Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, PKK içindeki bir grubun 11 Temmuz'da silah bırakmasıyla ilgili olarak değerlendirmelerde bulundu. Meclis'te kurulacak komisyonun önemine işaret eden Erdoğan, "Biz AK Parti, MHP ve DEM Parti olarak bu yolu beraber yürümeye karar verdik" dedi.
BBC Türkçe'ye konuşan DEM Partili kurmaylar ise "Yol yürümenin çerçevesi Kürt sorununun çözümü" değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, Kızılcahamam'daki AKP'nin 32'nci İstişare ve Değerlendirme kampının açılış konuşmasında "Dün itibarıyla 47 yıllık terör belası inşallah sona erme sürecine girmiştir. Terörsüz Türkiye projesi, bir müzakerenin, bir pazarlığın, bir al ver sürecinin neticesi değildir" ifadelerini kullandı.
"Bugün yeni bir gündür, tarihte yeni bir sayfa açılmıştır" diyen Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin onurunu çiğnetmeyeceklerini, başını öne asla eğdirtmeceklerini söyledi.
Bu bağlamda MHP Genel Başkanı Bahçeli ve kendisinin milliyetçiliğini, vatanseverliğini sorgulamanın kimsenin haddine olmayacağını savunan Erdoğan "Bırakınız tedirgin olmayı milletimizin her ferdi bu tablodan dolayı sevinmeli, bayram etmeli" dedi.
DEM Parti Van Milletvekili, İmralı Heyeti üyesi ve TBMM Başkanvekili Pervin Buldan, bugün Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partisinin 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmayı değerlendirdi.
''Konuşma içerik olarak çok olumlu ve kapsayıcı"
ANKA'ya konuşan Buldan, DEM Parti açısından Erdoğan’ın konuşmasının çok önemli olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Bunun yanı sıra geçmişe dair özellikle devletin yaptığı hataları ve bunu bir özeleştiri şeklinde sunması, faili meçhuller, Beyaz Toroslar, köy yakmalar, Kürtçe konuşmanın yasak olduğu dönemlere atıfta bulunması da bence açıkçası önemliydi. Bütün bunları birlikte değerlendirdiğimizde ben konuşmanın içerik olarak çok olumlu ve kapsayıcı, sahiplenici bir konuşma olduğunu düşünüyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın artık net bir çizgisi ve kararlılığı olduğunu ifade eden Buldan, şunları söyledi:
"Bundan sonra olması gerekenlere dair önemli adımların atılacağına dair bir vurgu var. Süreç belli aşamalarıyla devam ediyor. Bundan sonraki aşamalarında -kendisi de ifade etti- konuşarak özellikle diyalogla, müzakereyle, bir araya gelmeyle hem Cumhur İttifakı'nın hem DEM Parti'nin bu anlamda ortaklaşmasıyla bu sürecin ilerleyebileceğini de ifade etti. Bu da önemliydi"
"Bu ittifak süreç ittifakıdır"
Buldan, Erdoğan'ın "Şimdi AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi, DEM en azından üçlü olarak bu yolu beraber yürüme kararı verdik” sözlerine ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
“Yanlış bir yere çekilmesin. Bu ittifak süreç ittifakıdır. Başka bir ittifak olarak algılanmamalı kesinlikle. Herkesin çizgisi ve gittiği yol bellidir. Dolayısıyla Cumhur İttifakı'yla birlikte DEM Parti'nin süreç itibariyle ortak yol yürüyeceğinin bir mesajıydı bu. Elbette ki biz DEM Parti olarak bu sürecin tam merkezindeyiz ama çözmesi gereken de Cumhur İttifakı'dır. Dolayısıyla böyle bir birliktelik, ortaklaşma anlamlı olacaktır. Bence bunun adına süreç birlikteliği diyelim. Sayın Cumhurbaşkanı tarafından verilen mesaj, bu birlikteliğin süreç itibariyle olacağının da bir sinyaliydi.”
“Süreç, zamana yayılmamalı"
Erdoğan'ın konuşmasının sürecin artık hızlanacağına ilişkin bir işaret olabileceğini kaydeden Buldan, şöyle konuştu:
"Zaten bizde komisyonun kısa zamanda kurulacağı bilgisi vardı. Kendisi de bugün ifade etti. Çok uzatmadan bence her türlü adımı en kısa zamanda atmak gerekiyor. Süreç biliyorsunuz uzadıkça, zamana yayıldıkça provokasyonlara ve farklı girişimlere sebep olabilir."
Buldan, atılacak adımlar ne kadar hızlı olursa sürecin o kadar çabuk başarıya ulaşacağını savunarak, "Tabii ki komisyon bunun belli bir aşaması. Komisyonun somut olarak kurulmasıyla birlikte çıkarılacak olan yasaların hızlıca komisyonda belirlenmesi ve Meclis’in açılmasıyla birlikte de bunların kanunlaşması, hayata geçmesi önemli" diye konuştu.
"Faili meçhul cinayetler Türkiye'nin gündeminden çıkmalı"
Erdoğan’ın uzun zaman sonra ilk defa özeleştiri yaptığını belirten Buldan, şunları kaydetti:
“Faili meçhul cinayetler Türkiye Cumhuriyeti'nde hep var oldu. AKP'den önce de vardı, AKP döneminde de vardı. Bence bundan sonrası için bakmak lazım. Eğer bu bir özeleştiriyse bundan sonra faili meçhul cinayetler, kayıplar, yargısız infazlar gibi meselelerin artık Türkiye'nin gündeminden çıkması gerekiyor. Bu konuda verilen uzun soluklu mücadeleler var. Cumartesi Anneleri, kayıp yakınlarının verdiği mücadeleler var. O konuda da bence adım atılması gerekiyor. Hala taşı, toprağı olmayan, mezarı olmayan çocuklarına kavuşmak isteyen anneler var. Dolayısıyla bütün bunları birlikte değerlendirdiğimizde hem geçmişe ama bu süreç içerisinde de bunları da gözeterek belki kurulacak olan komisyon içerisinde bunun tartışması yapılarak o konulara da el atmanın zamanı geldi.''
"Suriye ayrı bir yer"
Buldan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye’deki Kürtlerle ilgili açıklamasına ilişkin olarak, “‘Suriye'yle ilgili zaten görüşmelerimiz var’ dedi. Şu önemli, sınırların dışındaki Kürtlere gönderme yapması, bizim meselemiz demesi, Orta Doğu'da Kürt meselesine politika belirleyenin merkezinde Türkiye olacağına dair işaret vermesi önemli ama Suriye ayrı bir yer'' dedi.
"Bir an önce Suriye'de de çözüme gidilmeli"
Suriye’de henüz netleşmeyen konuların olduğunu vurgulayan Pervin Buldan, "Suriye Rojava'da özellikle birkaç gündür basına yansıyan ve bizim okumalarımızdan çıkardığımız Suriye meselesinde hala çözülmesi gereken bazı meseleler var. Bunlarla ilgili de önemli gelişmeler olursa eğer en azından Suriye'de yaşayan Kürtler açısından meselenin artık bir şekilde çözülmesi gerektiğini ben de ifade etmek isterim. Suriye'de, Rojava'da yaşananlar bütün Kürtleri etkilediği için bir an önce orada da çözüme gitmek gerekiyor" diye konuştu.
'Meclis'te komisyon kurulacak'
Erdoğan, süreçle ilgili olarak Meclis'te bir komisyon kurulacağını ifade etti.
Partisi, MHP ve DEM Parti heyetleriyle "süreci pişirerek geleceğe taşıyacaklarını" dile getiren Erdoğan şunları söyledi:
"Biz AK Parti, MHP ve DEM Parti olarak bu yolu beraber yürümeye karar verdik. Derdimiz var dertliyiz. El ele verdiğimize göre bu engelleri aşarız. Artık yumruk sıkmaya gerek yok. Bize bir adım atana biz koşarız. Ama sular tersine akarsa da gerekeni yaparız"
Irak ve Suriye'deki Kürtlerle de bu süreci görüştüklerini kaydeden Erdoğan, onların da çok mutlu olduğunu aktardı.
Önceki hükümetlere de eleştiri getiren Erdoğan, PKK'nın 1984'teki ilk eyleminden sonra "terör eylemlerinin Türkiye'de her geçen gün tırmandığını" kaydetti ve şöyle devam etti:
"Hepsi de 'terörün kökünü kazıyacağız,' dedi. Bunda devletin yanlış uygulamalarının payı da vardı. Faili meçhuller, beyaz toroslar, yakılan köyler, bir gecede göçe zorlanan aileler yanlış uygulamalardan biriydi. Terörü bitirmek yerine büyüttü. Hataların bedelini hep beraber ödedik."
Erdoğan'ın sözleri DEM Parti'de nasıl değerlendirildi?
Erdoğan'ın "Biz AK Parti, MHP ve DEM Parti olarak bu yolu beraber yürümeye karar verdik" sözleri kimi yorumcular tarafından, "seçim ve yeni anayasa" konusunda Cumhur İttfakı'na DEM Parti'nin de dahil olacağı yorumlarına yol açtı.
BBC Türkçe'ye konuşan DEM Parti yöneticileri ise bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirtti ve "İşbirliğinin çerçevesi, Kürt sorununun çözümü" görüşünü dile getirdi.
DEM Parti içinde "birlikte yol yürüyeceğiz" sözleri Erdoğan'ın "süreci güçlü olarak sahiplenmesi olarak yorumlandı.
Erdoğan'ın konuşmasının genel akışının Kürt sorunu ve çözümü olduğu için onun içinden anayasa veya seçim işbirliği gibi bir sonuç çıkarmanın doğru olmadığını belirten DEM Partililer, "Orada bahsedilen çok açık; işbirliğinin, birlikte yol yürümenin çerçevesi Kürt sorununun çözümü" dedi.
"Birlikte yol yüreceğiz" sözüyle birlikte Erdoğan'ın bazı özeleştirilerde bulunmasını son derece önemli ve doğru bulan DEM Parti yetkilileri şu değerlendirmede bulundu:
"Erdoğan bir anlamda ilk kez bu kadar net ve güçlü bir şekilde sürece sahip çıktı. Geçmişte devletin hatalarına değinmesi, köy yakmalar, faili meçhullere dikkat çekmesi çok önemliydi."
Erdoğan gibi sürecin içerisinde bir pazarlık konusu olmadığını dikkat çeken DEM Partililer, "Abdullah Öcalan, silahların devreden çıkarılmasını istiyor ve demokratik mücadele yollarını açmak istiyor. Bu konuda da her açıklamasında kararlılığını ortaya koydu" diye konuştu.
'Kürt sorunu içinde CHP de olursa, çözüme evrilebilir'
DEM Partili kurmaylar, Kürt sorunun çözümünde Türkiye'nin demokratikleşmesi gerektiğini işaret ederek bunun için adım adım demokrasinin inşa hamlesine ihtiyaç duyulacağını dile getirdi.
Bu sürecin de Meclis'te en geniş katılımla örülmesini isteyen DEM Partili yetkililer şöyle devam etti:
"Ana muhalefet partisinin bu konudaki desteği önemli ve bunu her keresinde vurguluyoruz. O nedenle konuşmasında belki biraz eksik olarak görülebilecek şey, bu konuya daha güçlü vurgu yapmamış olması olabilir."
Yetkililer ayrıca Kürt ve demokratikleşme sorununun sadece DEM Parti- AKP-MHP işbirliği ile değil, muhalefet, özellikle de ana muhalefetteki CHP de içinde olursa, çözüme evrilebileceğini vurguladı.
'Cumhur İttifakı'nın bir parçası değiliz ve böyle bir niyet de yok'
DEM Partili yetkililer Cumhur İttifakı'nın bir parçası olmadıklarını, böyle bir niyetlerinin de olmadığını söyledi ve şöyle devam etti:
"Bu süreci birlikte götürüyoruz, ama bu seçim işbirliğine evrilecek diye bir durumumuz yok. Bizim bileşenlerimiz ve durduğumuz yer belli."
Bu sürecin tam olarak başarıya ulaşması için demokratik bir anayasa ile tamamlanması gerektiğini her zaman söylediklerini aktaran parti yetkilileri bununla beraber tartışmaya da açık olduklarını tekrarladı.
Ancak şu ana kadar kendi önlerine bir anayasa taslağı gelmediğini dile getirdiler ve "Meclis'te süreçle ilgili kurulacak komisyonun, yeni anayasa tartışmalarıyla bir ilgisi de yok. Sonuçta, bir anayasa yapılacaksa, bu TBMM Anayasa Komisyonu'nda görüşülür, karara bağlanır" görüşünü paylaştılar.
Neler olmuştu?
AKP Sözcüsü Ömer Çelik, 12 Temmuz tarihini işaret edip Erdoğan'ın önemli bir açıklama yapacağını duyurmuş ve tüm vatandaşları bu açıklamayı izlemeye çağırmıştı.
Bu konuşma konusunda çeşitli söylentiler çıksa da odağının PKK içinde bir grubun 11 Temmuz'da silah bırakması olacağı yönünde tahminlerde bulunulmuştu.
PKK, lideri Abdullah Öcalan'ın yaptığı "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı" kapsamında 11 Temmuz'da silah bırakmaya başlamıştı.
İlk sembolik tören Kürdistan Bölgesel Yönetimi kontrolündeki Süleymaniye'de yapıldı. Törene 15 kadın ve 15 erkek toplam 30 PKK'lı katıldı.
KCK yürütme Konseyi Eş-Başkanı Bese Hozat kod adlı Hülya Oran da törendeydi.
PKK üyeleri silahlarını bir kazana bırakarak ateşe verdi. Saat 11:25'te başlayan ve 20 dakika süren töreni yaklaşık 200 kişi izledi.
Silah bırakan Barış ve Demokratik Toplum Grubu'nun açıklamasında "Bundan sonra özgürlük, demokrasi ve sosyalizm mücadelemizi, demokratik siyaset ve hukuk yöntemiyle yürütmek amacıyla ve demokratik entegrasyon yasalarının çıkarılması temelinde silahlarımızı özgür irademizle imha ediyoruz" ifadeleri kullanıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, PKK'nın silah bırakmaya başlamasının ardından paylaştığı mesajda "Hayırlara vesile olmasını diliyorum" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de silah bırakma töreninin ardından İmralı heyeti üyeleri Pervin Buldan ve Ahmet Türk'ü arayarak sürece katkısı nedeniyle teşekkür etti.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, PKK'nın "sembolik olarak silah bırakmasını memnuniyetle karşıladıklarını" söyledi, Ülkemize çok ağır bedeller ödeten terörün ilelebet son bulması, ortak irademizdir" dedi.
Özel sürecin "hiçbir parti, toplumun hiçbir kesimi dışlanmadan, milletten bir şey saklanmadan, meclis çatısı altında, toplumsal mutabakat gözetilerek, hızlı ve kararlı adımlarla yönetilmesi gerektiğini" söyledi.
Özel belediye başkanlarına yapılan operasyonları hatırlatarak "Türkiye'de tam bir barış ortamının tesisi ancak adalet ve demokrasiyle mümkündür" dedi.
KAYNAKLAR: Ayşe Sayın
BBC Türkçe / Ankara - Türk Medyası