İtalyan devletine bağlı ANSA haber ajansı, bugün (7 Mayıs 2025 çarşamba) yeni papayı seçecek zirve öncesinde Vatikan'daki tüm cep telefonu sinyallerinin kesileceğini bildirdi.
133 kardinal, Papa Francis'in ölümü sonrasında dünyadaki 1,4 milyar Katoliğin başına geçecek kişiyi belirlemek üzere Sistine Şapeli'nde toplanacak.
Sistine Şapeli etrafında da jammer'larla önlem alınması planlanıyor.
İtalyan devlet televizyonu RAI, yerel saatle 15'te telefon sinyallerinin kesileceğini, bir buçuk saat sonra da kardinallerin Sistine Şapeli'ne gireceğini duyurdu.
Vatikan, dünyanın dört bir köşesinden 133 kardinalin Roma'ya vardığını pazartesi günü doğruladı.
Kardinallerin yanlarındaki tüm telefon ve elektronik cihazları salı itibarıyla yetkililere teslim etmek zorunda olduğu ve konklav adı verilen zirve bitince bunları geri alacakları da bir Vatikan sözcüsü tarafından duyuruldu.
2013'te Papa Francis'in seçildiği konklav sırasında da jammer'lar kullanılmıştı.
Şiddetli bronşit nedeniyle 14 Şubat'ta Roma'daki Gemelli Hastanesi'ne kaldırılıp çift taraflı zatürre teşhisiyle 38 gün boyunca tedavi gören Papa Francis, 23 Mart'ta taburcu edilmişti.
Prof. Sergio Alfieri, Papa'nın hastanede yattığı dönemde iki kez ölümden döndüğünü açıklamıştı.
21 Nisan sabahında acı haberi dünyaya duyuran Kardinal Joseph Farrell, Papa Francis'in yerel saatle 07.35'te yaşamını yitirdiğini belirtmişti.
Vatikan, ölüm nedeninin inme geçirme, komaya girme ve geri döndürülemez kalp yetmezliği olduğunu bildirmişti.
Filistin konusundaki hassasiyetiyle bilinen Papa Francis'in ölmeden önce Gazzeli çocuklar için bağış yaptığı, önceki günlerde ortaya çıkmıştı.
ANSA, 88 yaşında ölen Arjantinli'nin genelde halkı selamlamak için kullandığı "papamobil" araçlarından birinin, Gazze'deki çocukların sağlık ihtiyaçları için kullanılması isteğinde bulunduğunu bildirmişti.
Haberde, söz konusu aracın, Katolik Kilisesi'nin hayır işleriyle ilgilenen Caritas'ın Kudüs'teki şubesinin hizmetine verildiği ve Caritas İsveç şubesinin desteğiyle, Gazzeli çocuklara hizmet verebilecek şekilde dönüştürülmekte olduğu belirtilmişti.
Şoför ve doktorun bulunacağı araçta, teşhis, muayene ve tedavi için gerekli ekipmanların yer alacağı kaydedilmişti.
Kimin yeni Papa olacağını gerçekte ne belirleyecek?
Catherine Pepinster
independent.co.uk/voices
Modern zamanın papaları dünya sahnesinin devlerindendir. Roma Katolik inancına sahiplerle buluşmak için yaptıkları gezilerle gezegeni dolaştılar. Hem Roma'da hem de yurtdışında Britanyalı hükümdarları, ABD başkanlarını ve diğer onlarca küresel lideri karşıladılar. @pontifex hesabından tweet attılar ve Papamobil'lerinden (papanın halka açık alanlarda kullanması için özel tasarlanmış bir motorlu araç -ed.n.) el salladılar.
Mesele yeni bir Papa seçmek olunca her zaman en olası aday göreve gelmiyor.
Krakow Başpiskoposu Karol Wojtyla, 1978'de II. John Paul adıyla papalığa seçilirken 455 yıllık süre zarfında bu göreve getirilip de İtalyan olmayan ilk kişiydi. Halefi XVI. Benedikt, Bavyeralı bir Almandı. Papa Francis, kendi ifadesiyle, Arjantin'in varoşlarından geldi. Sıradaki konsey, yani papa seçimi için toplanan kardinaller artık bir başka sürprizin zamanının geldiğine karar verip bir Siyah Papa seçebilir mi?
Yakın zamandaki ödüllü Konsey (Conclave) filmini izlerseniz, sıradaki papanın kim olması gerektiğini düşünen kardinaller bu seçime hazırlanırken dikkat çekici bir dramanın geliştiğini görürsünüz. Filmin temelini oluşturan ve aynı adı taşıyan kitabı yazan romancı Robert Harris, ev ödevini yaptı ve XVI. Benedict'in kazandığı seçimde oy kullanan kardinallerden Cormac Murphy-O'Connor'a da danıştı.
2017'de ölen Murphy-O'Connor, Sistine Şapeli'ndeki Michelangelo imzalı Son Yargı'nın altında yaşananları sır olarak saklayacağına oy veren tüm kardinaller gibi yemin etse de konsey sırasında neler olduğuna dair ipuçlarını da ara sıra vermişti. Bir keresinde bana da söylediği gibi, Buenos Aires Kardinali olan arkadaşı Jorge Bergoglio'ya 2005 seçiminin ilk turlarında oy verdiğini Harris'e söylediğinden şüpheleniyorum.
Sonrasında Benedict'in 600 yıllık süre zarfında istifasını veren ilk papa olarak 2013'te dünyayı şoke etmesinden sonra Murphy-O'Connor 80'i geçmişti ve oy vermek için çok yaşlıydı. Ancak Roma'ya seyahat edebildi ve usulüne uygun şekilde Papa Francis adıyla seçilen eski arkadaşı Bergoglio'nun destek toplamasını sağladı.
Bu tarz bir konsey öncesi lobiciliği, Sistine Şapeli'nin kapıları kilitlendiğinde ve gizli oylama başladığında neler olacağını şekillendirmeyi sağlar. 88 yaşındaki Papa zatürre teşhisiyle şubatta hastaneye kaldırıldığından beri Roma'yı ziyaret eden kardinaller bundan sonra ne olacağını düşünüyor.
Dünyadaki 1,2 milyar Katoliğe liderlik edecek sıradaki kişi olmaya adayları değerlendirirken, Kardinaller Koleji'nin seçme hakkına sahip 138 üyesi şu soruyu soracak: "O papabile mi?" Bu İtalyanca ifade, gerekli niteliklere ve de bağlantılara sahip bir kardinali işaret ediyor.
Katoliklik, eskiden kalbi olan Avrupa'da uzun zamandır düşüşte. Güney Amerika ve Afrika'da daha güçlü, Asya'da da büyüyor. Dolayısıyla kardinaller, Afrikalı bir papayı değerlendirme zamanının geldiğini düşünebilir.
Liberaller bunun iyi bir şey olduğunu düşünebilir, son Afrika kökenli papa olan I. Gelasius'un üzerinden 1500 yılı aşkın zaman geçti. Bununla birlikte kazanması en olası adaylar ilericilerin pabucunu dama atabilir.
Gine'den Robert Sarah'yı ele alalım. Mesajları açık: İslam bir sorundur, kürtaj ve eşcinsel ilişkiler yanlıştır, Kilise seks ve evlilikle ilgili geleneksel öğretileri sürdürmelidir ve Francis'in emrettiğinin aksine, eski tarz Tridentine Ayini yasaklanmamalıdır.
Bir başka Afrikalı olan Ganalı Peter Turkson da benzer bir şekilde seks ve evlilik konularına katı yaklaşıp İslam hakkındaki sözlerini esirgemese de Francis gibi adalet, iklim değişikliği ve barış sağlama türünden konuları öncelik haline getirdi.
Kardinaller Koleji'nin seçmenlerinin demografisine hızlıca bakınca (Yalnızca 80 yaşın altındakiler konseyde oy kullanabiliyor) bunlardan 111'inin bizzat Francis tarafından atandığı fark ediliyor. Halefinizi seçecek seçmenleri belirlemek, bir papanın en büyük gücüdür.
Francis gerçekten zar tuttuysa Sarah'nın hiç şansı yok, Turkson'ın ise var. Ama işler her zaman böyle yürümüyor. 2013'te oy veren kardinaller, muhafazakar II. John Paul ve XVI. Benedict tarafından seçilen erkeklerdi ancak Arjantin'den Jorge Mario Bergoglio'yu tercih ettiler.
Bazı Vatikan gözlemcilerine göre Francis beklenenden çok daha ilericiydi: Kilise rahiplerini boşanmış ve yeniden evlenmiş Katoliklerin komünyon almasına izin vermeyi düşünmeye (Daha önce yasaklanmışlardı) ve eşcinsel çiftleri kutsamaya çağırdı. Vatikan kardinallerini makamın debdebelerine fazla takıntılı oldukları için azarladı ve Donald Trump gibi politikacıları göçmenlere yönelik muamelelerinde "Hristiyan olmamakla" eleştirdi.
Roma'da çalışan birçok kişi son 12 yılın inişli çıkışlı geçtiği konusunda hemfikir. Francis'i destekleyenler bile, onun reformlarının oturmasına izin vermenin ve herkesin daha huzurlu bir hayata sahip olmasının zamanının geldiğini düşünüyor. Bu düşünceler geçerli. Bölünmelere neden olan John Paul, Benedict ve Francis figürlerinden sonra hem birleştirici bir kişiliği hem de daha az düşmanı ve dalkavuğu olan bir papa gerekiyor.
Ayrıca İtalyanlar, papalığın kendilerine geri dönme zamanının geldiğini düşünüyor. Kardinallerden Bolognalı Matteo Zuppi ve mevcut Kudüs Latin Patriği Pierbattista Pizzaballa da orta yolcular arasında popülerdir.
Eşcinsel evliliğe özgürlükçü yaklaşan ve Francis'in tuttuğu Malta Kardinali Mario Grech'in orta yolculara da hitap edebileceğini öngörüyorum. Ancak konsey hakkındaki eski bir İtalyan atasözü olan "Adam papa olarak girdi, kardinal olarak çıktı"nın doğruluğu bir kere daha ispatlanabilir.
Herkesin bahsettiği kişiler oyları alamıyor. Ya da biz Katoliklerin ifadesiyle, yine de Kutsal Ruh bizi şaşırtabilir.