Unıted States Jeopolitik Emlak Ve Lojistik Kiralama Hizmetinizde
- Telegram
ABD Başkanı Donald Trump’ın karmaşık diplomatik problemleri ve geçmişi yüzyıllara dayanan çetrefil çıkar çatışmalarını bir emlak ve turizm yatırımcısı mantığıyla çözme anlayışı farklı cephelerdeki meseleleri giderek içerisinden çıkılmaz hale getiriyor. Bunun son örneği Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki barış arayışının merkezinde yer alan “Zengezur Koridoru” konusunda yaşandı. ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın geçen hafta ülkesine dönüşünde düzenlediği basın toplantısında Zengezur Koridoru’nun kontrolüne dair dile getirdiği çözüm formülü ortalığı karıştırdı. Peki ne demişti Büyükelçi Barrack: “Sadece 32 kilometrelik bir yol yüzünden 10 yılı aşkın süredir anlaşmazlık devam ediyor. Bu yolu 100 yıllığına bize verin bir Amerikan şirketi tarafsız garantör olarak hizmet versin, Azerbaycan ve Ermenistan bu yolu ortak kullansın”.
KAFKASLAR, YUNANİSTAN VE GKRY’YE BENZEMEZ
Donald Trump’ın birinci başkanlık döneminde ABD ordusunun Yunanistan’ın Girit Adası ve Batı Trakya’daki limanlara çökmesi, ikinci başkanlık dönemi ile beraber Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ndeki Simerini, Larnaka, Baf ve Mari’deki hem deniz hem de hava üslerine yerleşmesi, Washington’daki karar vericilerde karşılarına çıkacak herkesin Yunan ve Rumlar gibi topraklarını satmaya meraklı olduğu izlenimi yaratmış olabilir.
Ancak Büyükelçi Barrack’a da haksızlık etmemek lazım. Açık kaynakları biraz kurcaladığımız zaman, Zengezur Koridoru’na ilişkin ABD önerisine dair haberlerin Barrack’ın New York’taki basın toplantısından en az 10 gün önce dolaşıma sokulduğu görülüyor. Dahası bu fikrin esas mucidinin Avrupa Birliği olduğu, Carnegie Endowment adlı düşünce kuruluşu tarafından rapora dönüştürülerek gündeme getirildiği anlaşılıyor. Dahası mesele fikir aşamasında da kalmıyor, 2024 yılının Ekim ayında Rusya’nın Kazan kentinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Paşinyan arasındaki görüşmede gündeme geliyor. Peki bu teklifin ciddiye alınabilir tarafı var mı?
Aslında benzer bir formülün uygulanmak istendiği bir tartışmalı alan daha var ve ne tesadüf ki orası da yine Kafkaslarda. Rusya ile Gürcistan arasında 2008 yılında yaşanan savaşın ardından Abhazya ve Güney Osetya özerk bölgeleri Tiflis yönetimi ile ilişkilerini keserek Rusya’ya bağlanmışlardı. İşte Rusya ile Gürcistan arasındaki bu özerk bölgeler üzerinden geçen demir ve karayollarından kargo akışı sürdürebilmek için 2017 yılında Gürcistan İsviçre merkezli SGS ( Societe General de Surveillance ) ile bir anlaşma imzaladı. Yalnızca İsviçre hükümetine hesap veren bu şirketin görevi Rusya ile Gürcistan arasında Güney Osetya ve Abhazya üzerinden transit kargo trafiğini güvenli bir şekilde yönetmekti. Ancak Rusya-Ukrayna Savaşı ile beraber bu plan hedeflerine ulaşamadı. Görünen o ki Birleşmiş Milletler başta olmak üzere çok taraflı uluslararası kuruluşların itibarını yerle bir eden Amerika Birleşik Devletleri, günümüzde tıpkı Blackwater ya da Wagner özel orduları gibi, uluslararası krizlerin çözümleri için de özel şirketleri devreye sokma gayreti içerisinde. Özellikle Zengezur Koridoru teklifi üzerinden ABD’nin bir diğer amacı da Kafkaslarda Rusya ve İran nüfuzunu sınırlamak. Ki bu tek örnek de değil.
GAZZE’YE “TRUMP RIVIERA” PROJESİ
Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere’den şirketlerin bugünlerde Gazze Şeridi’ni bir tatil beldesine dönüştürmek için inşaat ve yatırım projeleri üzerinde çalıştığı haberleri geliyor. Bu şirketlerden biri ABD merkezli Boston Consulting Group. Bu firmanın ilk hedefi 500 bin Filistinliye kişi başına 9 bin dolar ödeyerek Gazze’yi terk etmeye ikna edecek bir sürgün planı hazırlamak. Peki bu insanlar gönderilince ne olacak? Ve bu ABD firmasına kim eşlik etmekte? İşte yanıtı: Irak’ın olmayan kitle imha silahlarını bahane ederek işgale destek veren İngiltere’nin eski başbakanının ismini taşıyan “Tony Blair Institute for Global Change/TBI” adlı düşünce kuruluşu. İngiliz The Guardian gazetesinin 7 Temmuz 2025 tarihli haberine göre, bu iki kuruluşun planlarına bir grup İsrailli yatırımcı da eşlik ediyor. Peki hazırladıkları şey ne? Habere göre “Great Trust” adı verilen proje Trump yönetimine de sunuldu. Körfez ülkelerinin de finansmanına katılması öngörülen proje Gazze’de 10 mega yapının inşa edilmesini içeriyor. Bu 10 mega yapı içerisinde ikisi projenin omurgasını oluşturuyor. Birincisi, Batı Akdeniz’in gözde tatil merkezi “Fransız Riviera”sının bir benzerinin Gazze’de “Trump Riviera” adıyla oluşturulması. Diğeri de bir teknoloji merkezinin inşası. Bu teknoloji merkezine de Elon Musk’ın isminin verilmesi planlanmış ancak Trump ile yollarının ayrılmasına bağlı olarak bu ismin de geçerli olması artık mümkün değil. Bakalım Kafkaslardan Gazze’ye kadar kazanan bu “Zihni Sinir Projeleri”mi olacak yoksa bölge ülkelerinin kendi kaderlerini tayin hakkı mı baskın çıkacak?