Ege'de bir gladyatörler kenti: Stratonikeia

Ege'de bir gladyatörler kenti: Stratonikeia
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A- A+ Paylaş

Günce AKPAMUK
BBC Türkçe / Londra

"Beni, Droseros'u; Kader Tanrıçası'nın oyunlarıyla Akhilleus öldürdü.

"Bir zamanlar sahnelerde ben vardım; şimdi stadionlarda Akhilleus var."

Üçüncü kategoriden gladyatör Droseros'un mezar taşında böyle yazıyor.

Rotamız, bugün Muğla'nın Eskihisar Mahallesi'nde bulunan, Roma İmparatorluk döneminde gladyatörler yetiştiren Stratonikeia kenti…

Diğer bir mezar taşında ise "Birinci Kategoriden Vitalis" yazıyor.

"Boks müsabakalarında cesur bir adam olan Vitalis burada yatıyor. Onu güçlü ve iyi bir boksör ve adına layık Polydeukes, arenada kendi elleriyle öldürdü."

Gladyatör dövüşleri bundan 1850 yıl önce Stratonikeia'nın günlük yaşamının bir parçasıydı. Dışarıdan dövüşler için gladyatörler getiriliyor, ölenler veya emekli olanlarsa buraya gömülüyordu. Bazı gladyatörlerin 22'den fazla ödülü vardı.

Muğla Müzesi'nde sergilenen Droseros'un Mezar Steli.

Muğla Müzesi'nde sergilenen gladyatör Droseros'un Mezar Steli.

Gladyatörler arasında Akhilleus (hayır, Truva savaşından bildiğimiz kişi değil), Droseros, Eumelos gibi isimler göze çarpıyor.

Meşhur Kuzey Kapısı'nda yapılan dini törenlere katılmak, hamama gitmek ve şehrin kalbi olan agorada vakit geçirmek kentteki diğer aktivitelerdendi. Burada en az üç Roma hamamı ve ikiden fazla agora vardı.

Bunları bölgede ortaya çıkarılan yapılardan bildiğimizi anlatıyor Stratonikeia antik kenti ve Lagina kutsal alanı kazı başkanı Prof. Dr. Bilal Söğüt ve ekliyor:

"Kentin antik dönemi hakkında epey geniş bilgiye sahibiz. Buranın eski adlarını, yöneticilerini, doktorlarını, gladyatörlerini ve diğerini biliyoruz."

Tunç Çağı'ndan günümüze yaklaşık 5 bin yıllık kalıntılar bulunan Stratonikeia'da yaklaşık 3 bin 500 yıllık kalıntılar yerinde görülebiliyor.

Söğüt, kentte dokuz ayrı dönemin kalıntılarını yerinde görme imkânı olduğunu anlatıyor.

"Bazı yerlerde, iki ayağınızın bastığı noktada tarih farkı yaklaşık 2 bin 200 yıl olabiliyor" diyor.

Kentin bir yerinde Tunç Çağı, başka bir bölümünde arkaik, diğer kısımda klasik, Hellenistik, Roma ve Bizans, ayrı bir yerde Menteşe Beyliği, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinin yapı ve kalıntılarını görmek mümkün.

Bu şekilde bir sürekliliğin görüldüğü nadir yerlerden birisi burası.

Görmeden gelmeyin

Stratonikeia düzenli bir kent planına sahip.

Kuzey şehir kapısı, bouleuterion yani meclis, kütüphane, Roma hamamı, latrina yani tuvalet, tiyatro, sütunlu caddeler ve çeşme anıtları görülebiliyor.

Söğüt, kentin en önemli yapılarından birisi olarak nitelediği dini törenler ile günlük kullanım için kullanılan Kuzey Şehir Kapısı'nı anlatıyor.

Burada iki giriş kapısı ve arasında çeşme anıtı bulunuyor. Anadolu'da pek eşine rastlanmayan iki girişli kapılar çoğunlukla batıya özgü olarak biliniyor.

Diğer yerleşimlerden ve kutsal alanlardan kente gelen yol, bu giriş kapısına ulaşıyor.

Bu kapı ve yolun bulunduğu bölümün en az 3 bin 500 yıl önce dahi kullanıldığı düşünülüyor.

Mevcut kapı MS 140 yıllarındaki depremde yıkılmış, ardından Stratonikeia'lılar ve Roma İmparatoru Antoninus Pius'un desteği ile yeni giriş kapısı inşa edilmiş.

Günlük kullanımlar dışında, kapılardan batı girişi Lagina Hekate ve doğu girişi ise Panamaros Zeus kutsal alanına ulaşıyordu.

Kuzey Şehir Kapısı'nda iki giriş görülüyor.

Kuzey Şehir Kapısı'nda iki giriş görülüyor.

Bu kutsal alanlarda dini törenler ve festivaller başlıyor, Kuzey Şehir Kapısı'ndan geçen alaylar kente doğru devam ediyordu.

Lagina'daki kutsal alan Tanrıça Hekate'ya adanmıştı. Buradan yaklaşık 8,5 km'lik taş döşeli yol, batı girişine uzanıyordu.

Buradaki ana törende, önde Tanrıça Hekate'nin anahtarını taşıyan bir bakire ve arkasında ona eşlik eden genç kızlardan oluşan tören alayı batı kapısından kente giriyordu.

Panamara adı verilen Tanrı Zeus'a adanan kutsal alanda düzenlenen ana törende ise Zeus'un heykelini taşıyan at ve arkasındaki tören alayı doğu kapısından geçerdi.

Kentin iki önemli kutsal alanı olduğu için iki ayrı giriş kapısı yapıldığını anlatan Söğüt, "Bu törenlere Doğu Akdeniz'den Yunanistan'a kadar en az 22 ayrı şehirden temsilcinin katıldığını yazıtlardan biliniyor" diyor.

Lagina'daki kutsal alan

Lagina'daki kutsal alan Tanrıça Hekate'ya adanmıştı. Buradan yaklaşık 8,5 km'lik taş döşeli yol, batı girişine uzanıyordu.

'Antik dönemin en büyük gymnasionu'

Kazı Başkanı Söğüt, 105 metreye 267 metrelik ölçüleriyde Stratonikeia'daki gymnasionun, antik dönemin en büyüğü olduğunu belirtiyor:

"Burada öğrenciler, fiziksel ve tarih ya da felsefe gibi fikri eğitimler alıyorlardı."

Bu yapının bugün sadece kuzey kenarının bir bölümü kazılmış durumda.

Diğer bir önemli yapı ise bouleuterion yani meclis. Söğüt, bu yapının Hellenistik dönemde inşa edildiğini ve Augustus döneminde (MÖ 27-MS 14) dış kısımda değişiklik olmadan sadece içerideki oturma basamakları artırılarak büyütüldüğünü belirtiyor.

Bu meclis binasının duvarında yaklaşık 2050 yıl önce yapılan kent takvimi ile Roma İmparatorluk döneminde, yaklaşık 1724 yıl önce yazılmış olan, kentte satılan ürünler, verilen hizmetler ve bunun tavan fiyat listeleri yer alıyor.

Stratonikeia'daki meclis binasının duvarında eski bir takvim yazıtı bulunuyor

Meclis binası Bouleuterion'un duvarlarındaki Antik Yunanca yazıtlar. Bu yazıtlar, Menippos tarafından hazırlanan takvimdeki ayların adlarını ve sürelerini listeliyor.

Antik meslek grupları yaşatılacak

Stratonikeia'daki 1977'de başlayan kazı çalışmaları yılın 12 ayı devam ediyor.

Söğüt, şimdiye kadar ızgara planlı, düzenli bir kent planının varlığının kesinleştiğini anlatıyor. Gelen ziyaretçilerin kent içinde hangi dönemin eserlerini ve yapılarını görmek isterlerse onlara ait kalıntıları görebildiğini ekliyor.

Gelecek yıllarda yaklaşık üçte biri tamamlanmış olan tiyatronun tamamının restore edilmesinin, kentin agora ve diğer yapılarını açığa çıkarmayı planlıyorlar.

Köy meydanının görüntüsünün Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde olduğu gibi görünecek şekilde restore etmek ve dükkanların orijinal kullanımları ya da buna yakın bir işlevde kullanılması için çalışıldığı belirtiliyor.

Söğüt, "Antik kent içindeki evlerin restorasyonu, buranın kullanılmaya başlanması ve eskiden var olan şimdi kalmayan meslek gruplarını yaşatmak arzusundayız" diyor ve ekliyor:

"Bugün, Menteşe Beyliği döneminden kalan Şaban Ağa Camii, Selçuk Hamamı, evler, dükkanlar, köy odası, fırın ile kahvehaneler restore edildi ve kullanımı başladı. Bakırcı dükkânı açıldı ve hizmet vermeye devam ediyor".

Bir yanıt yazın

Yanıt yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.