Kahve mi zehir mi? Uzmanından çok önemli kanser uyarısı

Kahve mi zehir mi? Uzmanından çok önemli kanser uyarısı
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A- A+ Paylaş

Her sabah keyifle içtiğiniz kahve, farkında olmadan sağlığınızı tehdit ediyor. Özellikle French press ve benzeri filtresiz yöntemlerle hazırlanan kahveler, kanser riski taşıyor. Peki, masum görünen bu sabah ritüeli neden tehlikeli? Hangi kanser türlerine neden oluyor? Amerikalı beslenme uzmanı Dr. Rhonda Patrick’in uyarıları kafaları karıştırdı…

Kahve, dünya genelinde milyonlarca insanın güne başlarken tercih ettiği vazgeçilmez bir içecek. Kimi için sabah rutininin ayrılmaz bir parçası, kimi için ise günün yorgunluğunu atan keyifli bir mola. Üstelik yeni araştırmalar, kahvenin antioksidan içeriği sayesinde beyin sağlığından metabolizmaya kadar pek çok alanda fayda sağlayabileceğini ortaya koyuyor.

Ancak uzmanlar, kahvenin sadece ne kadar tüketildiğinin değil, nasıl hazırlandığının da sağlığımız üzerinde büyük etkileri olabileceği konusunda uyarıyor. Özellikle filtresiz demleme yöntemleri, bilinçsiz tüketimle birleştiğinde ciddi riskler doğurabiliyor.

KANSER TÜRLERİYLE BAĞLANTILI OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI

Dr. Rhonda Patrick’in açıklamasına göre, French press gibi filtresiz yöntemlerle hazırlanan kahveler, doğal olarak kahve çekirdeklerinde bulunan ve ‘diterpen’ adı verilen yağda çözünen bazı zararlı bileşiklerin fincana geçmesine neden oluyor.

Bu bileşiklerin yüksek seviyelerine uzun süre maruz kalmanın ise özellikle pankreas ve gırtlak kanseri gibi bazı kanser türleriyle bağlantılı olduğu tespit edildi.

SADECE KANSER DEĞİL KALP SAĞLIĞINI DA ETKİLİYOR

Diterpenlerin sadece kanser değil, aynı zamanda kalp sağlığı üzerinde de olumsuz etkileri olduğu belirtiliyor. Dr. Patrick, bu bileşiklerin sadece birkaç hafta içinde kötü kolesterol (LDL) seviyelerini artırabildiğini ifade ediyor. Bilindiği gibi, LDL kolesterolün artması, damar tıkanıklığına yol açarak kalp krizi ve felç riskini artırıyor.

EN SIK TÜKETİLEN KAHVELER DE RİSK GRUBUNDA

Uzmanlara göre yalnızca French press değil; espresso, kaynatılmış kahve ve ocakta demlenen moka pot gibi diğer filtresiz kahve demleme yöntemleri de benzer riskler taşıyor. Filtresiz demleme sırasında zararlı bileşiklerin kahveye karışması, tüketicilerin uzun vadede sağlık sorunları yaşamasına yol açabiliyor.

Buna karşın, kağıt filtre kullanılan demleme yöntemlerinin daha güvenli olduğuna dikkat çekiliyor. Dr. Patrick, özellikle pour over (üzerine dökme) ve cold brew (soğuk demleme) gibi filtreli yöntemlerin, diterpenleri hapsederek zararlı etkilerini azalttığını, ancak kahvenin sağlığa faydalı bileşenleri olan polifenolleri korumaya devam ettiğini belirtiyor.

POLİFENOLLER YARAR SAĞLARKEN, DİTERPENLER TEHDİT OLUŞTURUYOR

Patrick’in X platformunda yayınladığı ve 1,9 milyondan fazla izlenen videoda, kahvenin içerdiği polifenollerin demans riskini yüzde 50’ye kadar azaltabileceği ve DNA hasarını yüzde 23 oranında düşürebileceği açıklanıyor. Polifenoller güçlü antioksidanlar olarak biliniyor. Ancak aynı fincanda bulunan diterpenlerin, bu olumlu etkileri gölgeleyebileceği vurgulanıyor.

MİKROPLASTİK TEHLİKESİ: EKİPMAN SEÇİMİNE DİKKAT

Dr. Patrick, sadece demleme yöntemine değil, kullanılan ekipmanlara da dikkat edilmesi gerektiğini söylüyor. Plastik materyaller içeren kahve makineleri ve ekipmanlar, sıcak suyla temas ettiğinde içeceğe mikroplastik ve kimyasal madde geçişine neden olabiliyor.

“Sıcak suyun plastik yüzeylerle temas ettiği her durumda, mikroplastik ve plastikle ilişkili kimyasalların kahveye karışma riski artar. Bu nedenle cam veya paslanmaz çelik ekipman tercih edilmeli. Pour over gibi yöntemlerde sıcak suyun plastiğe temas etmemesi önemli” diyen Patrick, espresso kapsüllerinin de benzer riskler taşıdığını ekliyor.

HAZIR KAHVE TÜKETİMİ DE TARTIŞMA KONUSU

Dr. Patrick’in uyarıları, bilim insanlarının hazır kahvenin içerdiği yüksek akrilamid seviyesiyle ilgili yaptığı araştırmaların ardından geldi. Akrilamid, yüksek sıcaklıklarda pişirilen gıdalarda oluşan ve Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC) tarafından ‘muhtemel kanserojen’ olarak sınıflandırılan bir kimyasal.

2013 yılında Polonya’da yapılan bir araştırmada, hazır kahvelerin taze çekilmiş kahvelere kıyasla yaklaşık iki kat daha fazla akrilamid içerdiği ortaya kondu. Buna rağmen, Kanada’daki McGill Üniversitesi araştırmacılarına göre, bu maddenin insan sağlığına ciddi zarar vermesi için günlük yaklaşık 10 fincan hazır kahve tüketilmesi gerekiyor.

HAZIR KAHVE TÜKETİMİ GÜN GEÇTİKÇE ARTIYOR

İngiliz Kahve Derneği'nin verilerine göre, İngiltere’deki hanelerin yaklaşık yüzde 80’i, özellikle 65 yaş üstü bireyler, düzenli olarak hazır kahve tüketiyor. Avrupa genelinde de benzer bir eğilim göze çarpıyor; pratikliği nedeniyle hazır kahve, birçok ülkede en çok tercih edilen kahve türü olmaya devam ediyor.

Türkiye'de de hazır kahve tüketimi son yıllarda hızlı bir artış gösteriyor. Özellikle genç nüfus arasında pratikliği ve erişilebilirliği nedeniyle tercih edilen hazır kahveler, ofis ve ev kullanımında öne çıkıyor. Ancak uzmanlar, bu yaygın tüketim alışkanlıklarının sağlık açısından olası riskler nedeniyle dikkatle gözden geçirilmesi gerektiği konusunda uyarıyor.

Daily Mail'in 'How you make your favourite drink could increase the risk of lethal pancreatic cancer, nutritionist warns' başlıklı haberinden derlenmiştir.
KAYNAK: İsmail SARI / Hürriyet Gazetesi

Bir yanıt yazın

Yanıt yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.