İçişleri Bakanlığı: "Gazeteci Saygı Öztürk'e “Ben Yeşil” telefonu açık cezaevinden yapılmış"

İçişleri Bakanlığı:
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A- A+ Paylaş

İçişleri Bakanlığı, Sözcü yazarı Saygı Öztürk’ün "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım olduğunu söyleyen bir kişi tarafından aranmasıyla ilgili açıklamada bulundu. Söz konusu telefonun santral numarasından 9 Aralık 2025 günü 3 kez yapıldığını belirten Bakanlık, “aramanın bir açık cezaevinden yapıldığı; aramayı yapanın ise C. A. adlı hükümlü olduğunun tespit edildiğini” duyurdu.

Bakanlığın açıklaması şöyle:

"11 Aralık 2025 tarihinde “Telefonla arayan kişi ben Yeşil dedi” başlıklı bir medya haberi yayınlanmıştır. Şahsın söz konusu gazeteyi santral numarasından 9 Aralık 2025 günü 3 kez aradığı belirlenmiştir.

İlk arama 1 dakika 59 saniye sürmüştür. 2. arama 15 dakika sürmüştür. 3. arama ise 13 dakika 34 saniye sürmüştür. Kişinin tespitine yönelik yapılan çalışmalarda aramanın bir açık cezaevinden yapıldığı; aramayı yapanın ise C. A. adlı hükümlü olduğu tespit edilmiştir. Şahsın, ‘Adam öldürme, kasten yaralama ve mala zara vermekten’ suç kaydı bulunmaktadır."

KONUNUN GEÇMİŞİNE İLİŞKİN DETAYLAR

Sözcü yazarı gazeteci Saygı Öztürk, kendisini telefonla arayan ve "Ben Yeşil" diyen kişinin PKK lideri Abdullah Öcalan'a Şam'da bombalı araçla suikast girişiminde "ihanete uğradıklarını" iddia ettiğini, Konya'da yakalanıp verilen bir emirle serbest bırakıldığını öne sürdüğünü aktardı.

Saygı Öztürk, 11 Aralık'ta köşesinde, yıllardır akıbeti tartışılan "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım olduğunu söyleyen bir kişinin gazeteyi aradığını ve kendisiyle telefonla görüştüğünü söyledi. Öztürk, arayan kişinin PKK lideri Abdullah Öcalan'a yönelik suikast planından Konya'da yakalanıp "emirle serbest bırakıldığı" iddiasına kadar birçok konuda dikkat çeken sözler söylediğini yazdı.

Öztürk, "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım'ı, "Güneydoğu'da faili meçhul cinayetlerle adı hep öne çıkan isimlerin başında geliyordu" sözleriyle hatırlattı. Bir dönem jandarmaya, bir dönem MİT'e, bir dönem de emniyete çalıştığının iddia edildiğini, beyaz Toros'la dolaştığının anlatıldığını, 1997'de bir kamu kuruluşuna çağrıldıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamadığını aktardı.

"Ben Yeşil" diyerek aradı



Öztürk, telefonla arandığını, ilkinde konuşamadığını, yaklaşık yarım saat sonra ikinci kez arandığında ise hatta bağlandığını yazdı. Görüşmeyi şöyle aktardı: "Yarım saat sonra yeniden aradı. ‘Ben Yeşil' dedi."

Gerçekten Mahmut Yıldırım olup olmadığını anlamak için geçmişte yazdığı bazı haberlerle ilgili sorular yönelttiğini belirten Öztürk, arayan kişinin 1953 doğumlu olduğunu söylediğini, "karaciğer nakli yapıldığını, sağlık durumunun iyi olmadığını anlattı" ifadesini kullandı. Karaciğer naklinin farklı bir isimle gerçekleştirildiğini, bu konuda kendisine yardımcı olan "ünlü bir isim"den söz ettiğini, uzun süre Azerbaycan'da kaldığını, şu an Türkiye sınırına yakın Suriye'de "güvendiği bir ülkücü dostunun yanında" bulunduğunu kaydetti.

"Abdullah Öcalan suikastında ihanete uğradık"

Öztürk, telefon görüşmesinde "Yeşil" olduğunu söyleyen kişinin, kendisine atfedilen bazı olaylar hakkında da konuştuğunu yazdı. Emekli Binbaşı Cem Ersever'in kendi tarafından öldürüldüğü iddiası için, "Benim öldürdüğüme ilişkin söylentiler tam anlamıyla Köroğlu efsanesi" dediğini aktardı.

Aynı kişi, Abdullah Öcalan'a yönelik suikast planıyla ilgili olarak Öztürk'e şunları söyledi:

"Evet, Abdullah Öcalan'ı Şam'da kaldığı evde bombalı araçla öldürecektik. Bu olayda benimle birlikte bir bayan, iki üsteğmen, Bursa Özel Tip Cezaevi'nden alınarak getirilen ismini vermek istemediğim bir kişi ile başka bir arkadaşımız vardı. Orada aslında Abdullah Öcalan'ı ortadan kaldırmamız mümkünken, ihanete uğradık. Başarısız bir suikast girişimi oldu. Bize yardımcı olan Suriyeli aracı uzağa park edince bütün plan bozuldu.

"Konya'da yakalandım, emirle bırakıldım" iddiası

Öztürk'ün aktardığına göre, arayan kişi görünümünün değiştiğini düşündüğü bir dönemde Türkiye'ye geldiğini, Konya'da yakalandığını anlattı ve "Kendilerine verilen emir üzerine serbest bırakıldım" iddiasında bulundu. Bu emri kimin verdiği sorulduğunda ise isim söylemedi.

Aynı kişi, eski MİT Müsteşarı ve Jandarma Genel Komutanı Teoman Koman'ın desteğini gördüğünü, Abdullah Çatlı ile aralarının bozuk olduğu yönündeki söylentilerin doğru olmadığını öne sürdü. PKK ile mücadele sürecine ilişkin değerlendirmesinde ise "PKK ile mücadele edildiği sırada özellikle il ve ilçelerde Hizbullah örgütü Devlet tarafından desteklendi ve PKK'ya karşı kullanıldı. Hizbullah'ın o dönemde kurulması başarıydı. PKK'ya çok büyük zayiatlar verdirildi." dedi.
 

Bir yanıt yazın

Yanıt yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.