul edilen savaşın sonunu getirmişti.
Yüksek Temsilci, yüksek profilli anlaşmazlıklarda baş hakem olarak hareket edecek ve anlaşmanın uygulanmasını denetleyecek kilit isim olacak.
Bazı bölümleri ülkenin anayasası niteliğinde olan barış anlaşması ülkeyi iki ana idari birime ya da entiteye ayırdı: Sırpların çoğunlukta olduğu RS ve kısmen devlet düzeyinde bir şemsiye hükümet tarafından denetlenen Bosna Hersek Federasyonu (FBiH).
Eski savaşan tarafları yatıştırmayı amaçlayan bu sistem, dünyanın en karmaşık demokrasisi olduğu söylenen karmaşık bir denge ve denetleme sistemi yarattı.
On yıllardır devlet başkanlığı da dahil olmak üzere çeşitli üst düzey görevlerde bulunan Dodik, defalarca RS'nin Bosna'nın geri kalanından bağımsızlığı için çağrıda bulunarak istikrarsızlık korkularını körükledi. Eylemleri nedeniyle ABD ve İngiltere'nin yaptırımlarına maruz kaldı, ancak Moskova'nın sürekli desteğini aldı.
Savaş sonrası istikrar testi
Dodik'in Yüksek Temsilci ve devlet düzeyindeki kurumların otoritesine karşı devam eden meydan okuması, AB üyeliği umutlarının savaş sonrası istikrar açısından en büyük sınavı olarak görülüyor.
Bosna Herkes Federasyonu Mahkemesi mart ayında Dodik hakkında ülke çapında tutuklama emri çıkardı. O tarihten bu yana komşu Sırbistan, İsrail ve Rusya'ya seyahat eden Dodik, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından Moskova'da düzenlenen 9 Mayıs Zafer Günü kutlamalarına katıldı.
Ülkesine döndüğünde ise nisan ayı sonunda devlet güvenlik teşkilatı müfettişlerinin Dodik'i tutuklamaya çalışması ancak bunun engellenmesi üzerine gerilim bir kez daha alevlendi.
Olayla ilgili ayrıntılar belirsizliğini korurken, yerel medya Devlet Soruşturma ve Koruma Ajansı (SIPA) ajanlarının RS polisiyle "konuştuktan" sonra ayrıldıklarını bildirdi. Dodik daha sonra kendisini "iyi ve güvende" hissettiğini söyledi.
Tutuklanma ihtimaline ilişkin kriz, Temmuz ayında Dodik'in gönüllü olarak devlet düzeyindeki savcılıkta sorgulanmak üzere gelmesi ve ardından yakalama emrinin düşürülmesiyle bir ölçüde yatıştırıldı. Bosna yasalarına göre Dodik, bir yıllık hapis cezasının her günü için hapiste yatmak yerine para cezası ödeyebilir.
Bosna'daki Avrupa barış gücü EUFOR, bu yılın başlarında yaşanan gerginliklere tepki olarak asker sayısını arttırmıştı.
Mart ayında Bosna'nın toprak bütünlüğüne "tereddütsüz" destek sözü veren NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, "Dayton Barış Anlaşması'ndan otuz yıl sonra size şunu söyleyebilirim: NATO bu bölgenin istikrarına ve Bosna Hersek'in güvenliğine sıkı sıkıya bağlı kalmaya devam etmektedir. Zor kazanılan barışın tehlikeye atılmasına izin vermeyeceğiz."
KAYNAK: Euronews Türkçe