Kartalkaya'da yüzleşme vakti: 'İntikam değil, adalet istiyoruz'

Kartalkaya'da yüzleşme vakti: 'İntikam değil, adalet istiyoruz'
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A- A+ Paylaş

Bolu Kartalkaya’da 78 kişinin hayatını kaybettiği Grand Kartal Otel yangınına ilişkin 32 sanık hakkında açılan davanın görülmesine bugün başlandı. 14 gün sürmesi planlanan duruşmaların 700 kişilik Bolu Sosyal Bilimler Lisesi Spor Salonu’nda yapılıyor.

Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki Grand Kartal Otel yangınına ilişkin, aralarında otelin sahibi ve belediye yetkililerinin de bulunduğu 19'u tutuklu 32 sanık hakim karşısına çıktı. 

Yangın faciasında 8 yakınını kaybeden avukat Yüksel Gültekin, duruşmada cübbesini çıkararak yaptığı konuşmada, "Merhametsizlere sormak istiyorum. 2 arabayı kurtarırken kapıları açmayıp, o insanların evlatlarının ölmesine nasıl razı oluyorsunuz?" dedi. Gültekin, "Olay karşısında beyanda bulunurken, gerçek dışı konuşacak ve sahte gözyaşı dökecek bu sanıkların sözlerini kaldıramayacağım" diyerek duruşma salonundan ayrıldı.

Ayrıntıları BBC Türkçe yayınından Hilken Doğaç Boran'ın haberinden alıntılayarak aktarıyoruz:

21 Ocak'ta Bolu'nun Seben ilçesinde Köroğlu Dağları'ndaki kayak merkezi Kartalkaya'da 36'sı çocuk 78 kişinin hayatını kaybettiği yangın ile ilgili davanın ana duruşması bugün Bolu 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor.

Davada otel sahipleri, şirket yönetim kurulu üyeleri, teknik ve idari personel, iş güvenliği uzmanları ve Bolu İl Özel İdaresi yetkililerinin de aralarında olduğu 32 sanık hakim karşısına çıktı.

BBC Türkçe'nin incelediği iddianameye göre bilirkişi raporunda "birinci derecede etkili oldukları" belirtilen Kültür ve Turizm ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlıkları yetkilileri hakkında gerekli soruşturma izinlerinin çıkmamasından dolayı ayrı bir soruşturma süreci yürütülecek.

Yangında yakınlarını kaybedenler ve otelden kurtulan mağdurlar, mevcut sanıkların yanı sıra soruşturma izni verilmeyen bakanlık yetkililerinin de yargılanması ve tüm sorumluların olabilecek en ağır cezayı alması için hukuki mücadele vereceklerini söylüyor.

Ailelerin başka bir talebi ise halihazırda siyasi tartışmalara konu olan yangının daha fazla siyasete malzeme edilmemesi. Bu noktada yangının siyasi değil insani bir felaket olduğunu vurguluyorlar.

Sanıklar yüzlerce yıl hapis istemiyle yargılanıyor

Kartalkaya Davası'nın ana duruşmasında 19'u tutuklu bulunan 32 sanık ile hayatını kaybeden 78 kişinin yakınları ve 133 yaralıdan davaya müdahil olanlar dinlenecek.

Mahkemenin kabul ettiği iddianameye göre "olası kastla öldürme" ve "olası kastle kasten yaralama" talebiyle yargılanacak sanıklar şunlar:

Halit Ergül, Emine Murtezaoğlu Ergül, Ceyda Hacıbekiroğlu, Elif Aras, Emir Aras, Zeki Yılmaz, Ahmet Demir, Kadir Özdemir, Cemal Özer, Mehmet Salun, Bolu Belediyesi Başkan Yardımcısı Sedat Gülener, İtfaiye Müdür Vekili Kenan Coşkun ve İtfaiye Eri İrfan Acar.

Bu isimler, 78 "olası kastla öldürme" ve 29 "olası kastla kasten yaralama" talebiyle hakim karşısına çıkacak.

Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 81'inci maddesine göre olası kastla öldürmenin suçu müebbet hapis. Bu ceza, koşullu salıverilme ile 24 yıla kadar düşürülebiliyor.

TCK'da olası kastla kasten yaralama suçu içinse bir yıl altı aydan üç yıla kadar hapis cezası öngörülüyor.

Yani yukarıda adı geçen sanıklar, tüm suçlardan hüküm giymeleri durumunda yaklaşık 2 bin yıl hapis cezasına çarptırılacak.

"Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan yargılanacak sanıklarsa;

Otelin teknik görevlileri Tahsin Pekcan, Hüseyin Özer ve Bayram Ütkü, mutfak personeli Reşat Bölük, Enver Öztürk ve Faysal Yaver, iş güvenliği uzmanları Kübra Demir ile Ece Kayacan, resepsiyon görevlisi Yiğithan Burak Çetin, Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yetkilileri İbrahim Polat ile İsmail Karagöz, FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi yetkilisi Ali Ağaoğlu ile çalışanı Aleyna Beşinci, LPG tesisatı bakım görevlileri Doğan Aydın ile Muharrem Şen, Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sırrı Köstereli, İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Bünyamin Bal, İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Yeliz Erdoğan ve eski İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Mehmet Özel.

İddianameye göre Turizm ve Çalışma Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'ndan hangi yetkililerin sorumlu olduğunun tespiti ve ilgili kişilerin soruşturulması için başsavcılık tarafından izin talep edildi.

Aileler ve mağdurlar, bakanlıkların soruşturma izni vermemesinin üzerine Danıştay nezdinde itiraz süreci başlattı.

'Adil bir yargılanma istiyoruz'

Yakınlarını kaybedenler, mağdurlar ve avukatlar tarafların kalabalıklığından dolayı duruşma sürecinin uzayacağını söylüyor.

İstanbul'daki aileler ilk duruşmadan kısa süre önce 41'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne giderek ifade verdi.

Aileler bunun kalabalık duruşma sürecini kolaylaştırmak için atılan bir adım olduğunu anlatıyor.

Yakınlarını kaybedenler acı ve yaslarının ilk günkü gibi taze olduğunu belirtiyor.

Talepleri, önlenebilir bir felaket olarak gördükleri yangının çıkması ve yayılması sürecinde her türlü ihmali yapanların cezalandırılması.

Yangında ölen 18 yaşındaki Ömür Kotan'ın annesi Zeynep Kotan, "Başından beri beklentimiz adalet. İntikam değil, adalet istiyoruz. Adil bir yargılanma istiyoruz" diyor.

Kotan, otel yöneticilerinin "göz göre göre bu faciaya davetiye çıkardığını" savunuyor ve üç yönetim kurulu üyesinin geç gözaltına alınmasının delil karartma şüphelerine yol açtığına dikkat çekiyor:

"Bilirkişi raporlarından bunun doğru olduğunu anlıyoruz. Bu üç kişi ancak 65 gün sonra tutuklandı ve yargılanmaya başlandı.

"Buradaki geçirdiğimiz süreçte de çok yavaş, ağır aksak işleyen bir süreç oldu. Avukatlarımızın dosyaya erişimi çok yavaş oldu."

Yangında oğlunu kaybeden Zeynep Kotan, siyasi tartışmalar ile bakanlıklar ve Bolu Belediyesi arasındaki karşılıklı suçlamaları da eleştiriyor:

"Bir insan suçsuz olduğuna inanıyorsa der ki 'Yargılayın beni suçsuzluğum ortaya çıksın o zaman'.

"Yapılacak şey bu. Ama burada çok iç acıtıcı olan: O diyor ki 'Ben suçlu değilim', o diyor ki 'Ben değilim'... Herhalde [suçlu] biziz o zaman, başka kimse kalmıyor çünkü."

Otelin lobisinin yangından sonra çekilmiş fotoğrafı. İç mekan tamamen küle dönmüş, itfaiye ekipleri soğutma çalışmaları yürütüyor.

Grand Kartal otelinde çıkan yangında binanın büyük bölümü hasar aldı.

Yangında 6 ve 8 yaşlarındaki kızları Dila ve Ela'yı, eski eşi Defne Arkadaş ve çocukların bakıcısı Laura Kurtanidze'yi kaybeden Burak İnal, davaya müdahil olduğunu ancak ifade vermek için mahkemeye gittiğinde çok zorlandığını anlatıyor:

"Fiziksel olarak orada durmak, başkalarının hikayesini dinlemek, 'Acaba burada bahsettiği kişi benim ailemden biri miydi?' diye düşünmek ama sormaya cesaret edememek. Gerçekten çok ağır bir şey."

İnal, "maraton" olarak tarif ettiği yargı sürecine "bir adım geriden müdahil olma noktasında" olduğunu belirtiyor.

Baba, sanıklarla yüz yüze karşılaşmanın güçlüğünü tarif ediyor:

"Çocuklarıma veya annesine yangın var diye haber vermeyip onun yerine arabaları kurtarmaya çalışan insanlarla karşılaşırsam ben ne yaparım bunu bilmiyorum.

"Yere çöküp bayılır mıyım, cinnet geçirip saldırır mıyım? Ne yapacağımı bilmiyorum ama her halükarda çok kötü etkileneceğimi biliyorum ve o yüzden bu duruşmaya gitmeyeceğim."

'Artık bir şeylerin değişmesini istiyoruz'

Yangın sırasında ailesiyle otelde olan ve kız kardeşi Özüm Karataşlı'yı kaybeden Müge Karataşlı da hukuki sürecin yavaş ilerlediğini söylüyor ve şunları kaydediyor:

"İddianame olası kast üzerinden yargıların olabileceği yönünde, bilinçi taksirlerin olduğu bir dava süreci olacak gibi. Bunun için elbette umutluyuz. Biz de bu yönde zaten davanın açılmasını istiyorduk.

"Umarım baştan sona en küçük ihmali olan kim varsa hak ettiği cezayı alır."

Müge Karataşlı, duruşma sürecinin ve sanıklarla yüz yüze karşılaşmanın aileler için zorlayıcı olacağını anlatıyor:

"Bizim için çok yorucu bir süreç olacak. Fakat gerçekten nasıl bir savunma yapacaklarına dair meraktayım, onları dinlemeyi sabırsızlıkla bekliyorum."

Karataşlı, "Adalete güvenmek istiyoruz diyebilmekten başka çaremiz yok" diyor ve sözlerine şöyle devam ediyor:

"Artık bir şeylerin değişmesini istiyoruz. Değişmeli ki bir takım şeyler tekrar yaşanmasın. Bir takım felaketlerle tekrar karşılaşmayalım."

Karataşlı, Kartalkaya yangınını "katliam" olarak nitelendiriyor ve yangının yalnızca hayatını kaybeden 78 kişinin yakınlarını etkilemediğini anlatıyor:

"Mahkemeye ifade vermeye gittiğimizde gerçekten bu olayda yakınını kaybetmemiş olanların da çok büyük yaralar almış olduğunu gördüm.

"Vücudunda yaralar görmüş olduğum kurtulan bir kişi var. Psikolojik destek gördüğünü söyleyen birçok insan vardı çevremde."

Müge ve Özüm Karataşlı'nın fotoğrafı.

Müge (sağ) ve Özüm (sol) Karataşlı. Özüm Karataşlı Kartalkaya yangınında hayatını kaybetti.

Karataşlı'nın söz ettiği kişilerden biri Begüm Bilen.

Yangına annesi ve yedi yaşındaki oğlu Asil ile yakalanan Bilen, alevlerden nasıl kurtulduklarını anlatırken zorlanıyor.

Bilen, aradan beş ay geçmesine rağmen hala fiziksel ve zihinsel sorunlar yaşadıklarını, oğlunun psikolojik destek aldığını söylüyor:

"Oğlum en ufak bir seste, kokuda, her şeyde tetikleniyor. Direkt yangın korkusu ortaya çıkıyor... Asansöre binmiyoruz, kapalı ortama zor giriyoruz."

Kartalkaya'dan kurtulan Bilen, diğer mağdurlar ve yakınlarını kaybedenler ile dayanışmanın önemini vurguluyor.

Anne, sanıkları kast ederek "Bizi canlı canlı ölüme terk ettiler" diyor ve duruşmayla ilgili şu ifadeleri kullanıyor:

"Biz sonuna kadar bunun arkasındayız... Her şekilde herkesin cezalandırılmasını istiyoruz. Bize bunları yaşatanlar cezasız kalmamalı."

Bir yanıt yazın

Yanıt yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.