Trump'a içeriden mesaj: "Var mısın, yok musun?"

Trump'a içeriden mesaj:
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A- A+ Paylaş

ABD dış politikası, bir süredir yeniden ve yeniden şekilleniyor. 1922'den bu yanan yayında olan Foreign Affairs dergisinde “Yaratılışta yok mu?” başlıklı bir makale de tam bu eşikte ortaya çıktı...

Siyaset bilimi, uluslararası ilişkiler ve ekonomi dergisindeki makale, Trump’ın ikinci döneminde Washington’ın dünya düzenindeki yerini artık restorasyonla değil, sıfırdan kurmak gerektiğini vurguluyor.

Makalenin yazarları da dikkat çekici: Rebecca Lissner ve Mira Rapp-Hooper.

Her iki isim de Biden yönetiminin ulusal güvenlik mutfağında doğrudan görev aldı; biri Kamala Harris’in başdanışmanı (Lissner), diğeri Ulusal Güvenlik Konseyi’nin Asya masasının beyni. Yani dış politika akademisyenliği yapmış ama sistemin içinden konuşan kişiler. Bu nedenle yazdıkları sadece bir görüş değil; Washington’daki dış politika çevrelerinin giderek daha fazla benimsediği bir yön değiştirme sinyali olarak algılanıyor.

Trump'a içeriden mesaj: Var mısın, yok musun... Amerikan aklı yeni yol arayışında - Resim : 1

İKİNCİ DÖNEME SİSTEMDEN YANIT

Makale açık konuşuyor: Trump’ın dış politikası bir “sapma” değil, bir “dönüşüm”. İlk döneminde çok taraflılığa, müttefiklere, serbest ticarete ve uluslararası hukuka karşı gösterdiği sistem yıkıcı tutum; ikinci döneminde kurumsal zemini de sarsan bir politikaya dönüşmüş durumda. Lissner ve Rapp-Hooper’a göre bugün geldiğimiz noktada ABD, artık Soğuk Savaş sonrası kurgusuna geri dönemez durumda.

Öte yandan bu ton, Biden döneminin “Amerika geri döndü” mottosuyla inşa ettiği restorasyon çizgisi için de sert bir eleştiri içeriyor.

Yazarlar, müttefiklerin geçici rahatlamasını bir yanılsama olarak görüyor ve uyarıyorlar:

Bir sonraki başkan (kim olursa olsun), yeni dönemin gerçeklerine göre kurgulanmış bir dış politika vizyonuyla göreve gelmeli. Kısacası, Trump sonrası Amerikan dış politikasının artık “Trump öncesine” dönemeyeceği kabul edilmeli.

SIFIR TABANLI DIŞ POLİTİKA: YENİ STRATEJİ ÇAĞRISI

Makalenin içeriği aslında Trump’a karşı çıkmak değil. Tam tersine: Trump’ın açtığı boşluğun politik akılla doldurulması. Bu yüzden önerdikleri yeni çerçeveye “sıfır tabanlı dış politika” adını veriyorlar. Sıfırdan yazılan bir bütçe gibiv ABD'nin hangi ittifaklara neden ihtiyaç duyduğuna, hangi teknolojik yatırımların stratejik öncelik olduğuna, değerler üzerinden mi yoksa ilke ortaklığıyla mı ilişki kurulacağına ve kamuoyunun dış politikadaki rolüne kadar her şeyin yeniden tanımlanması gerektiğini savunuyorlar.
Bu, Amerikan dış politikasında alışıldık ezberlere karşı içerden gelen bir yenilik çağrısı olarak okunuyor.

Foreign Affairs ‘ABD Derin devleti yayın organı’ olarak biliniyor. Ancak bu makale “derin devlet Trump’a mesaj gönderiyor” denilecek türden bir bildiri değil. Yine de açık olan şu:

Sistemin içindeki akıl merkezleri Trump’ın dış politikasını sürdürülebilir bulmuyor. Koruma içgüdüsüyle değil, stratejik gelecek tahayyülüyle konuşuyorlar ve kurumların yeniden işlev kazanmasını, dış politikanın iç politikayla daha uyumlu hale gelmesini, müttefiklik sisteminin sadece güvenliğe değil, teknoloji ve ekonomi alanlarına da yayılmasını savunuyorlar.

Yani bu yazı, Trump’a bir çıkış değil; Trump’ın açtığı çatlağı stratejik avantaja dönüştürme çabası.

BIDEN’A GÖNDERME

İronik biçimde aynı makale Biden yönetiminin de dış politikada "kolay başarılar"la yetinip esas yapısal dönüşüm ihtiyacını ertelediğini de ima ediyor. Özellikle Ukrayna savaşıyla birlikte NATO ekseninde yaşanan yığılmanın, Asya’daki stratejiyi ikinci plana ittiği düşünülüyor.

Yani mesaj hem Trump’a hem Biden’a: İlki yıktı, ikincisi restore etti ama hiçbirinin yaptığı yeni bir strateji inşa etmek değildi.

Özetlemek gerekirse: Lissner ve Rapp-Hooper’a göre Trump’tan sonra her şey değişti ve kimse eskiye dönemeyecek. Makale, ABD’nin dış politika belleğinde yeni bir başlangıcın zeminini yoklar nitelikte... Yazarlar, Trump’ın ikinci döneminin, ister beğenilsin ister nefret edilsin, artık geri dönüşü olmayan bir düzen değişiminin fitilini ateşlediğini savunuyor.

Ancak bu değişimi Trump’ın mı yoksa sistemin kendisinin mi şekillendireceği belirsiz.

Makalenin mesajı açık: “Yeni dünya kuruluyor. Hazır olmayanlar yaratılışta bulunamayacak”.

KAYNAK: Odatv.com

Bir yanıt yazın

Yanıt yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.