Mehmet A. KANCI

Himalayaları Devrimlerle mi Renklendiriyoruz?

Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A- A+ Paylaş

Ruhsal arınmanın merkezi olarak görülen, yılda 1 milyon kadar turistin huzur bulmak ya da Everest Dağları'nın zirvesine tırmanarak ruhlarını arındırmak için ziyaret ettiği Nepal, imajıyla tezat teşkil eder şekilde 2025 yılının uluslararası vakaları arasına dahil oldu. 

Ağustos ayında yolsuzluklara tepki olarak başlayan sokak olayları, Eylül ayında kamu kurumlarının ateşe verildiği, politikacıların sokaklarda linç edildiği şiddet vakalarının sahnesi haline geldi bu güney Asya ülkesi. 15 Eylül itibarıyla şiddet olaylarında hayatını kaybedenlerin sayısı 70'i aştı. 

Uluslararası toplum, hem ABD-İsrail ortaklığıyla Ortadoğu geneline yayılan katliamlarını dozunu artırması hem de coğrafi konumu itibarıyla olsa gerek Nepal'de neler yaşandığını henüz anlamlandırabilmiş değil. Ancak Doğu Avrupa'dan Kafkaslar'a uzanan eski Varşova Paktı ülkeleri ile Sovyet cumhuriyetlerinde rastlanan türden bir “renkli devrim” havasının Güney Asya'da estiği izlenimini edindiğimi söyleyebilirim. 

Nepal'deki halk ayaklanmasının temeli yolsuzluklarla atıldı, ancak Facebook, Instagram, YouTube, X, Reddit ve Linkedln gibi internet platformlarının, Nepal İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı'na kayıt için başvurmadıkları gerekçesiyle kapatılmaları gelişmelerin tuzu biberi oldu. Bu kapatma kararını takiben 5 Eylül'de başkent Katmandu'daki sokak eylemlerine katılanların sayısı katlanarak arttı. Özellikle gençlerin oluşturduğu eylemci kitlelerin süreçte ağırlık kazanmasıyla beraber olaylar “Z Kuşağı Protestoları” olarak isimlendirilmeye başlandı. 

Güvenlik güçlerinin 5 Eylül'deki eylemlere sert müdahalesinde 19 kişinin hayatını kaybetmesi üzerine hükümet gelişmeler üzerindeki kontrolünü tamamen yitirdi. 9 Eylül günü Başbakan Sharma Oli'nin istifası de eylemlerin hızını kesmedi. Protestocular parlamento binası dahil kamu kurumlarını, politikacıların konutlarını ve otelleri ateşe verdi. Sosyal medyanın yeniden açılması da eylemcileri durduramadı ve Nepal'de tam anlamıyla anarşinin hakim olduğuna dair görüntüler sosyal medyayı kapladı.

DOĞRUDAN DEMOKRASİNİN ZİRVESİNE ULAŞAN ÜLKE: NEPAL

Olaylar hangi noktaya varacak sorusu gündeme gelmişken Nepal Yüksek Mahkemesi'nin eski Başyargıcı Sushila Karki'nin geçici Başbakan ilan edildiği haberleri ajanslara ulaştı. Ancak bu seçimin yapılma şekli ister istemez aklıma bazı soruları getirdi. Nepal'in yeni Başbakanı hangi kriterlere göre seçilmişti? Bu seçim için hangi kişiler ve kurumlar arasında uzlaşma sağlanmıştı? 

Uluslararası haber ajanslarına bakacak olursak, bu seçim çevrimiçi iletişim platformu “Discord”'daki bir anket ile yapılmış. Ankete katılanlara 5 seçenek sunulmuş ve bunlar arasından Karki tercih edilmiş. Benim gibi habersiz olanlar için izah edeyim, “Discord” denilen çevrimiçi iletişim platformu daha ziyade bilgisayarda oyun oynayan kitleler ve yasadışı gruplar tarafından kullanılıyor. 

Ülkemizden örnek vermek gerekirse Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının son 10 günde “Discord” üzerinden organize olan yasadışı gruplara yönelik yürüttüğü soruşturmalarda yaklaşık 60 kişi gözaltına alındı. Bu kişilere yöneltilen suçlamalar arasında cinayet, cinayet zanlısını övme, tehdit, Atatürk'ün manevi anısına hakaret, çocukların kullanıldığı müstehcen yayınları ülkeye sokmak ve yaymak gibi hususlar bulunmakta. Yani küresel suç çeteleri tarafından tercih edilen, sahte bir elektronik posta adresiyle girilebilen iletişim sistemi üzerinden bir ülkeye “Başbakan” belirlenebilen, hatta bu “doğrudan demokrasi” örneğini alkışlayan insanların bulunabildiği bir çağda yaşıyoruz. 

Bana daha da ilginç gelen hususlardan biri, bu tür “ultra doğrudan demokratik sıçramalar” nedense bu teknolojileri geliştiren ülkelerde yaşanmıyor. Coğrafi açıdan stratejik önemi haiz ülkeler bu ultra demokrasi fırsatlarının başlıca müşterisi haline getiriliyor. Ne demek istediğimi biraz açayım müsaadenizle.

ÇİN-RUSYA-HİNDİSTAN ÜÇLÜSÜNÜN BİRLİK MESAJLARI İLE NEPAL'DEKİ OLAYLARIN ZAMANLAMASI TESADÜF MÜ?

Nepal'deki gelişmeler tam da Çin Halk Cumhuriyeti'nde en geniş katılımlı Şanghay İşbirliği Örgütü Zirvesi'nin düzenlendiği günlerde başladı. Çin Halk Ordusu'nun Pekin'deki gövde gösterisi ile eş zamanlı olarak da Katmandu'da sokaklar karışmaya başladı. 

Peki Nepal nerede?

ABD'nin birbirlerinden yalıtmaya çalıştığı, dahası sınır çatışmaları için birbirlerine karşı kışkırttığı Çin Halk Cumhuriyeti ile Hindistan arasında tampon bölge olarak görev yapan bir konumda. Üstelik hem Çin hem Hindistan, Rusya'dan ambargolara rağmen petrol aldıkları için ABD Başkanı Donald Trump tarafından hedefe oturtulmuş durumdalar. 

Şanghay İşbirliği Örgütü Zirvesi ve Pekin'deki “Zafer Günü Kutlamaları”, ABD'nin tek kutuplu dünya hedefi için yürüttüğü diplomasi açısından tam bir mağlubiyet manzarası oldu. 

Özellikle Çin ile bağını koparmaya çalıştıkları hem Rusya hem de Hindistan, Çin merkezli Asya bloğu ile çok yakın bir görüntü sergileyip, dayanışma mesajları verdi. Ve ne hikmetse tam bu mesajlarla beraber Nepal'deki “renkli devrimimsi” olaylar patlak verdi. 

Şunu akıldan çıkarmamak lazım: 19'uncu yüzyılın ilk yarısında Güney Asya'daki “Büyük Oyun”un tarafları Rus Çarlığı ve Birleşik Krallığın en önemli hedefleri, Himalayalar üzerinden Çin'in Tibet ve Sincan bölgelerine ulaşmaktı. O yıllarda Çin İmparatorluğu'nun içerisinde bulunduğu tüm kargaşaya rağmen bu hedeflerine ulaşamamışlardı.

Şimdi ABD'nin de benzer bir yolu daha modern imkanlarla denemekte olduğu anlaşılıyor. Bu nedenle Trump ve ekibinin yönetime gelir gelmez verdikleri “küreselleşme sona erdi, biz artık renkli devrimler peşinde değiliz” mesajlarına pek de itibar etmemek gerektiği anlaşılıyor.

Bir yanıt yazın

Yanıt yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Mehmet A. KANCI yazıları