Trump–Netanyahu ikilisinin yeni Gazze Planı: Umudun Silahlaştırılması ve Bölgenin Dizayn Arayışı
- Telegram
Trump ve Netanyahu’nun Gazze–Filistin planından anladığım şudur:
“İki devletli çözüm umudu”, “devlet kurma hayali” ve “kan ile acıyı durdurma isteği” artık bir SİLAH olarak kullanmak istiyorlar!
Gazze’de bugüne kadar “şiddet, katliam, ölüm, yıkım, açlık, kıtlık, yokluk ve belirsizlik” birer silah olarak sahaya sürüldü. Bunlar, İsrail ve ABD’nin hedeflerine ulaşmasını kolaylaştırmak adına; hem Gazze halkını hem Hamas’ı baskılamak için, hem de halkı Hamas üzerinde bir baskı aracına dönüştürmek için kullanıldı. Aynı zamanda uluslararası toplumu ve hedef devletleri sindirme, yönlendirme ve manipüle etme işlevi gördü.
Şimdi planın yeni boyutu ise daha sofistike:
“Umut, hayal ve acıyı dindirme isteklerini” silaha dönüştürmek!
Yani “iki devletli çözüm vaadi”, “devlet kurma hayali”, “Gazze’nin yeniden inşası” ve “acıları dindirecek insani paketler” artık bir süreç-yönetim-kontrol ve hedef mekanizması olarak devreye sokuluyor. Bu vaatler, uluslararası kamuoyunu oyalamak, hedef halkların gazını almak, vicdani tepkileri yatıştırmak ve direnci zayıflatmak için birer araç haline getiriliyor.
Bu aslında hibrit savaşların görülmeye muhtaç bir başka yüzüne karşılık geliyor:
Umut ve hayaller manipüle ediliyor. İlginç bir şekilde Filistin devletini bir kısım yeni tanımalar dahil olmak üzere “devlet vaadi”, “iki devletli çözüm”, “yeniden inşa”, “insani paket” gibi kavramlar; büyüyen küresel vicdani enerji ve öfkeyi yatıştırma, dış kamusal desteği dağıtma, ülke algoritmalarını hizaya sokma ve Filistin direnişini parçalama potansiyeline sahip.
Öte yandan planın alternatif yüzü daha da sert: Hamas, büyük bir açmazın içine sürükleniyor. İstenilen çözüme razı edilmek için ağır bir baskı altına alınıyor. Razı olmazsa, “barışın önünü tıkayan aktör” olarak damgalanacak ve bu söylem, yeni katliamlar dahil, yapılacak her şeyi meşrulaştırmak için kullanılacak.
Temelde ise tablo açıktır:
Bu plan ABD, İsrail ve Netanyahu’nun beklenti ve hassasiyetleriyle uyum içinde; hatta İsrail ve Netanyahu’yu da araçsallaştırarak, Ortadoğu’yu ve küreyi kendi menfaatleri ve jeopolitik hesapları çerçevesinde yeniden dizayn etme çabasıdır. Yeni operasyonlara alan açması, sahadaki yığınakların şekillendirilmesi ve stratejik fırsatların geliştirilmesi de bu paketin doğal uzantısıdır.
Sonuç olarak şunu söylemek gerekir:
İsrail ve ABD, bu fırsatı kendilerine sunanlara gerçekten müteşekkir olmalılar!