İklim değişikliğiyle mücadele ve uyuma ilişkin İklim Kanunu teklifi, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) kabul edilerek yasalaşmasının ardından çarşamba günü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
İktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) tarafından TBMM'ye sunulan teklif, 2 Temmuz'da TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaştı.
Tartışmalı yasa, sera gazı emisyonlarının azaltılmasını, iklim değişikliğine uyum faaliyetlerini, planlama ve uygulama araçlarını, gelirleri, izin ve denetim ve bunlara dair yasal ve kurumsal çerçevenin usul ve esaslarını içeriyor.
İklim hukukuyla ilgili, "İklim Adaleti", "İklim Finansmanı, "Net Sıfır Emisyon", "Adil geçiş," "Birincil piyasa," "Karbon Kredisi," "Denkleştirme," "Emisyon Ticaret Sistemi (ETS)," "Gömülü sera gazı emisyonları," "Gönüllü karbon piyasaları" gibi 39 terim tanımlanıyor.
Kamu kurum ve kuruluşlarıyla gerçek ve tüzel kişiler, kamu yararı gözetilerek alınacak tedbirlere ve düzenlemelere süresinde uymakla ve bunları uygulamakla yükümlü olacak.
Ancak, muhalefet partileri, "doğa katliamına yasal kılıf" ve "ticaret yasası" diye nitelendirdikleri bu kanuna karşı çıkıyor.
Muhalefet: 'Adı iklim, içeriği ticaret'
Kanun teklifi muhalefet partileri ve iklim örgütleri tarafından "ticari amaçlı hazırlandığı" gerekçesiyle eleştiriliyor. Özellikle küçük işletmelere getireceği mali yük ve iklim derneklerinin sürece katılımının sağlanmaması nedeniyle tartışılıyor.
CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, "Gerçekten bir iklim kanununa ihtiyacımız var; ama üniversitelerin, çevre örgütlerinin, yerel yönetimlerin ortak aklıyla hazırlanmış bir yasaya. Bu sözde 'İklim Kanunu', sadece beş yandaş firmanın çıkarı için getiriliyor," eleştirisinde bulundu.
Başarır, "Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu kanunu reddediyoruz!" diye ekledi.
Saadet Partisi Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan ise, "Adı 'iklim', içeriği ticaret olan; orman yangınlarına, zirai dona, kuraklık sorununa hiçbir çözüm sunmayan; doğanın ve milletimizin çıkarına değil, sermayenin menfaatine hizmet edecek bu düzenlemeye red oyu verdik," ifadelerini kullandı.
TEMA Vakfı'nın X hesabından yapılan açıklamada da, "Kaybeden insan ve doğa oldu," ifadelerine yer verildi. Yasayı "İklim Kanunu" olarak görmediklerini, bu yasayla "emisyon ticaret sistemi düzenlendiğini" dile getiren vakıf, şöyle ekledi: "Emisyon azaltımı, fosil yakıtlardan çıkış, adil geçiş planı, uyum politikaları ve gelirlerin toplum yararına kullanımı gibi kritik unsurları içermeyen ve iklim krizine bütüncül yaklaşmayan bu yasanın Anayasa Mahkemesi'nden dönmesini umut ediyoruz."
Tartışmaların odağındaki mekanizma: Karbon ticaret sistemi
Kanunda en çok konuşulan düzenleme ise emisyon ticareti mekanizmasının kurulmasının öngörülmesi. Bu mekanizmalar uluslararası alanda karbon ticareti diye bilinen bir döngünün parçası.
Karbon kredilerini bir "kirletme izni" diye tanımlamak mümkün. Bir azaltım projesiyle (örneğin ağaçlandırma ile bir yutak alan yaratarak veya güneş enerjisi yatırımıyla fosil yakıtların daha az kullanılmasını sağlayarak) atmosferden bir ton karbondioksit eksilten projeler, bir karbon kredisi üretmiş sayılıyor. Projelerin ürettiği bu krediler sera gazı emisyonları yüksek olan, yani fazlasıyla kirletici şirketler tarafından satın alınabiliyor. Böylelikle şirketler, sebep oldukları kirliliği bir ölçüde "dengelemiş" kabul ediliyor.
İlk tasarlandıklarında bu kredilerin, sebep oldukları kirliliği dengelemek isteyenlere iyi bir yöntem sunması ve aynı zamanda iklim dostu projelere finansman sağlaması amaçlanmıştı. Ancak günümüzde bu yöntemin, dünyanın en büyük şirketlerinin gerçek anlamda emisyon azaltımı sorumluluğundan kaçmasının bir yolu haline geldiği yönünde ciddi eleştiriler de var. Diğer bir deyişle bazı şirketlerin, iklim kriziyle mücadele ediyormuş gibi görünmek için bu kredilere başvurduğu iddia ediliyor.
Türkiye'de nasıl işleyecek?
İklim Değişikliği Başkanlığı tarafından kurulması planlanan Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) kapsamında da doğrudan sera gazı emisyonlarına neden olan faaliyetleri yürüten işletmelerin, bu faaliyetleri gerçekleştirebilmesi için İklim Değişikliği Başkanlığı'ndan emisyon izni alması zorunlu olacak.
ETS kapsamına dahil olan işletmeler, doğrulanmış yıllık sera gazı emisyon değerine karşılık gelecek şekilde yıllık ödenek verecek. Ulusal ödenek planları Resmi Gazete'de yayınlanacak.
İdari para cezaları geliyor
Kanun kapsamında idari para cezaları da belirlendi.
BBC Türkçe'ye göre, sera gazı emisyonlarının takibine ilişkin yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak, doğrulanmış sera gazı emisyonu raporunu süresi içerisinde sunmayanlara, 500 bin liradan 5 milyon liraya kadar idari para cezası verilecek.
Ozon tabakasını incelten maddelere ve florlu sera gazlarına ilişkin mevzuatla belirlenen usul ve esaslara, yasaklara veya sınırlamalara aykırı davranışlar da yine para cezasıyla sonuçlanacak.